Babam, annem , ben ve Derin voleybol oynamaya karar veriyoruz. Onunla çok iyi anlaşıyoruz. Ailemin de onu sevmeye başlaması beni çok mutlu ediyor. Boyum dolayısıyla oynamakta çok sorun yaşıyorum. Babam annemle ve benle boy konusunda arada dalga geçiyor. Normalde umursamadığım bu şakalara acaba Derin'in tepkisi ne diye bakarak utanıyorum. Bazen gülümsüyor. Ona giderek alışıyorum. Son zamanlarda sürekli görüştüğüm tek arkadaşım oldu.
Babam yarın sabah ayrılıyor. Ondan sonrasında ev çok sessiz olacak biliyorum.
**
Buraya alıştım ,odama alıştım , en çok da Derin'e alıştım. Babamın yokluğuna bile alışmaya başladım. Beni burada mutlu eden tek şey Derin olmaya başladı.
Bugün Derin benim resmimi çizecek. Çok ısrar ettim. Bana o kadar profesyonel olmadığını söyledi.
Ben de "Profesyonel mi? Picasso tablosu beklemiyorum senden. Dene sadece." diye onu cesaretlendirmeye çalıştım. Sonra gülmeye başladı ve "Hiç Picasso tablosu gördün mü?"deyip telefonundan bir tane gösterdi. Keskin garip çizgileri olan rengarenk ağzı yüzü kaymış portrelere bakıp cahilliğime gülmeye başladık.Bazen onu birden öpsem ne olur diye düşünüyorum. Tam da böyle zamanlarda... o kadar tatlı ki keşke kalbimi açıp gösterebilsem ona. Bazen o da benim gibi hissediyor gibi geliyor. Yanlış bir hareket yapıp ilişkimizi tuhaflaştırmak istemiyorum. Fakat ona orada öylece oturuyorken dokunamamak bana dayanılmaz gelmeye başladı.
Ona karşı kesinlikle karşılaştırılamaz duygularım var.
Bunları düşünüyorum. Tam karşımda beni çizmeye uğraşıyor. Yüz ifadesi o kadar ciddi ve odaklanmış ki yine çok tatlı. Elimdeki gitarla oynamayı bırakıyorum.
"Ee hadi artık görebilir miyim şunu?" diyerek ayağa kalkıyorum.
"Hayır tabii ki, Dalga. Oturur musun bi' ?"
"Hıyır tıbı kı dılgı. Ne yani sürprizi mi bozulur? Lütfen...nolur bir bakayım? Yarım saattir oturuyorum burada."
"Ya hayır dedim." diyor kağıdı arkasına saklayarak.
Bana dik dik bakmaya başlıyor. Kağıdı arkaya sakladığı elinden almaya çalışıyorum.
Gülerek iyice inatlaşıyor.
" Git yerine... hadii.""Bir saniye baksam? Sonra yine kapatırsın." Elimle işaret parmağımı kaldırıp ''bir kerecik'' işareti yapıyorum.
"Hayır." diyor meydan okurcasına.
"Bunu sen istedin." diyerek ona yaklaşıyorum. Debelenip duruyoruz. Onu gıdıklayarak elindeki kağıdı almaya çalışıyorum. O hâlâ oturduğu için dengemizi kaybedip koltukta yuvarlanıyoruz. Yere düşüyoruz. Yüzümüz birbirine çok yakın, o an göz göze geliyoruz.
Debelenmekten ikimizde yorgun düşmüşüz ve hem kendi kalp atışımı hem de onun kalp atışını dışarıdan duyuyorum. Yorgunluktan olduğu kadar heyecandan olduğuna eminim. Tüm sıcaklığını bedenimde hissediyorum. Bacaklarımız birbirine dolanmış, göğsünün sıcaklığını kendi göğsümde hissediyorum. Nefesini yüzümde hissediyorum. Dudaklarıma baktığını fark ediyorum. Ben de ister istemez onun dudaklarına bakıyorum. Şu an tek istediğim ona daha fazla yaklaşmak. Düşüncelerimi okumuş gibi biraz doğrularak dudaklarıma biraz daha yaklaşıyor. Tekrar göz göze geliyoruz. Onay arar gibi gözlerimin ta içine bakıyor başımı çok hafif bir şekilde sallıyorum ve ben de ona yaklaşıyorum. Ortada buluşuyoruz. Bedenini uzun süre kollarıyla desteklediğinden yavaşça yere uzanıyor. O uzandıkça ben de ondan ayrılmayarak daha rahat bir pozisyonda öpüyorum. Öpücüğüme karşılık veriyor. Başlarda korkak giden öpücüğümü elini belimde ve sırtımda gezdirerek destekliyor.
Birden aşağı kattan ses geliyor. Annem alışverişten dönmüş ya da anneannem öğlen uykusundan uyanmış olmalı. Ayrılıp kapıya doğru bakıyoruz. Daha sonra birbirimize bakıp ayrılıyoruz. İkimizde düzgünce oturduğumuzda olanların farkına vararak gülümsememizi saklayamıyoruz. Bana elindeki buruşmuş kağıdı uzatıyor.
"Bak bakalım ."diyor dudaklarını ısırarak.
Beni Picasso'nun tekniğiyle gitarımla birlikte çizmeye çalışmış. Şimdi boyaları neden sürekli kullandığını anlıyorum. Net göremiyorum.
"Dur bi'" diyorum. Ben uzağı görmekte zorlandığım için boynumu biraz uzatıyorum. Ben yakınlaşmaya çalıştıkça kağıdı kendine çekiyor. Yeterince yaklaşınca da kağıdı bırakıp yüzümü yavaşça kendi hizasına çekiyor. Ellerinin arasında eriyorum. Beni tekrar bu sefer o öpüyor. Elimi dizinin biraz üstüne koyarak destek alıyorum. Kısa süren bu öpücükten sonra kolumu omzuna atıyorum."Yeteneklisin." diyorum.
Gülümsüyor.Bir süre öylece oturuyoruz. Onunla bu kadar yakın ve sıcaklığını hissederek rahatça oturmak ,sessizlik... her şey çok güzel.
Bu anda sonsuza dek kalmak istiyorum....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN DALGA (G×G)
Storie d'amore#LGBTİQ+ (tamamlandı) Dalga, yabancı bir yerde geçireceği yazı unutulmaz kılan biriyle tanışıyor. İlk aşkının tüm tazeliğini ve yoğunluğunu hissettiren bu hikayede kahramanımızın anılarına ve duygularına eşlik edeceğiz.