24- D&D İlk Kıskançlık

3.7K 222 104
                                    

...

Kahvaltıdan sonra yine hep beraber aşağı indik... Damla işleri takip etmek için erken kalktı yanımızdan. Gökmen ise Damla'yı yalnız bırakmak içine sinmediği için onunla beraber çıkıp kendi üstüne düşen kısımları halledip bir saat sonra geri geldi.

Öğlene doğru sevgilimin kollarının arasında oturmuş Sena ve Berkay'la sohbet ederken, Derin'in telefonu çaldı ve arayanı görünce saatine baktı. Biraz yüzünü mü ekşitti sanki? Müsaade isteyerek ayağa kalkıp uzaklaştı konuşmak için. Kim aramıştı ki uzaklaşıp konuşmak isteyecek kadar? Duymamı mı istemedi acaba? Paranoya yapmasana Deniz yaa. İşiyle alâkalıdır belki sesimiz gitmesin istemiştir kız. Tabi tabiii... Kesin öyledir bence. Ama yine de gözümü dikmiş Derin'i izliyordum, belki beden dilinden bir şeyler çıkarırım diye.

Sena'nın,
- "Ne o? Kıskançlık krizleri mi seziyorum zatıalinizden yoksa?",
demesiyle Sena'ya döndüm. Yine 'bayan dikkatli'nin gözünden bir şey kaçmamıştı. 'Beni bu kadar iyi tanımasa mıydı bu kız acaba' diyorum bazen!

+ "Ne saçmalıyorsun be? Ne kıskanması? Kiminle konuşuyor onu merak ediyorum sadece.",
dedim. Evet merak etmiştim, ne var bunda? Kıskanmış olamam herhalde değil mi? Daha kiminle konuştuğunu bile bilmiyorum nasıl kıskanayım ki hem?

Bıyık altından gülüp, lafını çekmedi tabi yine,
- " Sevgilisiniz bebeğim siz, ufak tefek kıskanman gayet doğal ve olası bir durum. Neden aslında varmış da yokmuş gibi göstermeye çalışıyormuşsun gibi bi izlenim bırakıyorsun bende o zaman?"

+ "Varmış da yokmuş gibi çalışıyormuşsunmuş mu? Bu nasıl bir cümle bee? Beynimi yaktın! Laf ebesi misin kızım sen, kıskanmadım ben. Kafamı ne karıştırıyorsun durup dururken şimdi?",
diye çıkıştım Sena'ya.

- "Ben karıştırmıyorum senin kafanı canım. Bunu son günlerde sağ olsun sana 'aşk' yapıyor benim yerime zaten.",
deyip pis pis sırıttı ve göz kırparak devam etti,
"Bak geliyor seninki, sor öğren de gider biraz kıskançlığını bakalım."

Anında Derin'in tarafına çevirdim başımı. Göz göze geldiğimizde gülümsemesi daha da büyüdü yüzünde. Yanıma kibarca oturup kanatlarının altına aldı beni yine. Meleğim benim. Ahh! Huzur... Sen ne güzel bir duygusun böyle. Kafamın içindeki bütün karabulutlar kayboldu birdenbire. Sorsam mı acaba kiminle konuştu? Amaaann Deniz sende! Kimle konuştuysa konuştu boşveer, Derin'in dediğini yap ve anın tadını çıkar. Sormadım hiçbir şey.

Derin saçlarımla oynarken ben pamuk gibi olmuştum ellerinin arasında. Ara ara saçlarımı öpüp koklaması da iyiden iyiye eriyip gitmemi sağlıyordu.

Dalıp gittiğim yerden Derin'in telefonunun bir kez daha çalması ve telefonla birlikte yeniden uzaklaşmasıyla geri döndüm. Daha önce de telefonu çalmıştı yanımda ara ara ama hiç böyle uzaklaşarak konuşmamıştı şimdiye kadar. Neydi bu mesele ya da kim arıyordu üst üste ve benim sevgilim neden beni bırakıp gidiyordu telefonla konuşmak için? Tilkiler kafamın içinde dolaşmaya çalışıyor, bense inatla uzaklaştırıyordum düşüncelerimden onları. Vardır bir bildiği muhakkak. Çok merak iyi değildir Deniz. Ve kıskançlığın her türlüsü ikili ilişkilere mutlaka zarar verir. Bunu çok iyi biliyorsun sen. O yüzden kötü şeyler düşünme sakın. Sakin ol!

Derin konuşmasını bitirip arkasını döner dönmez onu izlediğimi gördü. Tüh bee... Yakalandım! Kahretsin! Hemen başka yere çevirdim bakışlarımı. Gözüm Berkay'a takıldı o anda. Bana bakıp imalı imalı gülüyordu o da. Ne gülüyorsun be? Yok mu yemek memek yakınlarda? Şunun ağzına bi verin de bana bakmayı kesip bir şeyler yesin...

Derin Düşünce / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin