16- D&D Kaçınılmaz Son

4K 240 53
                                    

iyi okumalar :)

...

Eve doğru ilerlerken kaçınılmaz sona yaklaştığımın da farkındaydım. Yapacak bir şey yok Deniz katlanacaksın mecbur. Meraktan çatlıyorlar şimdi. Sayısız soru soracak, çekinmeden dalga geçecekler. Fırsatını yakaladıkları her şeyi yapacaklar buna hazırla kendini. Rüzgarı tersine çeviremezsen bittiğinin resmidir bilesin! Hadi bakalım neler olacak?

Evin önüne geldiğimizde daha ben arabayı stop etmeden Narin fırladı çıktı. İki kolunu birden yanlara doğru açıp koşarken bi yandan da o tiz sesiyle kapıya doğru bağırıyordu
- "Ben geldiimmm.
Heeyyy ben geldiiim.",
Kapıya ulaştığında elini zilden çekmeden basmaya ve halâ bağırarak zile eşlik etmeye devam etti.

Bir an önce müdahale et Deniz, yoksa evde kim varsa bir şey olduğunu sanıp kapıya gelecek. İlk dakikadan gol yemeyelim. Dememe kalmadan Narin'e birkaç adımım kala Zeynep abla açtı kapıyı çoktan. Tüh! Geç kaldım. Kapı açılır açılmaz beline sarıldı Narin büyük bir mutlulukla. Ben kalakaldım öylece olduğum yerde. Al işte korktuğun başına geldi Deniz. Hadi bakalım şimdi kurtul kurtulabilirsen. Damla ve Sena da kapıya geldiler.

Üçünün yüzünde de üç değişik ifadenin biri geliyor biri gidiyordu. -Narin'i görmenin mutluluğu, beni Derin'le birlikte zannederken Narin'le birlikte görmenin şaşkınlığı ve Narin'in teyzesinin öldüğünü anlamanın vermiş olduğu üzüntü.-

Narin baş sağlığı dileklerini tek tek kabul edip evde olduğundan dolayı mutlu olduklarını görünce de daha çok mutlu oluyordu. Narin'le konuşan yüzündeki merakı gizlemeden bana çevirdi bakışlarını. Hadi bakalım Deriiin, sıra sende! İki sinsi kaplan, pusuya yatmış avını bekliyor karşında sessizce. Onlar dişlerini senin üzerine geçirmeden kurtulman gerek. Yoksa öldün sen! Ruhuma el-fatiha... Geri dönüp kaçsam mı ki? Yok be! Niye fatihaymış yaa, hiç de ölmedim, ölmeyeceğim! Yok öyle Derin'le daha yaşamadan, yaşlanmadan ölmek falan. Savaş boyalarını sür ve emin adımlarla ilerle bakalım üstlerine. Uygun adım marş, ileriii... Omuzlarımı dikleştirdim, sadece benim duyabildiğim savaş çanları ve rap-rap sesleriyle eve doğru adımlarımı atmaya başladım. Pür dikkat beni izlediler.

İçeri girdiğimde kapıyı kapattılar ardımdan. Aha! Artık kaçmak da mümkün değil. Ama enteresan bir şekilde hâlâ bana soru soran yok. Güzeeell! Demek ki ilk cümleyi benden bekliyorlar. Şeytan sol kulağımdan 'hiçbir şey anlatma, ölsünler meraklarından.' diye fısıldadı. Bu şeytan da bazen çok mantıklı konuşuyor bee. Hoşuma gitti bu fikir! Gülerek ben konuştum önce,
+ "N'aber kızlar? Nasılsınız bakalım görüşmeyeli?"

Damla kendini gizleyemeden sordu hemen,
- "Asıl sen nasılsın Deniz? Haberler sende."

Biraz salağa yatarak, hiçbir şey anlamamış gibi Damla'ya dönüp boş boş bakarak cevap verdim,
+ "Haber mi? Ne haberi? Bi haber mi var ortada?"
Mükemmel bir oyunculuk sergiledim. Derin sayesinde bir özelliğimi daha keşfediyorum. Bakalım daha ne cevherlerim var, onları da sırayla öğreneceğiz bakalım.

İçimde büyük bir coşku oluştu. Aferin Deniz, doğru yoldasın. Tam gaz devam. Mümkün olduğu kadar ağır hareketlerle yukarı odama doğru yöneldim. Neler olduğunu anlatmam için odamın kapısının önünde mama isteyen yavru kediler gibi miyavladıklarını düşündüm bir an. Kocaman bi gülümseme doldu yüzüme onları öyle düşününce. Merdivenleri çıkmaya başladığımda aynı senkronla Damla ve Sena da peşimden geliyordu. Sanki boyunlarında görünmez bir ip var ve iplerin diğer ucu benim ellerimde gibi. Gelin bakalım peşimden kuyruklarım.

Sena devreye girdi direkt,
- "Deniz sen evden çıkarken 'Derin'le buluşacağım' diye çıkmadın mı? Narin'in senin yanında ne işi var? Biz seni Derin'in yanında sanıyorduk. Bir şey mi oldu? N'oldu yaa anlatsana!"

Derin Düşünce / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin