9

1K 41 11
                                    

Yekta'dan 

Sevgili okuyucular yazma sırası tekrar bana geldi.  Bu günlerde o kadar çabuk mutlu olabiliyor ya da o kadar çabuk üzülebiliyorum ki... Size Hazarların geldiği günle ilgili anlatacak şeylerimin olması dışında beni motive eden iki şey var.

Birincisi nefes alma sebeplerim : Bulut ve Çağıl, ikincisi Vasviye teyze. Sizde eğleniyor musunuz Vasviye teyzenin sahnelerinde?  Çok iyi oldu Yalan Dünya'nın tekrar gösterilmesi, en azından benim için öyle. 

Umuyorum ki yazdıkça modum yükselir ve daha mutlu hissederim. Biraz daha somurtarak oturursam Çağıl ve Bulut beni gıdıklamaya başlayacaklar.

Hadi başlayalım.

Masada ben Hazarla sohbet ederken kısa bir sessizlik oldu ama sonrasında Çağıl olaya el attı ve Yalçın'la konuşmaya başladılar. Yalçın tanışma hikayelerini anlattıktan sonra ayak sesleri gelmeye başladı. Anladım ki pofuduk Bulut'um kocaman bir tepsiyi getirmeye çalışıyor, yanına gittim ve tepsiyi elinden aldım.

Masaya gelince Bulut hoş geldiniz diyerek kendini tanıttı Yalçın'a sonrasında Hazar'da Bulut'a Yalçın'ı tanıttı sevgilisi olduğunu söyleyerek ama Bulut hiç şaşırmadı önceden biliyor muydu acaba? Hayır hayır konu Bulutsa kesinlikle içine doğmuştur ya da aklına daha önce bu fikir gelmiştir. 

Ben tepsiyi tutarken Bulut cheesecake'leri dağıttı Çağıl erik sularını. Tepsi boşalınca en yakındaki masaya bırakıp eski yerime oturdum.  Bulut her ne kadar yeni insanlarla tanışmaya bayılsa da tedirgin hissederdi bu gibi durumlarda.

Çağıl Bulut'un tedirginliğini atmak için elini kucağına aldı ve parmaklarıyla oynamaya başladı. Manzaram çok güzeldi, tüm gün onları seyredebilirim. 

Hazar'ın sesiyle ona baktım ve sohbetimize geri döndük. Hazar sandalyesini bana doğru yaklaştırdı ve kısık sesle konuşmaya başladı. Normalde hiç huyu değildir, ne diyecek ki acaba ? Korkulacak bir şey yokmuş, derin bir nefes aldım.

Yalçın'a süpriz doğum günü yapacakmış, onunla ilgili konuşmak istiyormuş ama Yalçın'ı sadece buraya gelmeye ikna edebilmiş bizden yardım istiyormuş.

Derdin bu olsun be Hazar, hallederiz. Tamamdır, hallederim şimdi dedikten sonra yan masaya bıraktığım tepsiyi aldım ve boşalan tabakları toplayıp tepsiye yerleştirdim.

Çağıl Yalçınla sohbete dalmıştı ama Bulut beni fark etti ve bardakları toplayarak bana yardım etti. Bardakları tepsiye bırakırken 'Sende mutfağa gel.' dedim. Ben önden Bulut arkamdan mutfağa gittik.

Bulut merakla yüzüme bakıyordu. Fazla bekletmeden konuşmaya başladım. ' Hızlı olmamız lazım, Hazar Yalçın'a haftaya doğum günü süprizi yapmak istiyor ama her yere beraber gittikleri için hediyesini alamamış, doğum gününü tam düzenleyememiş. Sen Yalçın'ı ikna et birlikte sinemaya gidin bizde o sırada Hazarla mekanı, pastayı, ek olarak yapacakları ayarlayalım olur mu ? ' dedim.

Bir süre sessizce durdu,  yakındaki avmlerdeki sinemaları ve gösterilen filmleri hatırlamaya çalıştığını anlamak kolaydı. Yaklaşık bir dakika sonra fikrini bulmuş olacakki gülümsemeye başladı. 'Tamam hemen hallediyorum, hadi hızlıca içeri gidelim meraklanmasınlar.' dedi ve masaya geri döndük.

Hazar eski yerine geri oturmuştu. Yeniden Hazarla sohbet ederken Yalçın Hazar'ın kolunu dürttü ve
' Bulut ve Çağıl yakındaki sinemaya gitmek istiyor benimle, bayadır işten dolayı gidememişler hem sende bayadır Yekta'yı görmemiştin. Sinemaya gitmemde bir sorun var mı ? ' diye sordu.

Hazarda düşünür gibi yapıp biraz bekledi sonrasında Yalçın'a döndü ve
' Olur hayatım,  arabayı vereyim mi ben buradayım nede olsa, rahat rahat gider gelirsiniz.' dedi. Yalçın da kafasını olur anlamında sallayarak elini uzattı ve Hazardan anahtarı aldı. Bulut ve Çağıl yanıma gelip yanağımı öptükten sonra el sallayıp sinemaya doğru yola çıktılar. 

Hazarla uzun uzun konuşup planlama yaptık, pastanın nasıl olacağını ayarladık, süsleri ayarladık ve tam rahat rahat oturacakken sinema yolcuları geri geldi. O kadar saat geçmiş miydi yani hemencecik ?

Duvardaki saate bakınca yaklaşık iki buçuk saat geçtiğini görünce şaşırdım. Bulut ve Çağıl'a tekrar bakınca hatta Yalçın'a da bakınca üçünün de gözlerinin kızardığını ve yaş dolu olduklarını gördüm. 

Bir sorun mu var diye düşünmeye başlayacakken kesinlikle izledikleri filmden kaynaklandığını anladım.  Bulut ve Çağıl hızla yanıma gelirken Yalçın da Hazar'ın yanına gitti ve Yalçın Hazar'a sarıldı, Bulut ve Çağıl da bana sımsıkı sarılırken anlaşmış gibi üçü aynı anda ' Başroldeki çifti filmin  sonunda öldürdüler.' dediler ve ağlamaya başladılar.

Bir an Hazarla göz göze geldikten sonra önümüze döndük ve ağlayan minik bebeklerimizi sakinleştirmeye çalıştık. Yalçın hemen sakinleşirken Bulut ve Çağıl hala ağlıyordu, onlar ağladıkça kalbim ağrıyordu. İkisininde saçlarını okşayıp öpücük konduruyordum ara ara. 

Birkaç dakika sonra sakinleştiler. Hazarla Yalçın kafa selamı verip evlerine doğru yola çıktılar bende
' Eve gidelim mi artık ? Sıcacık bir duş alırsınız sonra hep beraber uyuruz olur mu?' diye sordum ikisi de aynı anda ' Evet.' dedi. Işıkları kapatıp kapıyı kilitleyip üst kata evimize çıktık. 

İşte o gün yaşananları anlattım size sevgili okuyucular.

Yazmaya başladığım ana göre çok daha iyi hissediyorum. Çağıl'ın da dediği gibi 'Okumak ve yazmak en büyük terapidir.' .

Kendinize, sevdiklerinize iyi bakın ve mutlu kalın !

BİS ~ bxbxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin