...
Derin'i ne kadar sardım sarmaladım o bankın üstünde bilmiyorum. Yapabilsem, içime sokup orada tutacaktım... Burnunu boynuma sokmuş, kokumla sakinleşiyor gibiydi. ~Kıpırdama Deniz! Sakın kıpırdayım deme papaz oluruz bak. Derin ne kadar isterse o kadar kalsın orada. Gerekirse elin ayağın uyuşsun, kangren ol ama kıpırdama. Hepsi senin suçun zaten. Ne var sanki o lanet kadını soruyorsun ısrarla?~ Hiç kıpırdamadım gerçekten.
Nefes alış verişleri normale döndüğünde geri çekildi. Hareketlerimi Derin'e göre ayarlıyordum. Ellerimi avucunun arasına aldı. Kendime çekip öptüm parmak uçlarından.
+ "Söz veriyorum sana. Seni ben iyileştireceğim, bana tattırdığın bu gerçek aşk iyileştirecek. Bunun için elimden ne geliyorsa yapacağım.",
dedim.- "Yanımda olman bana ne kadar iyi geliyor biliyor musun? Senin bir şey yapmana gerek yok ki. Gözlerin bana baksın yeter."
~Sana canım feda sevgilim,
gözlerimin lafı mı olur?~
Gülümsedim,
+ "Gözlerim senden başkasını görmüyor ki benim. O kadar sen doldum ki kendimi bile görmüyorum sana bakmaktan.",
dedim yüzünü okşarken.Gözleri parlamaya başladı ufak ufak. ~Lütfen Allah'ım! Bu parlaklık hiç gitmesin. Hep mutlu olsun o.~ Derinlerindeki ışık meğer ne kadar da hayat enerjisi veriyormuş bana. Şu kısacık zamanda her şeyim oluvermiş ben farkına bile varmadan. Mutluluk kapladı yeniden içimi. Aynı mutluluğu onun da yüzünde gördüm yeniden.
- "Bunların hepsi geride kaldı sevgilim. Yaşadığım o karanlık günler de bitti gitti işte zaten. Biz, şimdimize bakalım olur mu? Bu güzel günlerimizi böyle tatsız şeylerle boşa geçirmeyelim. Tamam mı?",
dedi gülümseyerek, parmağıyla burnumun ucuna vurur gibi dokundu.+ "Özür dilerim.",
dedim, daha suçlu hissetmiştim kendimi,
"Böyle güzel bir günü sırf merakım yüzünden bozduğum, anlat diye sana baskı yaptığım için. Keşke hiç sormasaydım sana. Bir daha sen istemeden seni asla zorlamayacağım bunun için."
~Oh olsun Deniz sana. Umarım dersini almışsındır da yapmazsın bir daha!~- "Özür dileyecek bir şey yapmadın ki sen. Benim hatam. Onun adı geçtiği zaman ilk fırsatta sana anlatmayıp kafanda soru işaretleri oluşturduğum için asıl ben özür dilerim senden. Hiç yaşanmamış sayalım mı bunları?",
dedi gayet ciddiydi.Hâlâ beni düşünüyor, benim onu teselli etmem gerekirken, o beni teselli etmeye çalışıyor ve bu konuda kendisini suçlu görüyordu. ~Ben ne yapmış olabilirim, nasıl bir garibanı sevindirip dua almış olabilirim ki sen çıktın karşıma acaba?~
+ "Ben seni hakedecek ne yaptım?",
diye sordum bir kez daha.Yüzümü ellerinin arasına aldı ve kendine çekti. Dudakları, dudaklarımı bulduğunda "Seni seviyorum" dedim usulca ve aynı karşılığı aldım Derin'den.
Dudaklarımız buluşunca, kalplerimiz ve ruhlarımız da buluştu o sırada. Gücümüz tükenene kadar buluştuk. Sanki ruhum var gücüyle ruhunu iyileştirmeye çalışıyor, derinlerindeki karanlıklara saldırıyor gibiydi. Daha önceki öpüşmelerimizin hiçbirisine benzemiyordu bu öpüşme. Anlatmanın imkânı yok. Sanki mistik bir güç, dudaklarımız birbiriyle dans ederken aynı anda etrafımızda dans ediyordu çılgın gibi tepine tepine.
Derin'i öperken geçen her saniye, hatıralarındaki siyah lekeleri teker teker yok ediyor gibi hissettim o bankın üzerinde. Kuşların ötüşleri bile artarak büyüdü, sanki ağaçlar rüzgârla bir olup ayin üstüne ayin düzenledi bize eşlik ederken. Biz taptıkları kutsal aşıklardık, onlar da etrafımızda tavaf eden inananlar!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Düşünce / GxG
Romance☆ TAMAMLANDI ☆ ______+18______ 'DERİN' ve 'DENİZ'in HIZLI ve TUTKULU AŞK HiKAYESiNE RASTLADINIZ. Tebrikler! :) Her aşkın kendi rengi vardır.. "Gerçek aşkın gücüne inanın!" Uyarı: Homofobik bireylerin okumaması kendi hayrınadır.