Selam millet ! Size büyük bir süprizim var bugün. Acaba nedir tahmine edebilecek misiniz?
Tahminleri buraya alayım.
Evet şimdi anlatacaklarıma geçebilirim. Umarım güzel anlatabilirim.
Hadi başlayalım. İyi okumalar.
Biraz heyecanlıyım, lütfen maruz görün hatalarım olursa. Bekletmeden size neyi anlatacağımı söyleyeyim. Geçmişe gideceğiz ve size düğünümüzü anlatacağım !..
Düğün Günü
Sabah gözlerimi zorla açtım. Gece heyecandan uyuyamamıştım ki bu çok normaldi benim için çünkü yüzüklerimizi taktığımız gün de sabaha kadar uyuyamamıştım mutluluktan. Yekta ve Çağıl uyuyordu daha. Saate bakınca sekiz olduğunu gördüm. Ah ortalarında yattığımı söylemeyi unuttum.
Yatakta dizlerimin üzerinde kalkıp ikisine de öpücük kondurmaya başladım. Birkaç öpücükten sonra yatakta sırtüstü yatar şekildeydim çünkü beni gıdıklamaya başlamışlardı. Kahkahalarla geçen güzel dakikalardan sonra odamızın kapısı çalındı.
Yoksa gürültümüzden dolayı bizi odadan mı atacaklardı !? Yok canım, yok yok atmazlar hem Hazar'ın tanıdığının oteli burası. Yine unuttum. Pofuduğunuzu affedin lütfen, heyecandan unutuyorum bazı şeyleri. ' Hayat Sevince Güzel' adlı oteldeyiz. İlk başta insana şarkı gibi geliyor ama otelin adı bu.
Dün akşam otele geldik. Peki kimlerle ? Hazar, Yalçın, Burak, Onur, Deniz ve Bulut'la. Ayrı yazdığım için anladınız bence- o zamanlar BuBu çift değil- . Hepimiz aynı kattaki odalarda kalıyoruz. Kapıyı çalanın kim olduğuna gelirsek Onur ve Deniz'miş. Kahvaltıya çağırıyorlar. Sonra hazırlanacağız ama ayrı ayrı. Dünkü bizi ayrı ayrı yatırma planlarından kurtulabildiğimize göre bununla idare edebiliriz.
Kahvaltıda bize ayrılan özel masada güzelce kahvaltımızı yaptık. Yani ben heyecandan çok bir şey yiyemedim aslında. Tabi bunu gören Yekta ve Çağıl ne yaptı ? İki yandan beni beslediler. Biri ekmek uzatırken diğeri peynir uzattı, biri yumurta uzatırken diğeri zeytin uzattı derken tıka basa doydum. En sonunda 'Doydum, lütfen daha fazla yedirmeyin' dediğimde Burak 'Ye ye enerji lazım akşama.' diyerek gülmeye başladı.
Onur gülerken Deniz de eliyle ağzını kapatıp sessizce gülüyordu. Bulut olsaydı şaşırmazdım ama Burak söyleyince şaşırdım. Ben fesat değilim onlar fesat , bu konuda anlaşalım. Tabi ki çok utandım, kafamı nereye gömeceğimi düşünürken Çağıl ve Yekta iki yandan sarıldı ve ben olduğum yerde kalırken saçlarıma öpücük kondurdular. Sonrasında Yekta şakacıktanda olsa kızarak beni utandırmamalarını söyledi. İşte bu kadar !
Kahvaltıdan sonra Yekta Hazarların odasına geçti, Çağıl Onurların odasına geçti bende Burak ve Bulutla bizim odadaydım. Birinin ak dediğine diğeri kara diyordu. Size söylüyorum bunların arasında bir şey olmuş. Ben pofuduksam bu işi çözerim illaki, tabi düğün günümde olmayabilir ama çözerim.
Evet gelelim ikinci soruma. Sizce ne renk takım elbise giyeceğiz ?
Üçümüz de aynı renk takım elbise giydik, bu kopyayı verebilirim size.
Hemen görmemeniz adına ilk önce Hazar, Yalçın, Burak, Bulut, Onur ve Deniz'in takım elbiselerini göstereyim. Üstlerine yazacağım kimin giydiğini.
Onur
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
