Aylin ve Arda ile balkonda ortamızdaki ufak sehpanın etrafında oturuyoruz. Onların yüzlerini sokak lambasından vuran ışık yardımıyla seçebiliyorum. Akşamın hafif esintileriyle birlikte güzel bir sohbet havası oluşuyor.
Arda ortamızdaki ufak sehpanın üzerindeki kül tablasına sigarasını söndürüyor. Omuzundaki battaniyeyi şöyle bir düzeltip aramızda bir süredir süren sessizliği şu cümlelerle bozuyor,
"Aylin Buket'le iyi bir takım arkadaşı oldu, öyle değil mi Dalga? Artık sık sık görüşürler."
Arda bunu söyledikten sonra biraz mayışmış bir şekilde elindeki şişeden bir yudum alıyor.
Karşımda oturan Aylin'in ise gözleri açılıyor."Saçmalama." diyor Aylin. Ayağını onun sandalyesine hafifçe vuruyor.
Ben de gülerek,
"Sahi n'oldu aranızda? Anlatmadınız." Ayline bakıyorum.Aylin de Arda'ya bakıyor, sanki aralarında kim anlatsın diye sözsüz bir kararlaştırma yapıyorlar.
Sonunda Aylin anlatmaya başlıyor,
"Kayıt masasında görev alırken yan masada gastronomi kulübü sözlü bir tartışma başlattı. Sonra birisi cinsiyetçi bir küfür etti. Ben de dayanamadım 'düzgün konuş' dedim."Arda anlatmayı devralıyor,
"Baktım, olay büyüyor. Aylin'i ortamdan uzaklaştırmak için elini yüzünü yıkamaya gönderdim. Her şey gidip döndüğünde oldu. O sırada buket masamıza gelmiş adını yazarken benden bilgi almaya çalışıyordu. Aylin gelip sinirli bir şekilde 'bak hâlâ ellerim titriyor.'dedi. Buket de konuşmamızı böldüğü için Aylin'i tersledi."Aylin,
"Neymiş şurada bir şey konuşuyorlarmış. Bir araya girmezsem sevinirmiş."Arda gülmeye başlıyor.
"Ne yani bu mu?" diyorum.
Arda, "Sadece bu değil tabii ki Aylin önce özür dilemeye niyetlendi fakat sonra Buket'in göğsündeki gastronomi kulübü rozetini gördü. 'Buyurun ben yardımcı olayım. Ben de kayıt masasındanım Arda gibi.'diyor gergin bir şekilde. Görmen lazımdı. Aylin bu kadar yükseldi ama kızın olaylardan haberi olmadığına eminim. Şimdi Aylin yiğitliğe toz kondurmamak için aralarındaki gerginliği sürdürüyor anlayacağın."
Arda'yla birlikte gülmeye başlıyoruz. Aylin ise bu tuhaf durumla eğlenmemizden hiç memnun olmayan bir suratla karşımızda sakince oturuyor.
"Tamam artık yeter mi eğlendiğiniz? Kimyamız tutmadı işte altında başka nedenler aramaya gerek yok."
"Tamam niye bu kadar agresifsin." diyor Arda ellerini kaldırarak."Hem birlikte sahne alacağımız insanlara alışmamız gerek."diye devam ediyor.
"Biliyoruz senin kime alışmak istediğini." diyor Aylin.
"Ahhh deme öyle. Yine aklıma geldi üzümlü kekim."
"Neler oluyor?"diyorum gülerek. "Kimden bahsediyorsunuz?"
Aylin anlatmaya başlıyor.
"Arda kayıt masasında tanıştığı kızdan hoşlanıyor."Eğlenme sırasının ona geçtiğini hissetmiş bir şekilde rahatlıyor ve ekliyor, "Evet henüz bir kere falan gördü kendilerini."
"Hmmm."diyorum meraklanarak.
"Ne olmuş bir kere gördüysem? Bizimkisi biraz ilk görüşte aşk... Ama nasıl desem o Capulet'lerden ben Montagoe'lerden..."
"Yani demek istiyor ki o başka bölümden ve üst sınıflardan. Ulaşılamaz... Zaten toplantıya da gelmedi." Aylin Arda'nın bu hâliyle eğlenmişe benziyor. Arda sarhoşluğun verdiği etkiyle tiyatro metni okur gibi konuşmaya başlıyor,
"Sen ne anlarsın aşktan? Söyle Dalga sen hiç böyle ilk görüşte aşık oldun mu?"
Gülümsememi korumaya çalışıyorum.
Aylin de dikkatle bana bakıyor. Bir cevap bekliyorlar.
"Evet."diyorum.Arda yüzümdeki ifadeyi yakalayıp,
"Aha işte beni anlayan biri. Nerede o şimdi?" diyor."Bilmiyorum." diyorum çarpık bir gülümsemeyle.
Aylin,"Boş ver şimdi bunu. Durduk yere tatsız konular açmayalım."
"Yo, Aylin sorun değil. Konuşuyoruz." diyorum.
Arda elini çenesine götürüp bana doğru eğiliyor, "Anlatsana."diyor.
Aylin umutsuz bir şekilde suratıma bakıyor. Uzun süredir çektiğim acıların tekrar gelmesinden endişeli gibi duruyor. Ama onu rahatlatan bir gülümsemeyle anlatmaya başlıyorum.
"İki yaz önce tanıştık. İlk gördüğüm anda ona karşı dayanılmaz bir çekim hissettim. Birlikte harika vakit geçirdik. Kısa bir süre sonra hayatımın merkezi oldu.
Yaz bitince ayrılmak zorunda kaldık. Yine de bir şekilde iletişimi sürdürdük. Ama sonra bazı aksilikler oldu... yapabileceğimizi sandık ama onun hayatıyla benim hayatımın kesişemeyeceğine inandık. Daha doğrusu o buna inandı. Beni de inandırdı...
Beni üzmek istemediğini söyleyip..." burada sesim titriyor ve bir süre kendime gelmeyi bekliyorum. İç çekip , "...beni terk etti." diyebiliyorum sonunda.
Arda kocaman açılmış gözleriyle bana bakıyor. Ben anlatırken bir süre nefesini tuttuğu için uzun bir nefes veriyor.
"Vay be... kusura bakma seni üzmek istemezdim.""Sorun değil üzülmedim. Alıştım. Bunlar geride kaldı."
Aylin'e bakıyorum o da bana bakıp doğru söyleyip söylemediğimi anlamaya çalışıyor.
Arda, "Böyle yarım kalmış hikayeler duyunca çok üzülürüm." diyor uzaklara bakarak.
Sonra bana dönüyor, " Ama bana hâlâ seviyorsun gibi geldi."Aylin Arda'yı daha fazla konuşturmamak için atılıyor,
"Arda bu konuyu kapatalım. Sen de artık evine git hadi." diyor.Arda saate bakıp doğruluyor. "Uuu saat kaç olmuş? Evet, gitsem iyi olur diyor." Kalkınca biraz sendeliyor. Aylin kolundan tutup ona yardım ediyor. Taksi çağırmak için telefona uzanıyor.
Onlar içeri girdiğinde ben balkonda tek kalıyorum.Bana bu hayat biraz daha az yabancı gelmeye başlıyor. Derin'in anısı artık eskisi gibi acıtmıyor. Rahatça hatırlayabiliyor ve tebessüm edebiliyorum. Yine de içimde bir kırgınlık beliriyor. Gözlerimi kapatıyorum. Gecenin soğuğunu içime çekiyorum. Bir süre bugün olup biteni düşünüyorum. Sonra Arda'nın son söylediklerini...
İçim geçiyor.**
Aylin beni yavaşça uyandırıyor.
"Kalk yerine yat."diyor üzerimdeki battaniyeyi alarak.
"Arda gitti mi?" diyorum uykulu bir sesle."Evet çok oldu. Sen de içeri gir hava soğuk."
"Tamam."diyorum gülümseyerek. Aylin sehpadaki çöpleri toplarken ona doğru eğiliyorum ve yanağına bir öpücük konduruyorum. "İyi geceler."
Sonra yatağıma gidip kendimi uykunun kollarına bırakıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN DALGA (G×G)
Romantizm#LGBTİQ+ (tamamlandı) Dalga, yabancı bir yerde geçireceği yazı unutulmaz kılan biriyle tanışıyor. İlk aşkının tüm tazeliğini ve yoğunluğunu hissettiren bu hikayede kahramanımızın anılarına ve duygularına eşlik edeceğiz.