22. Bölüm 🎶♥️🎶

54 13 21
                                    

                  BÖLÜM ŞİİRİ

Geleceğim bekle dedi gitti
Ben beklemedim, o da gelmedi.
Ölüm gibi bir şey oldu
Ama kimse ölmedi...

                            👉 ÖZDEMİR ASAF 👈

🌼🌼🌼🌼

Uykunun huzurlu kolundan hemşirelerin gelip koluma serum takmasıyla uyandım.

Hemşirenin işi bitince tebessüm edip teşekkür ettim. Yüzümde maske yoktu. Nedenini bilmediğim halde maske olup olmamasını çok sorun etmiyorum artık. Çevreme olan güvenim artmış belli ki!

Odada göz gezdirdiğimde yan koltukta uyuyakalan Ayaz'ı farkettim. Çattığı kaşları onu çok sinirli biri gibi gösteriyordu. Yüzünün şekilden şekile girmesini şaşkınlıkla izledim.

Şu sıralar o olmasaydı ne yapardım diye düşünmüyor değilim.

İzlediğim sima bir anda üzgün bir hale dönüştü. Ayaz sayıklamaya bile başladı.

Dudaklarından çaresizce ' hayır, hayır!' nidaları yükseldi. Sesi giderek artmaya başladı. Gördüğü kabus onu epey bir güçsüz kılıyordu.

Kolumdaki serumu dikkatli bir vaziyette çıkardım. Bu işin ehli olmadığım için kolumdan açılan serum yeri kanamaya başladı. Bunu şimdi umursayacağımı pek zannetmiyorum.

Yavaş adımlarla hemen yanımda duran koltuğa tutunarak yürüdüm. Ayaz deli gibi sayıklayıp terliyordu.

Kolundan sarstım. Ama uyanmadı. Onun bu acizliğine dayanamayarak gözlerimden damlalar süzülmeye başladı.

Tüm gücümle kolunu sarstım ama uyanmadı. En son yaptığım şey onu sakinleştirmeye yönelikti. Ellerim yumuşak saçlarına gitti. Okşamaya başladım. Bir yandan da her ne görüyorsa geçeceğini söyledim.

En son söylediği söz kalbimi küçük parçalara ayırmaya yetmişti; anne, sen mi geldin?

Kanadı kırılmış bir evlada ne denilebilir ki? Sözlerin, şiirlerin de sustuğu bir yer yok mu?

Sarılsam acısı diner miydi? Yoksa sadece kendimi mi kandırmış olurum?

Denemeden bir kanıya varamam değil mi?

Koltukta iki kolunu çapraz bir şekilde bağlayarak uyuyordu.

Başımı kolunun olduğu yere hapsettim. Elim sırtına gitti. Annelerin evlatlarını uyuturken yaptığı gibi hafif hafif vurmaya başladı.

Ayaz, karşımda acıyla kıvranan bir çocuktu.

Yere oturdum. Onu uykuda sakinleştirmek için bu yöntemi bulmuştum. İyi gelmişti ona da. Sakinleşmişti. Artık sayıklamıyordu. Ama kaşları hala çatıktı.

Kısık sesle adını söyledim. O kadar dürttüm uyanmayan adam şimdi uyandı. Tabii ona sarıldığımı da görmüş oldu.

- Uykulu halimden mi faydalanıyorsun?

- Hı hı. Senden faydalanıyorum. Hey Allah'ım!

- Kızıl Cadı! Benim yakışıklılığımdan faydalandın!

- Ayaz! Şunu keser misin?

Bu Benim Dünyam (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin