Derin Düşünce / GxG

19- D&D Ön Sevişme :)

Bu bölüm +18 içeriklidir.

Bunu bilerek okumaya
devam edin lütfen.

iyi okumalar :)

...

Kapıyla Derin'in arasında kalakaldım. Kollarını omuzlarımın hizasında iki yanımdan kapıya yasladı. Nefesi nefesime karışmaya başladı. Buram buram aşk kokuyor hava. Kalbim bir haftalık atış hakkını şu dakikalarda tüketmiş olabilir. Yine hayran kaldığım o ifadesi yüzünde. Kocaman gözleri ve aklımdan uzaklaştıramadığım dudaklarıyla tam karşımda duruyor. Yarım bir gülüş attı ve daha da yaklaşmaya başladı... Ahh! Bu kadarına dayanırsam ben daha da ölmem valla. Dudağımın kenarına yine bir öpücük kondurup biraz geri çekildi. Çekilmese ya hiç? Gülüşü daha çok büyüdü yüzünde.

Alnını alnıma dayadı ve fısıltıyla,
- "Seni öyle çok seviyorum ki.",
dedi hafif soluk vererek. Burnumun üstüne de bir öpücük kondurup yine biraz geri çekildi. 'Ben de seni seviyorum' bile diyemiyordum, sesim çıkmıyordu. Konuşma yetimi kaybettim o an. Ellerimi farkında olmadan kasıklarımın üstünde tutuyordum. Orda bir şeyler vardı ve Derin'in her hareketinde içimi yırtıp çıkacakmış gibi bir şeyler oluyordu.

Elinin dışını önce iki yanağımda gezdirdi biraz. Her dokunuşu ayrı ürpermeme sebep oluyordu. Sonra avucunun içiyle yüzümün sol yanını kavradı. Eline uyum sağladı bedenim hemen. Başımı, yüzümü tuttuğu yöne doğru eğdim biraz. Daha çok hissetmek istiyordum elinin sıcaklığını. Yüzümdeki elini tutup küçük bir hareketle avucunun içini öptüm. Gözlerine baktığımda hayatımda bundan daha seksi bir yüz görmediğimi farkettim. Bakışları değişmiş, bambaşka ve çok daha güzel olmuştu. içimden sıcak sıcak bir şeyler Derin'e doğru akıyordu.

Dudakları hafif aralık dururken ve ben yine dudaklarına kilitlenmişken,
- "Seyretmelere doyamıyorum seni. Gözlerimi senden alamıyorum.",
dedi. Sesi daha da kısık çıkmıştı. Aşka açık davetti sesinin tonu. Kıpırdadım olduğum yerde. Orada, o an, hemen onun olmaya hazırdım. Bu kadarını beklemiyordum kendimden. İstediği her şeyi yapabilirdim.

Başım hala elinin üstüne hafif yaslanmış halde dururken diğer eliyle omzumdaki saçlarımı geriye doğru atıp boynumu açıkta bıraktı. Eğilip boynumdan öptüğünde içimden ılık ılık bir şeyler akıp gitti, belinden tutup kendime daha da çektim Derin'i. Tuttuğum nefesimi bıraktım hafif ses çıkararak. Bedenim dile gelmeye başlamıştı artık. Bu kadar yavaş hareketlerle, nasıl bu kadar etkisi olabiliyordu üstümde anlamıyordum.

Ben hiç istemesem de yine geri çekildi biraz. Her hareketinden sonra beni izliyordu. Parmaklarını yüzümde gezdirmeye başladı. Keşfe çıkmış gibi her yerine dokundu. En son dudaklarımın üstüne geldiğinde durdu biraz. Duyduğum tek şey Derin'in ve benim nefes alıp verişlerimizdi. Artık ayakta durmaya mecalim kalmadı. Baş parmağı dudağımın tam üstündeyken, beni kendine çekip yine tam dudağımın kenarına ama bu kez daha uzun ve bastırarak bir öpücük daha bıraktı. Dudaklarına dönmeye çalışsam da izin vermedi. Geri çekildi! Çekilme!

+ "Beni öldürmek mi istiyorsun?",
diye sorabildim sadece ama kesik kesik çıkmıştı sesim.

- "Hayır sevgilim. Sadece tadına varmak, seni doyasıya yaşamak istiyorum. Aklında daha çok yer etsin istiyorum.",
dedi yavaş yavaş. Gözlerini gözlerime sabitledi ve kendini bana doğru bastırdı. Sesle karışık bir nefes verdim yine. Kendime ve benden çıkan seslere engel olamıyordum.

Başımı geriye doğru attım istemsiz. Bu kez ben davet etmiştim onu! Bir kez daha eğildi boynuma doğru. Daha uzun öptü bu kez. Biraz daha sertti öpüşü, dişlerini az da olsa hissedebilmiştim. Nasıl bu kadar çok hoşuma gidiyordu bu? Doğru düzgün nefes alıp veremiyordum artık. Başım dönüyordu sanki.
+ "Bana ne yapıyorsun böyle? Bayılmak üzereyim.",
diyebildim. Kasıklarımı deli gibi sıkmaya başlamıştım artık.