30- D&D Sarhoş

3.6K 193 108
                                    


...

Gözlerimi açtığımda Derin'in kolunu yastık yaptığımı fark ettim yine kendime. ~Bu kadın senin huzur bulduğun tek liman oldu Deniz. Her fırsatta Derin'in kollarında buluyorsun kendini farkındasın değil mi? Ee öyle olacak tabi zaten, sevgilim değil mi alla allaaa? Başka kimin kollarına gideyim? Canım sevgilim!~ Derin yine benden önce uyanmış eliyle saçlarımı okşuyordu. Sevdiğin tarafından saçlarının okşanması hissinin bu kadar güzel olduğunu asla tahmin edemezdim. ~Kedileri daha iyi anlıyorum şimdi valla.~ Derin'in ellerinde ben de kedi gibi olmuştum.

Kendimi ona doğru çevirip elimi üzerine attığımda ikimizin de çıplak olduğumuz gerçeğiyle gülümsedim. Tavanı seyrediyordu Derin. Uyandığımı anlayınca başını bana doğru çevirdi. Günaydın öpücüğümü aldım kibarca. Buraya geleli neredeyse bir hafta dolacaktı ama Derin'in de benim de birbirimize susuzluğumuz geçmek bilmiyordu bir türlü.

Öpücüğümü aldım almasına tabi ama şeytan bu, durdurur mu hiç? Dürtüp durmaya başladı beni. Her ikimiz de çıplakken sadece ufacık bir günaydın öpücüğü elbette yetmezdi bana. ~Şeytan haklı valla. Ara sıra onun da sözünü dinlemek lazım değil mi ama?~ Elim usulca aşağı doğru inmeye başladığında, benim akıllı sevgilim niyetimi anlayıp kötü emellerimin gönüllü kurbanı oldu hemen.

...
...

Yorulduğumuz için kahvaltı yapmaya o kadar yolu yürümek ikimizin de işine gelmediğinden, yine odadaki sabit telefondan arayıp kahvaltılık bir şeyler sipariş verdik. Ben duşa girip çıkana kadar Derin kahvelerimizi çoktan hazırlamıştı.

Küçücük odaya kocaman mutluluklar sığdırmak sadece bize özel miydi yoksa her aşık bizim gibi böyle miydi bilmiyorum ama o an beş kuruş param dahi olmasa da önemli değil diye geçirdim içimden ama ne olursa olsun Derin hep yanımda olmalıydı.

Birbirimizle sohbet ede ede kahvelerimizi bitirdiğimizde tostlarımız geldi. Yanında bir kaç garnitür daha vardı. Bizi doyurmaya fazlasıyla yeterdi gelenler. Evin önüne çıkıp açık havada yemeye karar verdik.

Sandalyelerimize oturmuş keyifle kahvaltımızı yaparken önümüzden neredeyse ayakta duramayacak kadar sarhoş bir adamın bize baka baka geçtiğini gördük. ~Ben hadi neyse de sevgilime yiyecek gibi bakmak da ne demek bee? Sakin Deniz, sakin. Sarhoşun teki nihayetinde! Umursamamaya çalış. Gününüzü mahvetme sakın. Bir kez yaptın, bir daha yapma.~

Adam biraz ilerledikten sonra geri dönüp bize doğru yürümeye başladı. Ciddi bir yüz ifadesi takındım ve amacının ne olduğunu çözmeye çalıştım. Günü ben değil ama o mahvedecekti sanırım. Dibimize kadar gelip bir süre başımızda dikildi mezar taşı gibi. ~Es-selâââ tu vesselâââ.....~

Ciddiyetimi koruyarak,
+ "Bir şey mi istiyorsun?",
diye sordum.

Ağzının içinden harfler, kelimelerdeki yerlerini bulmadan çıkıyordu. Sadece yürüyemeyecek kadar değil, konuşamayacak kadar da içmişti anlaşılan.
- "sizwiğnle tağoşmahk istiwyoğrum çcohk wzelhsiniwz"

~Haydaa! Sabah sabah aldık başımıza belayı iyi mi? Şimdi bunu dövsen adam yerine koyacaklar, uğraşıp duracaksın Deniz. Bak sakin! Derin'i düşün, tatilinizi düşün... Güzelce sav başınızdan gitsin.~ Sakinliğimi koruyarak ve sarhoş olmasını da göz önünde bulundurarak cevap verdim adama,
+ "Çok sarhoş olduğunun farkındasın değil mi? Bizi daha fazla rahatsız etmeden güzel güzel geldiğin yoldan geri dön git paşa paşa hadi!"

- "Nowlacahk tağwşsak lağn"
Israrcı olacaktı belli ki.

Derin'in önce sesi sonra kendisi göründü bir anda,
- "Defol git lan buradan. Seninle mi uğraşıcaz sabah sabah? Asabımı bozma benim yürüü..."
Ne ara ayağa kalkıp adamı yakasından tutup itti anlamadım. ~Bence Derin'de kesin süper güçler var. Sorcam ona bunu artık! Bana da yapıyor aynısını! O kadar hızlı ve atik davranıyor ki sürekli kendimi Derin'in istediği yerde istediği pozisyonda buluyorum.~ Adam da benim gibi ne olduğunu anlayamadan yerde yuvarlanmaya başladı. Ayağa kalkıp üstünü becerebildiği kadar çırpıp, bize dik dik bakarak uzaklaştı.

Derin Düşünce / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin