42. Bölüm🎶♥️🎶

58 8 44
                                    


             BÖLÜM ŞİİRİ

Ey yar! Seninle ölmeye geldim.
Ateşsen yanmaya,
Yağmursan ıslanmaya,
Soğuksan donmaya geldim.

                                            👉  MEVLÂNÂ👈

🌼🌼🌼🌼

Çok mutlu bir şekilde Ayaz'a bakıyordum. Nişanımızın hediyesini vermişti bana. Nereden geldiğini bilmediğim dedem kolumu tutarak kendisine çevirdi. Kin gütmüş bakışları beni kahretmeye yetti. Misafirlerin hepsi ayağa kalktı. Dedem elindeki ıslak mendil ile yüzümü sert bir şekilde temizlemeye başladı. Ellerim kalkmıyordu. Dedemi durduramıyordu. Sanki elimi biri birbirine kelepçelemişlerdi. Yüzümdeki yara izi meydana çıkmış olacak ki misafirler gülmeye başladı. Ayaz da bundan keyif alıyordu. O da gülenlerin içindeydi. Oysa ki beni sevdiğine inanmıştım. İnsan sevdiğine bunu yapar mı?  Dedem yüzümü sildiği ıslak mendili yüzüme attı ve " Senin gerçek yüzün işte bu. Kimse seni sevmeyecek!" dedi ve kahkaha atarak gözden kayboldu. Herkesin yüzüme iğrenç bakışları beni zayıf kıldı. Dizlerimin bağı çözüldü ve yere düştüm. Ellerimle yüzümü kapatmaya çalışıyordum. Kurtarıcı meleklerim neredeler? Bu olayları görmediler mi? Ayaz! Ayaz! Beni bu kadar mı seviyordun sen! İnsan sevdiği kişinin üzüntüsüne güler mi? 

- Ayza! Ayza! Kalk artık.

- Ayza! Güzelim, bak ben buradayım.

Duyduğum sesle aniden doğruldum. Karşımda Ayaz ellerimi tutmuş bir şekilde duruyordu. Elimi hızla çekip suratına okkalı bir tokat attım. Zira benim yanımda durmamış üstelik beni aşağılamıştı.

- Ayza! Ne yapıyorsun sen!

- Sakın Ayaz! Adımı söylemek gibi bir hataya düşme. Beni aşağıladın sen. Herkes gülüyorken sende güldün. Hani sen beni olduğum gibi seviyordun? Yara izim sevmene mani değildi. Dedem makyajımı silince misafirlerle birlikte neden güldün Ayaz? İlk başta dedim sana! Beni sevmiyorsan ...

Konuşmamı bölen şey onun koca kollarıyla bana sarılmasıydı. O beni ne kadar kırdığının farkın da değil mi? Nasıl sarılabilir?

- Şşş. Ağlama güzel gözlüm. Kötü bir kabustu sadece. Ben seni asla bırakmayacağım! Ağlama lütfen.

- Rüya mı? Yalan söylüyorsun bana! Gerçekti onlar!

- Sakin ol önce? Bak odandasın ve yataktasın. Çok kötü bir kabustu sadece ve geçti.  Ben yanındayım!


O haklıydı. Yataktaydım. Allah'ım sana şükürler olsun! Sana şükürler olsun! Hepsi bir rüyaydı ve bitti!

Ağlamam yerini hıçkırıklarıma bırakınca Ayaz'ın kollarından ayrıldım. Kapıda bana endişe ile bakan Emin amcayı görünce utançtan başımı kaldıramadım.  Emin amca bunu anlamış olacak ki ses etmeden gitti. Rahatlamam ise aynı anda olmuştu. Çünkü Emin amcaya rezil olmak istemiyordum.

- İyi misin şimdi? 

- İyiyim. Rüyaydı ve bitti şükür. 

- Emin misin peki?

- Gerçekten iyiyim. Seni görünce karşımda hala rüyadayım sandım. Özür dilerim bir de tokat attım.

- Önemli değil. Sen iyi ol o bana yeter. Zaten bünyem alıştı senin tokatlarına.

Neşe ile söylediği şey beni gülümsetmişti. Bu işi gerçekten çok iyi biliyor. 

- Ben gideyim artık. Sen de uyu hadi. Saat çok erken daha.

Bu Benim Dünyam (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin