15- D&D İlk Buse

4K 250 47
                                    


...

Şehre girdiğimizde Derin'e ne yapmak istediğini sordum. Sağ salim şehre geldiğimize göre merkezde istediğim yerde bırakabileceğimi söyledi ve tabii ki kabul etmedim. Nereye gidecekse oraya kadar bırakacaktım elbette.

- "O zaman büroma bi uğrasam iyi olur. Neler olup bitti hiç haberim yok.",
dedi. Hakikaten haa! Derin'e kapılıp gidince aklıma bile gelmeyen bir işim vardı benim de. Neyse ki içim o konuda çok rahat. Gökmen ve Damla ellerini çekmemişlerdir işlerin üzerinden. Eee boşuna 'müdür' demedin onlara Deniz. Az ekmeklerini ye bakalım sen de di mi ama?

Derin'in iş merkezinin önüne gelip arabayı park ettim. Dakikalarca bekledik. Vedalaşamıyorduk ki bir türlü. Bakıp kaldık yine birbirimize! Gözlerine gömseler ya beni şuracıkta. Ne hâle getirdin beni be kadın. Bir insan bu kadar bağlanabilir miydi bir başka insana? Bu nasıl kopamamak böyle? Ne onun inmeye niyeti var gibiydi ne de benim gitmeye. Sanki artık onsuz bir saniye bile boğacakmış gibi geldi. Sadece yutkunabildim.

- "Susayım susayım diyorum ama yok bu böyle olmayacak! Burada akşama kadar bekleyeceksek, ben de beklerim tamam ama arabada uyuması zor olur söyleyim. Yine de siz bilirsiniz. Uykum geldi benim bee...",
diyerek her şeyin içine etti Narin.

Derin'in buruk gülümsemesi büyüdü yüzünde. Yüzünü, gülüşünü verene kurban olduğum!
- "Narin haklı.",
dedi omuzlarını silkerek. Tamam haklı da n'olmuş yani haklıysa? Şunun şurasında iki bilemedin üç dakikadır bekliyoruz ne var yani? Tamam bee tamam! Daha fazla zaman geçmiş olabilir kabul ediyorum. Off! Akreple yelkovanı birbirine bağlayan bi sihir var mıdır acaba? Eğer varsa biri söylesin, bütün servetimi verebilirim.

+ "Haklıysa haklı.",
dedim gözlerimi hiç ayırmadan. "Doyamıyorum ki bakmalara n'apabilirim?"

- "Lütfen bana 'git' de, işime gücüme bakayım ben de. Yoksa parasız pulsuz bi sevgilin olacak.",
dedi Derin. Sevgilim miiii? Biz sevgiliydik artık di mi yaa? Sev-gi-lim. Benim sevgilim. Laaannnn dağlar taşlar duysun laannn, benim sevgilim vaaarr! Derin benim sevgilim ulan! iç sesine mukayyet ol Deniz tamam, sakin! Ne güzel bi kelime 'sevgilim'. Ne güzel yakıştı Derin'ime. Benim Derin'ime.

+ "Gitme.",
dedim kısık bi sesle.
"Hiç gitme sevgilim."

- "Sen istersen ömrüm senin. Hiç gitmeyeceğim ben senden. Ama şimdi bana lütfen 'git' de. Bırakamıyorum yoksa seni.",
dedi. Sanki ben bırakabiliyorum da. Alla allaa... Ben niye 'git' diyormuşum yaa demiyorum işte. Diyemiyorum ki zaten!

+ "Gitme!",
dedim yine yalvarır gibi bakarak.

Derin içini çekti uzun uzun,
- "Ama çok zorlaştırıyorsun işimi,
'git' de de gideyim işte.",

- "Ay bi git artık beee! Bu neymiş böyle? Oturup saatlerce sizin git-gitme'lerinizi mi dinleyip durcam ben. Aşık muhabbeti de ne sıkıcıymış haa... Siz telefonda da önce sen kapa, yok sen kapa diye saatlerce kalırsınız demedi demeyin! Uyarayım da ben şimdiden sizi.",
Burnunu yine sokmuştu aramıza Narin denilen densiz. Tiz sesiyle bağırıyordu yine! Video izlerken araya çat diye giren reklamlar gibi bu kız. Kurtulamıyorsun hiç! Reklamı geç. Enter!

- "Tamam tamam gidiyorum. Müsait olduğun ilk an bana yazmayı unutma bebeğim.",
derken bir yandan da bana hamle yaptı vedalaşmak üzere öpmek için.

- "Ay bi de 'bebeyim' diyo yaaa! Bayılazaağımm! Seni sevdim sevmeye tamam da git artık hadi yaa uykum geldi benim, eve gidip uyuyacam ben daha.",
diye reklam arası girdi yine. Bunların hesabı sorulacak Narin hanım!

Dönüp ters ters Narin'e bakıp bütün şimşeklerimi ona fırlattıktan sonra Derin'e çevirirdim yüzümü. Hala gülümsüyor ve öpmek için yaklaşmamı bekliyordu. Ben de uzandım ona doğru. Yanağıma bir öpücük kondurdu. Tam dudağımın yanına! Dudağı dudağıma değdi sandım. Ruhumu teslim ettim oracıkta. Dur Deniz. Daha yaşayacak çok uzun günleriniz var hemen nereye ölüyorsun bi bekle. Hafif kendini geri çekip tebessümle beni izledi. Muzur bi ifadeye büründü yüzü. Bilerek mi yaptı yoksa yanlışlıkla mı? Sonra diğer yanağıma yöneldi. Kukla gibi oynuyordum karşısında istediği yöne. Yine öptü. Eveeet! Tam dudağımın yanından öptü. Dudaklarının kenarı, dudaklarımın kenarına dokundu küçücük. Allah'ım sana geliyorum. Al beni yanına. Bu kez kesin öldüm ben.
"Hoçça ğalın ğidiyom ben"

- "İyi misin?",
diye sordu tek kaşını kaldırmıştı yine, yüzünde o çok sevdiğim sorar gibi ifadeyle. Sırıtıyordu bir yandan da. Ölmediysem şayet, iyiyim galiba. Ama kesin öldüm. 'iyi misin' diye soranlar da sorgu melekleri kesin. Gözlerimi kırpıştırabildim sadece. Bütün bedenim benden ayrı iktidar savaşı veriyor. Hiçbirisine hakim olamıyorum.

Derin arabanın kapısını açtı, Narin'e dönüp,
- "Görüşürüz küçük hanım.",
dedi gülümseyerek.

- "Görüşürüz hanımefendi.",
diye cevapladı Narin kıkırdayarak.

Sonra bana dikti gözlerini Derin.
- "Görüşürüz sevgilim. Seni seviyorum.",
dedi muhteşem mimiklerini kullanmıştı yine.

+ "Ben de seni seviyorum.",
dedim içimi çekerek. Seviyorum gerçekten. Bu kadına aşığım! Çok seviyorum uleeyynn! Ve arabadan indi sonunda. İçeri giresiye kadar baktım ardından ablak bir gülümsemeyle. Endamını sevdiğim kadın. Tanrıçam benim. Marketten sonra ayrıldığımızda arkasından dönüp dönüp bakışım geldi birden aklıma. O zamanki Deniz'le şu anki Deniz arasında uçurum vardı. Derin gözden kayboldu.

- "Nihayet!",
diyen sese doğru arkaya döndüm bi hışımla.

+ "Eve gittiğimizde sakın gözüme görünme yakaladığım yerde canına okuyacağım senin.",
diye çıkıştım. Arka koltuğa sinen Narin'i görmezden gelip, kontağı çevirdim.

Asıl sıkıntı şimdi başlayacak! Kahretsin! 4 tane canavar evde beni bekliyor. Dün gece de gitmedim meraktan çatladı hepsi. Arayıp soramıyorlar da tabi. Gidince bitirecekler beni. Damla kesin bileklerini kesiyordur şu an. Canıma okuyacaklar. Allah'ım sen bana yardım et.

Ne olacaksa olacaktı artık. Düşünceleri silip attım kafamdan ve radyoyu açtım.

...

***
Bu gece pembe düşlerim senin için.
Aşka yolcuyum, kalbine misafirim.
Masada süslendiğim eflatun aynam.
Tenimde yanar aşktan tutuşmuş bir orman!
Başım dönerse arzudandır, utandırma.
Gördüğüm en güzel zalim, ne olacak halim?

Deli gönlüm aşkı sevdi gözlerinde,
Huzura kavuştu ruhum da, bedenim de.
Güneş bana doğar, ay bana ışıldar.
Seninle bir anda bin yıl yaşarım öylece!
Yüreğimin zincirleri elinde gez hayatı.
Yıkılsın düşman tazem, ne anlar o aşktan?

Yüzyıllar boyunca ekmeğin tadıyla,
Mahcup ve cesurca paylaşılan zamanlarla,
Yağmurca, rüzgarca, aşk özgür bir kavga...
En olmaz zamanda uçuran, kanatlarıyla!

Sen bize hep gel, kal burda

Sevgilimin gözleri bal, yüreği kor.
Bileği zor, hiç kini yok, sevgisi çok.
Seveni var, soranı var, yalanı yok.
İhanete...
***

...
...



Derin Düşünce / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin