Eve döndüğümda kendimi ayarlamaya çalıştığım yüksek modumu tamamen kaybolmuş durumda buluyorum. Yine her an o içinde bulunduğum berbat duruma dönebilirim gibi hissediyorum.
Umarım ki bu his günün yorgunluğundan kaynaklanıyor. Bir an önce dinlenmek istiyorum. Anahtarımı anahtarlığa bırakıp odama doğru yönelmişken salondan beklediğim ses geliyor.
Tabii ki beni görmek istiyorlar. Eminim ki annem babama bu sabahki hadiseden ve genel depresif durumumdan bahsetmiş.
Bu hiç hoşuma gitmiyor. Onlarla konuşacak durumda değilim.
Yine de yanlarına gittiğimde suratlarında garip bir ifade görüyorum. Kızgın değiller."Evet geldim. Nedir?"
"Öncelikle nasılsın anneciğim babacığım yok mu?" diyor babam.
"Nasılsınız? İyisinizdir umarım. Ben tüm gün ders dinlemekten yorulmuş durumdayım da..."diyorum bastıra bastıra.
Annem konuşmuyor. Konuşmayı babama bırakmayı planladıkları belli.
"Dalga, annene karşı tavırların hiç hoş değil." diyor babam sonunda.
"Ama biz bu durumun sebebini bilmiyoruz tabii. Belki de bir süreçten geçiyorsundur."diyor durumu yumuşatmaya çalışarak.
"Tamam ısrar ettiniz gittim işte derse. Sorun ne anlamıyorum." diyorum biraz sinirlenerek.
Babam bir elini annemin dizine diğerini omzuna koymuş, onu herhangi bir duygusal yükselmeye karşı tutmak amacıyla sararak yan bir şekilde oturuyor. Sanki biraz sonra söyleyeceği şeyin tuhaflığından şüphe ederek başka bir yere bakıyor ve, "Anneanneni de odandan kovmuşsun bugün." diyor.
"Kovmuş muyum? Ya sabır. Çıldıracağım ya!"
Annem dayanamıyor. Uzun süreli suskunluğunu bozarak,
"Sorun senin tavırların." diyor.
"Şu haline bak. Ne kadar değiştin? Hiç keyfin yok. Sürekli huysuzsun.""Kime çekmişim acaba?" diyorum yarım ağızla.
"Ne dedin sen?"
Babam durumu kurtarmaya çalışarak hemen söze atlıyor,
"Eğer gitmek istemiyorsan kaydını alırız. Bu, bizim ısrarımızla olacak bir şey değil."diyor."Ne kaydını alması bir dönem peşin ödedik?" diyor annem babama dönerek.
Artık çok yorulduğum için konuşmayı bitirmek istiyorum.
"Kaydımı almanıza falan gerek yok. Başta da konuştuğumuz gibi gitmeyi kabul etmiştim. Gideceğim de. Şimdi lütfen biraz dinlenebilir miyim? Uzun bir gündü."
Bu söylediğimden sonra konu kapanıyor. Odama doğru giderken koridorda anneannemle karşılaşıyorum. Demin beni babama şikayet ettiğini öğrendiğimden sert bir bakış atıyorum. O da suçlu suçlu sessizce yanımdan geçiyor.
O akşam masaya oturduğumuzda sessiz bir yemek yiyoruz.
Yemeğin sonunda babam ağzını peçeteyle sileriyor ve boğazını temizliyor.
"Biliyorum yine sana sormadan iş yaptık ama... sana bir sürprizimiz var." diyor."Bana mı?" diyorum tabağımdaki yemekle oynayı bırakarak.
"Evet. Ee Hilâl sen söylemek ister misin?"diyor anneme bakarak.
Annem biraz çekiniyor ama daha bir saat önce bana bozuk atan o değilmiş gibi sakin bir sesle konuşmaya başlıyor.
"Biz daha bu sabah Aylin'le görüştük ve bu ara tatilde neler yapacağını sorduk."Gidişatın nereye varacağını kestiremiyorum ve meraktan hızlıca, "Eee?" diyorum.
"Ve tatilde bize gelip bir süre kalabileceğini söyledi."diyor sonunda cümlesini bitirmenin verdiği rahatlıkla bir nefes veriyor.
"Nasıl yani? Aylin bunu kendisi mi söyledi?" Şaşırıyorum.
"Evet. Hem sana da iyi gelir. Moral olur."diyor sevindiğini belli ederek.
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Aylin'le uzun süredir pek konuşmadığımızı bilmiyorlar. Bu yüzden bu durum onlar için pek şaşırtıcı değil. Neye şaşırdığımı anlamayıp sevinçten böyle tepki verdiğimi düşünüyorlar. Sonunda yemek başka konularla devam ediyor.
Ben hala Aylin'in neden aileme böyle söylediğini düşünüyorum.Belki de bu aramızdaki tuhaf soğukluğu düzeltmek için bir fırsat olabilir. Hem onu çok özledim. Artık bu fikir hoşuma gitmeye başlıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN DALGA (G×G)
Romance#LGBTİQ+ (tamamlandı) Dalga, yabancı bir yerde geçireceği yazı unutulmaz kılan biriyle tanışıyor. İlk aşkının tüm tazeliğini ve yoğunluğunu hissettiren bu hikayede kahramanımızın anılarına ve duygularına eşlik edeceğiz.