51. Bölüm 🎶♥️🎶

58 7 8
                                    

         BÖLÜM ŞİİRİ

Zaman lazım sadece,
Unutacaksın!
Nasıl unuttuysan çocukluğunu,
Kırılan oyuncaklarını...
Kırılan kalbini de öyle
Unutacaksın.

                                   👉CEMAL SÜREYA👈

🌼🌼🌼🌼

O gün çok düşünmüştüm. Gurur benim için neredeydi? Her şeyin önünde miydi? Aşık olduğum adamın bile önünde miydi? Sonra tekrar sordum kendime. Eğer ona tekrar bir şans verirsem geleceğim nasıl olur? Sonra gözlerimi kapatıp hayalini kurdum. Gelecek mutlulukların hayalini. Gözlerimi açtığımda gülümsüyordum. Sonra tekrar sordum. Gururumu  ayaklar altında alacak da değilim. Ona hiç şans vermesem gelecek nasıl olur? Tekrar kapattım gözlerimi. Gördüğüm tek şey karanlıktı. Beynim bir şeyler kurgulamıyordu bile. Siyah bir boşluktaydım. Anladım ki o zaman ben geçmişte olduğu gibi gelecekte de onunla mutlu olacaktım.  Ve bir karar aldım. Ömür boyu keşke demekten ve geçmişin acısını yaşamaktansa bir şans daha verip hayatı onunla geçirmeliyim. Pişman olur muyum diye hiç düşünmedim. Pişmanlık keşke demekten daha cazipti. Ve ona hastaneden taburcu olacağı gün  bir şans daha verdim. Geçmişi telafi edemezdik ama geleceği dibine kadar yaşardık. Sonra ne mi oldu? Birbirimizin yüklerini değiş tokuş yaptık.

- Seni bir yere götürebilir miyim? Sana hastaneden çıktıktan sonra yaşadığım şeyleri anlatacağımı söylemiştim. Seni olay yerine kaçırıyorum. 

Dedi göz kırparak. Daha üç gün olmuştu hastaneden çıkalı ama o bu üç günde bile doğru düzgün istirahat etmemiş hep bir şeyler anlatmamı istemişti. Ona olan tüm kırgınlıklarımı anlatmıştım. Gerçekten çok iyi gelmişti. Sanki görünmez elleriyle almış fırlatmıştı tüm yükümü şimdi sıra ondaydı.

- Elbette giderim. Yaşadıklarını çok merak ediyorum. Tekrar doğmuş gibisin. O çocuksu şımarık halinden eser kalmamış. Bunun sebeplerini öğrenmeliyim artık.

Küçük bir tebessüm edip önce bana sonra yola bakmaya devam etti. Kafamı sağımda bulunan cama çevirdim ve geçtiğim yolları izlemeye koyuldum. Tanıdığım yoldu. Bu yol Ayaz'ın evine gidiyordu. Kısa bir süre sonra gelmiştik. Kapıyı açıp girdi içeri. Benim girmemi bekledi. Bende girince saklı odaya doğru yürümeye başladı.

Bu beni gülümsetti. İlk gördüğüm zaman geldi aklıma. Ne kadarda çok şaşırmıştım. 

Odanın kapısını açtı. Bir tarafta enstrümanlar ve diğer yanda boş oda. Burada bir şey yoktu ama.

- Burada bir şey yok ki?

- Dikkatli bak burada benim ömrüm var

Dediği şeyden sonra tekrar baktım ama yine bir şey yoktu.

- Baktım ve yok.

diye cırladım sinirle. Dalga geçiyordu benimle. Küçük bir kahkaha attı. 

- Kapıdan bakma, yanına git.

dedi. Uslu bir kız gibi dediğini yaptım. Boş odaya doğru adımımı attım. Bir anda boş ve cılız ışıkla aydınlatılmış oda renk cümbüşüne döndü. Her yerde benim resmim vardı. Bu resimler öyle alelade resimler değildi. Birisi en mutlu olduğum bir anımdandı; Tıp fakültesini kazandığım gün. Ailemle olan resimler, göğe bakarak ağladığım resimler, ders başında uyuya kaldığım resimler, sabah yeni uyandığımda ki mahmurluğumun bile resmi vardı.  

Elimi ağzıma kapattım. Şaşkınlığım beni ele geçirdi ve susup sadece resimlere baktım. Benim yerime o konuştu. 

- Aslında ben senden hiç gitmedim. Hep seninleydim, en mutlu olduğun günde de yanındaydım en üzgün olduğun günde de. Bu odayı bir gün evlendiğim kadının resmiyle donatacağıma dair kendime söz vermiştim. Boş olmasının ana sebebi buydu. Şimdi doldu. Her zerresi boşluklarla değil duygulara büründü. Senin tüm duygularını bu duvarlarla, bu odayla birlikte yaşadık. Sen bizden uzaktın belki ama uzaktan bile aynı duygulardaydık. Hatırlıyor musun  bu resmi? Gökyüzündeki yıldızı tutmaya çalışıyordun. Onlara ' yalnızlığımı paylaşacak bir tek siz varsınız. Sizin de uzakta olmanız bana hep onu hatırlatıyor' demiştin. Ben o gün anladım ki gerçekten kalpten kalbe bir yol vardı. Bu yol benim için çok uzundu. Bazen o yolun sonunun gelmemesinden korktum. Ama elbette bitecekti. Bana sadece sabretmek kalıyordu. Bende sabrettim. Sonra  o yıldıza o gün bende bir şey fısıldadım. Umdum ki yalnız olmadığını anla.  Sana söylemesi için ona dedim ki ' yalnız asla değilsin. senin kalbinin titremesini bile hisseden biri duruyor bir yerlerde. Ve o biri bizim kadar uzakta değil'. Belki de o gün yıldızlar sana benden daha yakındı. Ama o yıldızlar asla senin acını hissetmezler. O zaman bende dedim ki 'hiçbir şey sana benden daha yakın olamaz'

Bu Benim Dünyam (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin