27- toparlanma

765 53 0
                                    

Bahar

Aylin gelip aklıma girdikten sonra hayatımda bir gelecek maratonu başlıyor. Onunla sürekli mesajlaşıp birbirimize uygun şehirler ve bölümler atıyoruz.

Kendime ve çalışmalarıma daha fazla odaklanmam Derin'i daha az düşünmeme ve dolayısıyla daha az acı çekmeme sebep oluyor.

Artık ondan haber almaktan ümidi kesmiş olduğum için daha fazla merak edemiyorum da. İnsanı çaresizliğe sürükleyen bu gibi durumlarda hissettiği o umursamazlık var üzerimde.

Her şey bir hayal gibi gelmeye başlıyor. Sanki hiç yaşanmamış gibi... İlişkimize ait somut kanıtlar da olmasa (onunla birlikte aldığımız bileklik, beni çizdiği portre, onun kemerine takılıp yırtılan tişörtüm) hiçbir varlığı kalmıyor. Hâlâ son dediklerini düşünüp kendi acıma son vermeye çalışsam da aklıma sürekli olarak birlikte geçirdiğimiz güzel zamanlar gelmesine engel olamıyorum.

***

Yaz

O yaz yazlığa gitmeyi reddediyorum. Onun hatırasını yeni yeni silmeyi başarmışken onu tekrar görmeye tahammül edemem gibi geliyor.
Bu yüzden müthiş bir irade göstererek gitmeme kararımı uyguluyorum. Ailem olumlu karşılıyor. Bana belli etmeseler de beni uzun zamandır üzen şeyin Derin'le direkt ilgisinin farkındalar. Hatta bu durumun farkında olup ona içten bir suçlama beslemeye başlıyorlar. Onların bu şekilde hissetmesi canımı sıksa da soru sormadan kabullenmeleri işime geliyor. Aramızda onunla ilgili konuşmamak maddesini içeren gizli bir anlaşma yapmış gibiyiz.

Ailem anneannemin gönlünü edebilmek için birkaç hafta için yazlığa gitmeye karar veriyorlar.
Ben de o hâlde çalışmak için yaz kampına gidiyorum. Aklım bir türlü odaklanamıyor çünkü onun varlığının gerçekliğiyle sonunda yüzleşiyorum. Orada aileme yakın bir yerde yaşamını sürdürüyor.
Anne babamla her konuşmamızda sanki aralarında anlaşmışlar gibi hiç Derin'den bahsetmiyorlar. Ben de sormaya çekiniyorum.

***

Kış

Hayatımdaki pek çok şeyi düzene soktum. Bazen bu tempo beni çok yoruyor. Mental olarak sağlıklı hissetmediğim zamanlar var.
Böyle durumlarda yeniden enerji bulmamı sağlayan şey Aylin oluyor. Beni günaşırı arayıp moral vermeye çalışıyor.

Planımızı oturttuk. Her şey yolunda giderse hayatımda yeni bir sayfa açabileceğim bir dönem başlayacak.

****

"Evet. Her şeyiniz tamam mı?"

"Tamam diyorum ya. Artık gidebilirsiniz." diyorum annem ve babamın bitmek bilmez kontrolcülüğünden sıkıldığım için .

Aylin, "Yani sizi birkaç gün ağırlamak isterdik ama önce bizim de alışmamız gerek."diyor sevimli çyüz ifadesini takınarak.

"Yok yok Aylin'ciğim bizim de gitmemiz gerek. Daha fazla kalamayız değil mi?"diyor annem babama bakarak.

"Evet canım. Yine de bir şey olursa diye buradaki bir akrabamızın numarasını buzdolabına astım. Tamam ? Tamam?" diyor babam. Bir Ayline bir bana işaret ederek onay bekliyor.

"Tamam Murat abartma."diyor annem. Yüzünde bir gülümsemeyle Aylin'le bana bakıyor. İki kolunu açarak ikimize birden sarılıyor.

"Evi çok dağıtmayın. Herkesi eve toplamayın."

"Anne, lütfen... yeter artık. Her gün konuşacağız. Merak etme."

Annem duygulanıp göz yaşlarını tutamıyor.

"tomom morot obortmo." diye annemin taklidini yapıp söylenen babam apartman kapısındaki çantaları bir ayağıyla açık tutmaya çalıştığı asansöre taşımaya uğraşıyor.

Aylin, "Hilal teyze merak etme. Gözünüz arkada kalmasın."diyor en samimi ses tonuyla.

Sonunda gittiklerinde Aylin'le balkon demirlerine yaslanmış arabanın uzaklaşmasını izliyoruz. Araba mahalleden çıkıyor. Aylin'le göz göze geliyoruz. Suratımızda aynı anda sinsi bir gülümseme beliriyor.

Aylin,"Party hard bebeğim."diyor zıpayarak.
Ellerimizi çak yaparak kavuşturuyor ve ayrılmadan dönerek dans etmeye başlıyoruz.

"Dalga bu ev bizim. İkimizin, başka kimse yok! Karışan yok.
Senin kocanın neyi yok??"

"Ne?"diyorum gülerek.
Onun böyle saçmalaması beni kahkalara boğuyor.

"Dur, dur, dur! Sakin ol. Şimdi söyle, ne yapmak istersin bugün. Ben derim ki bir film gecesi yapalım." diyorum yavaş yavaş dans etmeyi bırakarak.

Aylin de elimi bırakıp yüzüme bakıyor,
"Ben sana party hard diyorum, sen bana film gecesi diyorsun Dalga... için ölmüş senin çalışmaktan."

"Aylin ne partisi doğru düzgün kimseyi tanımıyoruz ki. "

"Ne yani iki haftadır kimseyle tanışmadın mı?"

"Sen tanıştın mı?"diye soruyorum şaşkınlıkla."Tamam başlayalı iki hafta oldu ama... ne kadar iyi arkadaşlık kurduğunu düşünsen de kimseyi eve davet edemeyiz, unut bunu."

"Merak etme kimseyi davet etmeyi düşünmüyorum. Dediğin gibi bugün film gecesi yapalım. " diyor.
Aklında bir tilki dolandığını hissediyorum.

..

Akşam bir film açıp karşısına oturduğumuzda Aylin'in hâlâ odaklanamadığını görüyorum.
Filmi durdurup,
"Hey, aklında ne var? Söyleyecek misin?" diyorum.

Aylin bana bakıyor. Elini ağzından çekerek,
"Söyleyeceğim ama keyfin iyi mi emin olmam gerek." diyor.

"Çatlatma insanı." diyorum göz devirerek.

"Dalga seni biliyorum. Kabul etmezsin." diyor sabrımı zorlayarak.

"Neyi kabul etmem?" Meraklanıyorum.

"Ben tiyatro kulübüne girdim ve senin de adını yazdırdım." diyor kafasını hafifçe yana eğerek sevimli bir yüz takınıyor.
"Düşündüm ki okulda derslerimiz farklı ve neredeyse hiç denk gelmiyoruz. Bu sayede belki ortak bir şeyler yaparız." Tepkimi ölçmek için biraz kendini geri çekiliyor.

"Ne? Aylin cidden ortak olarak koca bir ev paylaşıyoruz birbirimizi her gün görüyoruz zaten. Neden böyle bir şeye gerek duydun ki?"
Biraz sakinleşerek,
"Üye olmadığın bir kulüp kaldı mı acaba?" diye söyleniyorum.

Tam parmaklarını çıkarmış saymaya hazırlanırken.
"Tamam, neyse. Ailem bitti derken sen başladın benim adıma kararlar vermeye. Bana sormadan işler yapma lütfen, sinir bozucu."diyorum.

Sonra ses tonumun biraz kaba kaçtığını fark ediyorum ama geri alamıyorum. Aylin dediğime bozuluyor.
"Haklısın afedersin." diyor. "Adını yazdırdım diye gitmek zorunda değilsin tabii ki." diyor. Sesindeki kırgınlığı hissediyorum.

Bir süre sessizce donmuş film ekranına bakıyoruz. Ben tam filmi devam ettirmek için bilgisayara uzanmışken Aylin ayaklanıyor.
"Yarın erken dersim var. Yatsam iui olacak. İyi geceler."

Elim bilgisayarda donup kalıyorum Aylin'in odayı terk etmesini izliyorum. Arkasından sessiz bir"İyi geceler." diyorum. Duydu mu bilmiyorum.

Harika ilk geceden ev arkadaşımın kalbini kırdım.

Filmi oynatıp seyretmeye başlasam da odaklanamıyorum. Bilgisayarı kapatıp yatağa uzanıyorum. Kendimi ait hissedemiyorum bu yabancı yere. Bir de üstüne Aylin'den soğukluk görmek beni iyice yalnız hissediriyor.
Böyle berbat hissettiğim zamanlarda yine her zamanki gibi Derin geliyor. Aklımdaki düşünceyi kovmak ister gibi yastığı yüzüme bastırıyorum.

Şimdiye çok şey değişmiştir. Kim bilir ne yapıyor? Bunları düşünmeyi bırakıp gerçek hayata dönmem gerek. Sinir bozucu bir insan olmayı bırakmam gerek. Her koşulda yanımda olan insanlara odaklanmalıyım.

Bunları içimden tekrarlayıp uyumaya çalışıyorum.
Kendimi çok kötü hissediyorum. Yarın sabah ilk iş olarak Aylin'in gönlünü almaya karar veriyorum.

DERİN DALGA (G×G)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin