"Ne demek üç gün oldu ve hâlâ yazmadın?"
"Aylin bağırmasana sabah sabah."
"Dalga seni anlamak çok zor gerçekten." diyor saçını toplarken.
Sonra dağınık yatakta yanıma gelip oturuyor.
"Mahsulü yanmış çiftçi gibi oturmasana." diyerek gülmeye başlıyor.
Aylin'in suratına bakıp bu durumla eğlendiğini görünce kendimi arkaya doğru bırakıp yatağa uzanıyorum ve yastığı yüzüme kapatıyorum.
Aylin yastığı yüzümden çekip eliyle cebimdeki telefonu yokluyor. "Hadi mesaj atalım."
Gıdıklanıp elini itiyorum. "Hayır olmaz. Ne diyeceğim üç gündür meşguldüm mü?"
Aylin, "Evet."diyor omzunu silkerek.
"Asıl o düşünsün ne diyeceğini. İki senedir meşguldüm mü?" diyor sinirlenerek.Aylin beni onunla konuşmaya itse de içten içe hâlâ ona kızgın olduğunu biliyorum.
Sonra vazgeçip ayağa kalkıyor. "İyi, keyfin bilir. Ben bugün provaya gidiyorum. Sen de geliyor musun?"
Yataktan doğrulup, "Benim bir görevim yok ki. Fazlalık gibi hissediyorum."
"Dalga şu an dışarıdan bir gözle kendini görsen ambulansı arardın. Yatağını topla, duş al ve kendine gel. Derin'i de ara artık... sonsuza dek kaçamazsın."
Bir süre Aylin'in söylediklerini düşünüp şüpheli bakışlarla yüzüne bakıyorum. " Sen ne zamandır onunla konuşmamı ister oldun ki? Ondan ne zaman bahsetsem beni susturup sinirlenmez miydin?"
Aylin rimelini sürmeyi bırakıp duruşunu bozmadan aynadan bana bakıyor. Sonra gözlerini kapatıp arkasına dönüyor.
"Evet orası öyle... ama buluşmadığınız için hiçbir şey bilmiyoruz. Sebeplerini, sonuçlarını ya da bundan sonra ne olacağını?"
O bunu söyledikten sonra kaçtığım şeyin bu olduğunu fark ediyorum.
"Evet. Bundan sonra ne olacak?"diye Aylin'in sorusunu tekrarlıyorum."Dalga onu hâlâ seviyor musun?"
"Sevdiğimi biliyorsun." diyorum yastığı bacaklarımın üstüne koyup.
Aylin iç çekerek arkasındaki masaya yaslanıyor. "Ona bir şans ver o zaman."
Cevap vermiyorum. Aylin ifadesiz bir şekilde suratıma bakıyor. Sonunda zor duyulur bir sesle,
"Tamam." diyorum.Aylin dediğimde ne kadar ciddi olduğumu anlamak için yine bir süre yüzüme bakıyor.
İkna olduktan sonra kafasını sallayıp yerdeki çantayı alıyor ve odadan çıkmaya niyetleniyor.
Gitmeden onunla biraz uğraşmak istiyorum.Arkasından ayaklanıp ,"Provada Buket de olacak mı?" diye soruyorum. Aylin sorumla birlikte bana dönüyor. Kafa kafaya geliyoruz. "Evet." diyor gözlerini gözlerime dikerek. "Bazıları senin gibi provadan kaçmıyor."
"Hmm hmm." diyorum sırıtarak. Aylin kırdığı potu anlamış gibi kaşlarını çatıp hemen düzeltiyor,
"Sanırım yani... Bir bilgim yok. Nereden bileyim? Genelde geliyor, o yüzden dedim. Öf Dalga oyalayıp durma beni. Geç kalıyorum. Kendin gelmediğin gibi insanları da geri bırakıyorsun." diye söylenerek ayakkabılarını giyiyor.Daire kapısına yaslanıp kollarımı kavuşturuyorum. "Kesin rolünün olmadığı provaya görev aşkıyla geliyordur." diyorum kafamı takdir eder bir şekilde sallayarak.
Aylin ayakkabısını bağlamayı bir an için bırakıp susmam için bacağıma vuruyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN DALGA (G×G)
Romance#LGBTİQ+ (tamamlandı) Dalga, yabancı bir yerde geçireceği yazı unutulmaz kılan biriyle tanışıyor. İlk aşkının tüm tazeliğini ve yoğunluğunu hissettiren bu hikayede kahramanımızın anılarına ve duygularına eşlik edeceğiz.