28

378 19 44
                                    

Yekta'dan

Yazma sırası bana geldi değerli okuyucular. Hazar sanırım Yalçın'ı utandıracak bir bölüm yazmış, haberini aldık. 

Bugün biraz kafa karıştırıcı şeyler oldu. Hadi dün geceden sonra olanları size anlatayım.

İyi okumalar.

Hazar'ın tatili devam etse de bugün pastaneyi açacaktık ama Yalçın çalışma temposuna çok hızlı giriş yaptığı için çok yorulmuştu.  O yüzden Çağıl ve Bulut'la konuşarak Yalçın'ın bugün Hazar'la vakit geçirmesinin daha iyi olacağını düşündük. Sonraki günlerde de isterse Hazar'da pastaneye gelir diye düşünmüştük ama onlara sormadan uygulamak olmazdı.

Saat dokuz buçuğa gelirken Hazar'ın bu saatte uyumayacağını bildiğimden Hazar'ı aradım.  Tam kapatacakken Hazar kısık sesle ' Efendim Yekta ?' dedi. Sanırım yanlış tahminde bulunmuştum çünkü Hazar'ın sesi uykulu geliyordu. 'Kusura bakma normalde bu saatte uyumuyorsun diye aradım.' dedim.

Hazar'da her zamanki anlayışlı haliyle 'Sorun değil. Bir sorun mu var ?' dedi kısık sesiyle. 'Sorun yok. Yarın Yalçın'la vakit geçirirsiniz pastaneye gelmesin.' dedim. Hazar sevinçle 'Çok sağ olun, iyi düşünmüşsünüz. Ben Yalçın'a söylerim, şimdi uyuyor. ' dedi. 

Öyle demesine karşın birkaç saniye sonra Yalçın'ın uykulu sesini duydum. 'Kim aramış bu saatte ?' diye soruyordu. Hazar 'Yekta aradı, yarın pastaneye gitmeyecekmişsin birlikte vakit geçiririz. Hadi uykun açılmadan dön yatağa sen.' dedikten sonra bana  'Sağ ol Yekta.' dedi. 'Önemli değil. Hadi tekrar kusura bakma uyandırdım. İyi geceler size.' dedim Yalçın da 'İyi geceler.' diyince telefonu kapattım.

Salona geri dönünce meleklerimin onlara aldığım peluşlarla oynadıklarını gördüm ve yanlarına giderek oyunlarına katıldım. Benim oyuncağım olmadığı için Bulut hediyesindeki bir bezelyeyi bana vererek 'Al bu Yekta senin, ama şimdilik.' dedi ve minik bezelye Yekta'yı bana verdi.

Yarım saat kadar oynadıktan sonra pofuduğumuz esnemeye başlayınca oyuncaklarımızı toplayıp kutuya yerleştirdik ve Bulut'un kollarına girerek yatağımıza götürdük. Bulut'u ortamıza yatırdıktan sonra Çağıl bir yanına ben bir yanına yattım ve Bulut'a iki yandan sarıldık. 

Çağıl'dan iç çekme sesi geldi tam gözlerimi yumacakken. 'Bir şey mi oldu ?' dedim. Çağıl 'Benim ne güzel planlarım vardı, bizde Hazar ve Yalçın gibi yapabilirdik.' dedi. 'Hazar ve Yalçın ne yapmış ki ?' diye sorunca Çağıl ' Ah bazen çok masum oluyorsun Yekta. Tabi ki seviştiler. Biz de sevişebilirdik.' dedi ve dudaklarını büzdü.

Çağıl'ın cevabıyla kahkaha atmamak için zor durdum. 'Büzme dudaklarını. Hem nerden anladın sen bakayım ?' dediğimde 'Anlarım ben, yat uyu şimdi. Uykun var gözlerini zorla açık tutuyorsun. İyi geceler.' dediğinde şaşırmadım çünkü Bulut'ta Çağıl'da bir şeyi anladım dediyse anlamıştır. 'İyi geceler.' diyerek ellerimizi Bulut'un üzerinde kenetledik ve Bulut'a iyice yapıştık. 

Sabah telefonumun çalmasıyla uyandım. Telefonu elime alınca ilk önce saate baktım sonra arayana. Saat dörttü ve arayan Hazar'dı. Hızla telefonu açınca Hazar'ın telaşlı sesi doldurdu kulağımı hızlı hızlı bir şeyler söylese de tam anlayamamıştım.

'Dur. Şimdi nefes al ve tekrar söyle, az önce dediklerinden hiçbir şey anlamadım.' dedim. Derin bir nefes aldıktan sonra tekrar konuşmaya başladı. 

'Telefonumun alarmıyla uyandım dörde on kala ki ben alarm kurmam bile. Telefonu elime alır almaz altından küçük bir kağıt düştü. Bir yandan kağıdı alırken bir yandan Yalçın'a baktım çünkü o kadar sese uyanmaması imkansızdı.  Yatakta onun tarafının düzenli olduğunu fark etmemle kafamı kaldırdım. Dolabın kapağı açıktı ve birkaç eşya yere düşmüştü. Hızla elimdeki nota bakınca ' Pastanede gerekli ipucunu bulacaksın.  - Yalçın'ın ' yazıyordu. Odadan çıkmak için hareketlenirken ayağıma bir kutu çarptı. Kadife bir kutu olması dikkatimi çekti ve eğilip kutuyu aldım. Kutuyu açınca içinde iki tane alyans olduğunu fark ettim. Hızla Yalçın'ın tarafındaki çekmeceye koyarak evin içinde Yalçın'ı aradım ama yok. Aklıma not gelince seni aradım işte.' dedi.

Şoktan ilk birkaç saniye konuşamasam da kendime gelince 'Ben hemen pastaneye inip bakıyorum, sende buraya gel hep beraber ne yapacağımıza karar verelim.' dedim.

Hazar 'Tamam.' dedikten sonra kapattı. Bende Çağıl'ın yanına giderek saçlarını okşadım.  Hemen uyandı ve gözlerini ovuştururken yatakta doğruldu. 'Yekta?' sorar gözlerle bana baktı. 

'Ben içerdeki kapıdan pastaneye iniyorum, yarım saate Hazar gelir. Bulut'u da uyandırırsın tamam mı?' diyerek saçına öpücük kondurdum ve sandalyenin üzerindeki hırkamı ve anahtarlıktan  anahtarlarımı aldım. Kapıyı açar açmaz hızla pastaneye indim. 

Pastanede ne gibi bir ipucu olabilirdi ki... Hızla odalara baktıktan sonra girişe geçtim. Birkaç dakika etrafa baktıktan sonra kapıdan içeri atıldığı belli olan kağıt parçası gözüme ilişti. Hemen kağıdı aldım tam okuyacaktım ki cam kapıya vurulmasıyla sıçradım.

Kafamı kaldırınca gelenin Hazar olduğunu gördüm ve hemen anahtarla kapıyı açtım. 'Bende notu yeni buldum ama daha okumadım.' dedim. Hazar çok kötü görünüyordu. Gerçi sevdiği yanındayken birden yanında bulamayan kim iyi görünürdü ki...

Hazar'ı sandalyeye oturttuktan sonra bende karşısındaki sandalyeye oturdum ve notu sesli olarak okudum. 'Burak'a onu piknikte aradığında açmak istemediği kişiyi sorun. Eğer dönemezsem hepinizi çok seviyorum. En çok Hazar'ımı. ' yazan notu okumamla iyice şaşırmıştım.

Yalçın'a ne olduğunu Burak'tan öğrenecektik sanırım.

Şimdilik size anlatacaklarım bu kadar değerli okuyucular, sağlıcakla kalın.

*****

Y.N: Kitaptaki karakterlerime çok benzettim.

N: Kitaptaki karakterlerime çok benzettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BİS ~ bxbxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin