14

1.2K 69 0
                                    

Aylin'e mesaj atmıyorum. Çünkü bu düşünceyi saçma buluyorum. Aylin'in bana gizlice aşık olduğu düşüncesi içimde hoşuma gitmeyen bir duygu uyandırıyor. Sürekli normalde hatırlamayacağım anılarımız aklıma geliyor ve onunla aramızda geçen olaylara başka bir açıdan bakmaya itiyor.
Bu yüzden Derin'in bana söylediklerinin sadece yanlış bir çıkarsama olduğuna kendimi ikna ediyorum. Yine de Derin'le görüştüğümüzde Aylin konusunu açmıyoruz. Bu konuyu şimdilik rafa kaldırıyorum.


...

Günler birbirini kovalıyor. Her gün az çok benzer geçiyor fakat Derin'le olmak bana her seferinde benzersiz bir duygu tattırıyor.

Beraber vakit geçirdikçe gelecek için planlar kurup duruyorum. Derin üniversite sınavları için hazırlanıyor ve kafasında henüz belli bir yer olmadığını biliyorum.
Geçen sefer söyleyemediğim şeyi bu sefer söylemeyi kafama koyuyorum. Ona bizim şehrimizdeki üniversitelerle ilgili ne düşündüğünü sormalıyım. Onu belki önümüzdeki yıllar da görebilmek umudu beni rahatlatıyor.

Ancak bu soruya sıradan bir hava vermeliyim. Çünkü henüz çok yeni olan ilişkimizin onun gelecek planlarına dahil olabilecek kadar önemi olup olmadığını bilmiyorum.
Onu belki önümüzdeki yıllar da görebileceğim umudu beni heyecanlandırıyor ama onun için konu "sadece ben" değilim.

O gün ayna karşısında iyice pratik yapıyorum.
Derin'in "Yaa bu neden daha önce aklımıza gelmedi?" ya da "harika fikir doğrusu" tepkilerini zihnimde canlandırıp mutlu oluyorum. Tabii umarım tepkileri böyle olur.

Saçlarımı düzeltip yüzüme uygun bir gülümseme koymaya çalışırken kapıdan içeri annem giriyor. Pozisyonumu bozmadan onunla aynadan bakışıyoruz.

"Napıyorsun sen böyle?"

"Hiç. Saçımı düzeltiyordum."

"Saçının nesini düzeltiyorsun Dalga pek yok zaten." diyerek saçlarımı sürekli kısa kestirmeme laf sokuyor.

Canı sıkılan ebeveynlerin çocuklarının kendilerine tuhaf gelen zevkleriyle uğraşması bilenen bir gerçek olduğundan onun da burada sıkıldığını anlıyorum. Benimle kısa uğraşlarından eğlenmişe benziyor. Bu iğnelemesini görmezden gelerek sol topuğum üzerinde dönüp onunla yüz yüze geliyorum. Ellerimi arkamda birleştirip,

"Bir şey mi istemiştin?" diyorum.

"Evet. Bugün benimle çarşıya gelir misin diye soracaktım."

"Aaa gelemem Derin'le yüzmeye gideceğiz."

Bozulmuşa benziyor.

"Şaşırmadım."diyor bilmiş bir yüz ifadesiyle. Bunun ardından bir şeyler geleceğini hissediyorum. Yanıltmıyor ve kapının kolundan tutarak konuşmasına devam ediyor.

"Son zamanlarda epey vakit geçiriyorsunuz."
Yüzüme bakmadan havadan sudan bahseder gibi söylüyor bunu.

"Evet, anne. Bunun sonu nereye gidiyor? Biliyorum sana vakit ayıramıyorum ama bugün erken döneceğim birlikte bir şeyler yaparız." diyor.

" Yok, önemli değil. Sadece ilişkinizin boyutunu merak ediyorum."

"Anneeee... sus lütfen.
...
Yakın bir arkadaşım."

diyorum. Ama kalp atışlarım hızlanıyor ve heyecanlandığımı fark ediyorum. Hemen konuşmayı bitirmek için. "Bu yeterli mi?" diyorum.

Bir süre ikna olmamış gibi yüzüme bakıyor.

Sonra,

"Tamam tamam."diyerek iki elini havaya kaldırıp teslim hareketi yapıyor.

"Sonra konuşuruz."

Kapıyı kapatıyor ve merdivenden aşağı inerken giderek uzaklaşan ayak seslerini duyuyorum.

"Sodoco oloşkonozon boyotono morok odoyorom." diye arkasından taklidini yapıyorum.

Ellerimle yüzümü kapatıp derin bir nefes veriyorum. Anneme yalan söylemiş olmak hoşuma gitmiyor. Aslında yalan sayılmaz diye kendimi avutuyorum. Aynı zamanda yakın arkadaşım...
Sonra bu fikre gülüyorum çünkü onunla arkadaşken nasıl yapamadığımı hatırlıyorum.
Yo yo dümdüz yalan bu!
Sadece tüm bu meseleleri annemle konuşmak istemiyorum.

DERİN DALGA (G×G)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin