Denizden çıkıp Derin'in yanına gidiyorum.
Benim gelişimi izliyor.
Birine doğru giderken görüş mesafesinde olduğunuz o kısa sürede aklınızdan bir sürü şey geçer. Hızınızı da arttıramazsınız, karşınızdakine de seslenemezsiniz... sadece ne yapacağınızı bilemeyip garip yürüyüşünüzü iyice garipleştirirsiniz.
İşte ben de öyle yapıyorum. Bitmek bilmeyen kısa yolu sonunda yürüyüp havluma sarılıyorum.
"Bakıyorum seni sudan alamaz olduk." diyor.
Gülümsüyorum. Konu açmak için:
"Çalışmaların nasıl gidiyor?" diyorum.
"İyi gidiyor. Sanırım ne istediğimi buldum."
"Hadi ya! Neymiş?"diyorum gerçekten merak ederek.
"Edebiyat."diyor kocaman bir gülümsemeyle.
"Vay... aslında sana uygun duruyor. Yine de şaşırdım."diyorum.
"Neden şaşırdın?" diyor gayet mantıklı bir şekilde.
Bu sefer düşünmem gerekiyor çünkü neden böyle söylediğimi bilmiyorum. Sonra aklıma gelen şeyi söylemenin en doğrusu olduğunu düşünüp yanıtlıyorum ,
"Bu konuyu daha önce konuşmadığımız için herhalde..."
Tam sırası olduğunu düşündüğüm için ekliyorum,
"Peki neresi olacağına karar verdin mi?"
Bu sefer yüzündeki gülümseme biraz azalıyor.
"Hayır. Bu henüz belli değil. Daha sonra düşünmem gereken bir şey gibi geliyor." diyor.
Hak veriyorum.
Kafamdan bizim oturuğumuz şehre gelse ne güzel olur düşüncesi geçiyor. Ama söylemeye çekiniyorum çünkü düşünmek için erken olduğunu söylüyor. Ben kendimi yiyip bitirirken gayet rahat bir şekilde dikkatimi dağıtıyor,"Sen ve Aylin sık sık görüşüyor musunuz?"
"Bu da nereden çıktı?"diyorum sorusuna şaşırarak.
"Sadece merak ettim. Onunla yalnız konuşma fırsatı bulduğumuzda şu an farklı şehirlerde oturduğunuzu ama belki daha sonra ortak bir şehirde okuyabileceğinizi söyledi."
"Hadi ya. Bana bundan bahsetmedi." diyorum.
Hafızamı zorluyorum ama gerçekten de bahsetmediğini fark ediyorum. Bu tarz bir şeyi konuşmak için iki yıl vaktimiz olduğuna ve belki bu yüzden konuyu bana açmadığına kanaat getirmiyorum. Eve gidince ona mesaj atmayı planlıyorum."Aslında fena fikir değil. Hatta belki sen de..."
Fakat Derin sözümü kesiyor.
"Nasıl bu kadar kör olabilirsin Dalga?"
"Ne?"
Afallıyorum. Bunun sonrasında ne geleceğini kestiremiyorum. Hem tam cesaretimi toplamış söyleyecekken sözümü bitiremediğim için biraz canım sıkılıyor. Dikkatimi ona vererek bir an önce konuşmasını istiyorum.
"Ne konuda Derin?"
"Dalga bu kız sana aşık. Gerçekten nasıl fark etmiyorsun?"
"Kimden bahsediyorsun, Aylin mi?"
Susuyor.
"İyice saçmaladın."gülmeye başlıyorum.
Bir süre gülmeye devam ediyorum. Onun sinirlenmeye başladığını hissedip konuyu kapatmaya çalışıyorum ama bir yandan da düşünmeden edemiyorum. Sonunda gülmem yavaş yavaş kayboluyor.
Hafızamda flashback'ler yaşıyorum. Bu gerçekten olabilir mi?
Fakat bu Derin'le konuşabileceğim bir konu değilmiş gibi geliyor. Eve gitmek istiyorum.
Beş-on dakika daha oturuyoruz. Ufak tefek konuşmalar geçiyor aramızda ama genel olarak susuyoruz. İkimizin kafası da bazı düşüncelerle meşgul.
"Anneme sözüm vardı. Gitsem iyi olur." diyorum. Her şey yolunda bir şekilde onu yanağından öpüyorum ve eve gidiyorum.
Tüm gece Aylin'e yazıp yazıp siliyorum. Sonra işe yaramayacağını anlayıp telefonumu kapatıyorum.
Derin'in gereksiz kıskançlık yaptığına inanmaya başlıyorum. Sonra Derin haklı olabilir mi diye düşünüyorum. Bunu bana neden söyledi diye...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN DALGA (G×G)
عاطفية#LGBTİQ+ (tamamlandı) Dalga, yabancı bir yerde geçireceği yazı unutulmaz kılan biriyle tanışıyor. İlk aşkının tüm tazeliğini ve yoğunluğunu hissettiren bu hikayede kahramanımızın anılarına ve duygularına eşlik edeceğiz.