Sahnede mavi ışık gitaristin ve davulcunun üzerinde belli belirsiz dolaşıyor. Davulcu ufak bir tempo tutarak başlıyor.
Sahnenin sol tarafından gelen Derin'i görüyorum. Kablolara basmamak için yere bakarak çıkıyor. Sahnenin ortasına geldiğinde saçını yüzünden çekiyor ve ışıktan rahatsız olan gözlerini kısarak etrafa bakıyor. Beni aradığını biliyorum.
Onu ilk defa rahatça inceleme fırsatı buluyorum. Ufak tefek farklılıklar o an gözüme çarpıyor. Saçlarını daha farklı kestirmiş, yanakları çökmüş...
Daha olgun görünüyor.Her şeyi bir kenara bırakıyorum, tüm yaşananları...
O an, ona tekrar hayran olmaktan kendimi alamıyorum.Eskilerden bir şarkıyı söyleyerek başlıyor. Sesinin hatırladığımdan çok daha iyi olduğunu düşünüyorum. Cesaretimi toplayıp dans eden kalabalığın içine dalıyorum. Kendime yol açarak emin adımlarla önlere ilerliyorum. Yeterince yaklaştığımda duruyorum. Dans eden insanlar arasında sadece dikilip onu izliyorum.
Sonunda beni görüyor. Gözlerini kaçırmadan devam ediyor.
Ritim tutmamak için kendimi zor tutuyorum. O kadar muhteşem bir manzara çiziyor ki varlığı karşımda,
bir an dayanamayıp gülümsüyorum.Derin gözlerini kapatarak kendini şarkıya veriyor. Sonunda ritim tutmaya başlıyorum.
[Yerçekimine yenik üstün başın... ] diye devam ediyor.
Sadece güzel anılarımızı hatırlamam tuhaf ama o an bu bana tuhaf gelmiyor. Onun özlemi içimi kıpır kıpır yapıyor ve gidip ona sarılmak istiyorum.
Birkaç dakika daha söyledikten sonra şarkının sonuna geliyor ve bir davul vuruşuyla bitiyor. Gelen alkışlarla birlikte Derin'in yüzünde bir gülümseme oluşuyor. Teşekkür ederek selam veriyor. Gözleri beni arayıp buluyor ve sahnenin arkasına doğru gidiyor. Bunun bir çağrı olduğunu anlayıp onu takip ediyorum. Sahnenin arkasına gitmek için dolanıyorum.
Artık deminki gibi sakin kalamıyorum. Tüm hücrelerimde heyecanı hissediyorum.
Etrafa bakınıyorum. Aletleri taşıyan ve koşuşturan çalışanlar görüyorum. Sonunda bir odaya giriyorum odanın boş olduğunu görüp geri çıkmaya niyetleniyorum ki Derin içeri girip kapıyı kapatıyor.Nefes nefese kalmış bir halde, kapıya yaslanıyor. İkimiz de ne olacağını bilemiyoruz.
Derin hafifçe gülümsüyor. Ben de yenilerek gülümsüyorum.
Ona doğru bir adım atıyorum. O da bana bir adım atarak sarılıyor.Kıvırcık saçlarının yüzüme değmesiyle oluşan gıdıklanma hissi, belini tam olarak kavrayabilen kollarım, kokusu... her şey tanıdık ve sıcak.
Onu o kadar çok özlediğimi hissediyorum ki mümkün olsa o anda sonsuza kadar kalabilirim gibi geliyor.Ne kadar süre öyle kaldık bilmiyorum ama Derin'in ağladığını omzumda bir nemlilik hissederek anlıyorum. Yavaşça ondan ayrılıyorum.
Derin eliyle yüzündeki yaşı silip tekrar beni kendine çekiyor.
"Özür dilerim." diyor.
Ona kollarımla sarılıyorum ama ne yapacağımı bilmiyorum. Onu yavaşça kenardaki deri koltuğa götürüyorum. Oturduğumuza sessizce konuşmasını bekliyorum. Özür dilemesi beni hayata döndürüp beni terk ettiği anısını aklıma getiriyor.
Ciddi bir şekilde onu izlemeye başlıyorum. Onun ağlamasına kayıtsız kalmam beni rahatsız hissettiriyor ama bana bir açıklama yapmadığı sürece onu teselli edemeyeceğimin farkındayım.
Sonunda dayanamayıp yanına biraz daha yanaşıyorum. Başını omzuma koyuyor ve geriye yaslanıyoruz. Saçlarıyla oynamaya başlıyorum.
"Dalga... senin için geldim."diyor yavaşça göğsümden kalkıp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN DALGA (G×G)
Romance#LGBTİQ+ (tamamlandı) Dalga, yabancı bir yerde geçireceği yazı unutulmaz kılan biriyle tanışıyor. İlk aşkının tüm tazeliğini ve yoğunluğunu hissettiren bu hikayede kahramanımızın anılarına ve duygularına eşlik edeceğiz.