2.Bölüm🎶♥️🎶

139 18 6
                                    

                        BÖLÜM ŞİİRİ

Bütün iyi kitapların sonunda
Bütün gündüzlerin,
Bütün gecelerin sonunda
Meltemi senden esen
Soluğu sende olan,
Yeni bir başlangıç vardır...

                                    👉EDİP CANSEVER👈

🌼🌼🌼🌼

Gelmiştim. Bu büyük yalının gösterişli kapısının önünde duruyordum. Bir adım sonra hayatımın değişeceğini bilmiyordum henüz.

Kapıyı çaldım. Diyafondan bir erkek sesi işittim. Kimlik bilgilerimi söyledim. Kapıdan ürkütücü ses gelerek açıldı. Ayağım titriyor. Kendimi tanıtacağım cümleleri kafamdan tasarlıyorum. Acaba ilk ne desem?

Yukarıdan resmi elbise giymiş bir kadın topukluların verdiği sesle yanıma doğru süzülüyordu.

Kadına hayran olmamak elde değil. Ağzımın açık olduğunu maske sayesinde göremiyordu. İlk kez maskenin varlığından memnundum.

Gözlüğünü eliyle düzeltti.

"Merhaba adım Eda. Bu kağıtlarda temizlemen gereken yerler var. Mutfağa adımını dahi atma. Sağdan ikinci oda senin. Eşyalarını yerleştir ve hemen işe başla."

Otoriter bir havası vardı. Bundan biraz tırstım. Sadece dediklerine başımı sallamakla yetindim.

Emirlerinin sonunda siyah ceketini düzelterek gösterişli kapıdan yavaşça gitti.

Ev, gösterişli eşyalarla dekor edilmiş. Siyah ve bordonun hakim olduğu ev tek kelimeyle muhteşemdi.

Eda hanımın dediği odaya doğru yürümeye başladım. Odam, bir hizmetli odasına göre çok güzeldi. Dedemin(!) evindeki odama benziyordu; büyük ve ferah.

Güneş yorulmuş, uykuya çekilmeye hazırlanıyordu. Yerini aya bırakıp devir daimi tamamlamakla meşguldü.

Yerimden kalkıp üzerimi değiştirdikten sonra odanın dışına doğru adımlarımı attım.

Bordo L tipi koltukta yaşlı bir adam gözlüklerini takmış kitap okuyordu. Onu izlediğimi anlamış olacak ki gözlüğünü çıkartıp tüm sevecenliğiyle bana baktı.

İç güdüsel olarak kendimi tanıtmaya başladım. Biraz daha yaklaşarak kendimi tanıtmaya başladım.

"İyi akşamlar efendim. Ben Ayza Ölmez. Burada yatılı olarak temizlik işine başladım."

Ayağa kalkarak yanıma geldi ve elini uzatarak kendisini tanıttı.

"İyi akşamlar kızım. Bende Emin Mirismailoğlu. İşin yoksa birlikte konuşalım mı?"

Açıkçası bu soruyu beklemiyordum. Biraz afallasamda kurtarıcım yine beni bu durumdan kurtardı, yüz ifademi görmedi.

"Tabii efendim"

Karşılıklı koltuklara oturmadan önce kahve içip içmeyeceğini sordum. Kabul etmedi ama ben yinede mutfağa gidip bol köpüklü iki Türk kahvesi yaptım.

"AA, şey mutfağa girmek yasaktı. Unuttum, özür dilerim."

"Özür dilemene gerek yok. İyi oldu çok güzel bu kahveyi içmek nasip oldu bak."

Ben tebessüm etmiştim. Bunu herkes gibi görmedi. Hatta bir süre sohbet ettikten sonra bana 'sen neden hiç gülmüyorsun?' diye soru sordu. Şaşırmadım elbette nasıl olsa bu sorulara alışkın bir bünyem var.

"Gülüyorum ama siz maskeden görmüyorsunuz"

"Hayır kızım ben yüzündekinden bahsetmedim. Bu güzel siyah gözlerin gülmemesinden bahsettim. Gülünce zaten gözlerin kısılıyor onu anladım, maske sorun yaratmıyor."

Emin bey kahvesinden bir yudum alarak bana baktı.

"Neden kahve içmiyorsun?"

"Şey... Mas..."

"Sen rahatsız olmazsan çıkarabilirsin"

"Hayır efendim. Yüzümde derin bir yara var. Bu fazlasıyla kötü duruyor. Görmek istemezsiniz."

"Sen rahat edeceksen benim için sorun yok."

Maskenin verdiği bunaltıcılıktan olsa gerek yüzümün gardımı indirdim. Savunmasız bir şekilde kahve içmeye başladım. İçimde biraz utanç vardı. Biraz da korku.

"Ee sen neden çalışıyorsun. Okuman gerekmiyor mu?"

"Aslında bir zamanlar okuyordum. Üniversiteyi kazandım da ama gidemedim. Ailemin yüklü miktarda borcu var onu ödemem gerekiyor."

"Bu yüzdende burada çalışıyorsun"

"Evet."

"Senin yaşadığın sorunları yaşayan bir çok kişi gördüm. Onlara yardım edemedim. İzin verirsen sana yardım edeyim."

"Siz çok iyi kalplisiniz bu parayı ben kendim kazanmalıyım. Teklifiniz için teşekkür ederim."

"Ben para teklif etmedim ki. Mutfakta ben kendim çalışıyorum. Eşimden sonra oraya giren ilk kişisin. Zor olmazsa orada yemek yapıp ek ücret alabilirsin."

"Gerçekten mi?"

Kafasını olumlu anlamda salladı. Mutluluktan dört köşe oldum. Bir insan bu kadar yüce gönüllü olabilir mi? Olabiliyormuş.

"Yanlış anlamazsınız sizin işinizi sorabilir miyim?"

Bu soruyu gerçekten merak ettiğim için sormuştum. Hayatında benim gibi bir çok insan görmüş. Neydi ki mesleği?

" Kahve için eline sağlık ben uyumaya gidiyorum. Eda hanımın dediklerini unut kızım. İstediğin her yere girebilirsin."

"Allah rahatlık versin efendim"

"Sana da kızım."

Sorumu geçiştirmişti. Bu pek sorun olmadı. Bana babam gibi davranıyordu. Her cümlesinde 'kızım' diyordu. Bunu bana içtenlikle söylüyordu.

Açıkçası bu ev benim hayalimde bile düşünemeyeceğim iyi insanlarla doluydu.

Kaderim benim için yeni bir oyun sahneliyordu. İlk gösterim mutlu sonla bitmişti. Elbette zorluklar olacaktı. Bu bir hayattı ve zorluk her nefes alış verişimde benimleydi. Yarının nasıl olacağını bilemezdim. Rüzgar nereye savuruyorsa oraya doğru yelkenlerimi açıyordum. Gittiğim yerin sonunda beni neyin beklediğini nasıl bilebilirdim ki?

🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼

Keyifli okumalar 😉

Bir sonraki bölüme kadar umut dolu hayallerinizle kalın 👉

Bu Benim Dünyam (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin