Derin Düşünce / GxG

039- D&D Ya Doğruysa?

...

__________________

...

Biz arabanın başına gelene kadar Erkan yerden kalkıp koşarak bize ulaşmıştı çoktan. Derin tam kapıyı açarken hızla iterek arabanın kapısını geri kapattı ve önüne geçti kapının. Bense diğer tarafta dikilmiş onları izliyordum.

Derin kendini sakin tutmaya çalışarak çıkıştı,
- "Erkan çekil önümden!"

- "Hayır! Beni dinleyeceksin."

- "Senin ölüp ölmemen umurumda değil. Sana 'önümden çekil' dedim.",
diyerek tısladı Derin.

- "Ben de sana 'hayır' dedim. Beni dinleyeceksin! Dinlemek zorundasın."

- "ÇEKİL DEDİM SANAA!"
Derin bu kez bağırmıştı. ~İlk kez onu bu kadar kızgın ve bağırırken görüyordum. Derin kızgınken devleşiyordu resmen!~

- "Çocuğumun doğduğunu görmek istiyorum. Öleceksem de öleyim! Ama önce çocuğum doğacak. Ben ölmeden doğacak anlıyor musun? Ve ben bunu göreceğim."

- "Ne istiyorsun lan benden, NEEE?"

Erkan'ın ses tonu düşmüştü,
- "Sadece biraz daha yaşayabilmem için... Para..."
~Derin haklı çıkmış sayılır mıydı peki bu durumda?~

Ağlamaklı bir gülümseme takındı Derin,
- "Biliyor musun? Buraya gelirken bir an olsun, sadece bir an olsun benim için gelme ihtimalini düşündüm diye şu an kendime çok kızıyorum."
~İçim sızladı bee... Ah benim güzeller güzeli sevgilim.~

- "Senin için gelmedim evet; ama kendim için de gelmedim. Oğlumu bir kez olsun görmek, en azından bir tane de olsa onun kucağımda olduğu bir fotoğrafı ona hatıra bırakmak için geldim."
~Off! Bu çok ağır geldi ama yaa. Sersemletti beni! Bu kadar da numara yapıyor olamaz değil mi?~

Arabanın önünden dolaşıp Derin'in yanına gittim. Erkan hâlâ Derin'le araba kapısının arasında duruyordu.
+ "Ne kadar lazım?",
diye sordum... Derin'in daha fazla acı çektiğini görmek istemiyordum artık. ~Olaya el atmanın zamanı geldi de geçiyor bile!~

Bir anda gözleri parladı ve bakışlarını bana çevirdi,
- "Üçyüz elli bin lira."

Derin bana dönüp tam müdahale edecekti ki elimi 'dur' anlamında havaya kaldırıp Derin'i susturdum ve abisine tekrar döndüm
+ "Peki bu parayı aldığında ne olacak? Nasıl yaşayacaksın biraz daha? Anlat!",
diye sordum.

- "Bir ilaç var. Hastalığı geçirmiyor ama durmasını ve ilerlememesini sağlıyor. Tanesi otuz beş bin lira falan. Belirli aralıklarla sürekli kullanmam gerekli..."
~Olabilir mi acaba gerçekten böyle bir şey?~

+ "Bana hastalığının ne olduğunu ve ilacın adını söyle hemen."
Gerçekten doğru söyleyip söylemediğinden emin olmak zorundaydım. Eğer doğruyu söylüyorsa Derin'in sonrasında yaşayacağı olası vicdan azabını bir kenara bırakıyorum, doğmamış bir çocuğu babasından etmek vardı işin ucunda.

Derin ne kadar abisine karşı katı olursa olsun, ben onun ne kadar vicdanlı olduğunu ve elinde imkân varken, yardım yapabilecekken yapmayarak ileride yeğeni için çok üzüleceğini biliyorum. Bu yüzden Derin'in sorması gereken soruları ben sorma görevini üzerime aldım.