31

204 17 32
                                    

Hazar'dan

İyi günler değerli okuyucular. Nasılsınız ? Ben mi ? Ben daha iyiyim, nedenini henüz söyleyemesem de yazımın sonunda anlamış olacaksınız.

İyi okumalar.

Mert'in intihar haberini aldıktan sonra... Durun yanlış oldu tekrar başlayayım Mert diye biri hakkında Burak bizi bilgilendirdikten sonra Mert'in intihar haberini aldık. Tabi bundan öncesi de var. Burak bizi bilgilendirdikten sonra ben koltuğa yaslanıp gözlerimi kapattım. Uyumak ya da dinlenmek için değildi. Yalçın'ı düşünüyordum. Neler gelmişti başına, neler yaşamıştı hayatımın anlamı öyle ? Uğraşması gereken ne çok şey vardı.

Yekta'nın seslenmesiyle koltukta doğruldum. Yanıma oturup elini omzuma attı ve 'Onu bulacağız.' dedi. 'Biliyorum sadece onu bulana kadar başına bir şey gelecek diye korkuyorum.' dedim.

Biz sessizliğe gömülürken Burak ve Çağıl konuşmaya başladı. İlk başta konuşma güzelce devam ediyordu ta ki Burak hıçkırıklara boğulana kadar. Ağlamasını istemiyordum ama şu an sadece ağlayarak ve sarılarak rahatlayabilirdi ve Çağıl ona sarılıyordu. Biraz durduktan sonra hikayesinin devamını anlattı. O anlattıkça içimden bir parça kopup gitti. Burak çok yaralıydı.

Burak Çağıl'ın dizlerine uzandıktan kısa bir süre sonra telefonuna mesaj gelmesiyle Yekta Burak'ın telefonunu götürdü. Burak gelen mesajı okuyunca hepimiz şoka girmiştik. Mert'le ilgili bir şeyler öğrenmemizin üzerinden bir saat bile geçmeden Mert intihar etmişti.

Hayatımın anlamına yaşamı zehir etmeseydi onun için üzülebilirdim ama şu an aklımdan geçen tek şey Yalçın'a bir zarar vermemiş olmasıydı.

Burak'ı da alarak hep beraber yola koyulduk. Yektaları eve bıraktıktan sonra evimize geldim. Evimiz... Yalçın'la benim evim... Yalçın'ın üzerimde en sevdiği pijamayı giyerek yatağa oturdum. Telefonu yandaki çekmecenin üzerine bırakacakken gözüm kadife kutuya kaydı.

Kutuyu alarak sırtımı yatak başlığına dayadım. Kutuyu açarak alyanslardan birini çıkarttım. Hem sade hem şıktı. Elimde çevirirken içindeki, yazıyı fark ettim. ' Hayatımın anlamına.' yazıyordu. Diğerinde de aynı şey yazıyordu. Alyansları kutuya yerleştirerek çekmeceye koydum.

Uyuyamayacağımı biliyordum ama uzandım. Yalçın'ın yastığına sarılarak kokusunu içime çektim. Nefessiz kalmıştım bir günde. Yastığa sarılmış şekilde kaç dakika, kaç saat uzandım bilmiyorum.

Durmadan çalınan korna sesine telefonumun çalma sesi karışınca yastığı istemeyerekte olsa bıraktım ve telefonu elime aldım. Saat gece bir buçuktu ve Çağıl arıyordu. Hızla telefonu açtım. Çağıl 'Hemen aşağıya in haber geldi Mert'in intihar ettiği yere gidiyoruz.' dedi ve telefonu kapattı.

Birkaç saniye duraksadım ama sonrasında hızla toparlanarak altıma pantolonumu geçirdim, ceketimi aldım, telefon ve anahtarı da alarak evden çıktım. Arabaya biner binmez Yekta yola koyuldu. Bulut'a daha iyi hissedip hissetmediğini sordum ve sarıldım. Endişe etmememi çok daha iyi hissettiğini söyledi. Saçını karıştırdıktan sonra Bulut'tan ayrıldım.

Yarım saat kadar sonra polis arabalarıyla dolu bir tepeye gelmiştik. Burak 'Sen önden ilerlemelisin Hazar. Orada aradığını bulacaksın. Hemen arkandayız.' dedi ve sırtıma pat patladı. Burak'ın söyledikleriyle hızlandım ve önümdeki insanlara çarpmadan ilerledim. 'Olay Yeri' bantlarına ulaşınca etrafı hızla taradım.

İşte... İşte oradaydı. Hayatımın anlamını görmüştüm. Ama neden yerdeydi ? Bantları hızla kaldırıp Yalçın'ın yanına gittim. Gölgemi fark edince bana döndü o sırada bende yanına çöktüm ve ellerimi ona uzattım. Ellerimi tutmasına çok ihtiyacım vardı. Gözlerinden boncuk boncuk gözyaşı dökülmesi kalbime zarar veriyordu.

Kısa bir an için elini ellerime uzatır gibi olsa da vazgeçerek ellerini yüzüne kapattı. Ağlaması şiddetlenmişti. İyice yaklaşarak sıkıca sarıldım Yalçın'a ve burnumu boynuna yasladım. Kokusuna hasret kalmıştım.

Zorlanarak kafasını kaldırdı ve gözlerime baktı. ' Ben çok çirkinim, dokunma bana sevme beni. Öl-öldü Mert. Kendini attı uçuruma. Be-benim yüzümden. Sırf beni sevdiği için. ' diyerek ellerimden kurtulmaya çalıştı.

'Olur mu hiç öyle şey ? Sen benim güzelimsin, çirkin falan değilsin çıkar aklından bunu. Hiç kimse sevmese bile ben seni severim ki.' dedim ve alnına öpücük kondurdum. 'Hem sadece ben yokum ki abin var Bulut var Yekta var Çağıl var Burak var seni seven. Hepimiz seni çok seviyoruz. Hatta arkadaşlarımız da senin için geldi hepsi burada. Hadi güzelim kafanı kaldır ve arkadaşlarımıza bak, seni ne kadar çok sevdiklerini gör.' dedim.

Ayağa kalkmaya çalıştığını fark edince yardımcı oldum ve kalktık birlikte. Arkamızı dönünce bantların hemen arkasında bize bakan dört gözü yaşlı adamı gördüm. Yalçın'a bir şey olacak diye onların da aklı çıkmıştı benim gibi.

Bulut yani Yalçın'ın 'Sarılma Kardeşi' hızla bantları aşarak yanımıza gelmeye başladı, arkasından da diğerleri. Bulut hızla Yalçın'a sarıldı tabi Yalçın'la yapışık olduğumuz için kısmen bana da sarılmıştı. Bulut'tan sonra Yekta, Çağıl ve Burak'ta aynı anda bize sarıldı ve 'Sarılma Yumağı' haline geldik.

Sarılma bittikten sonra 'Artık evimize dönelim olur mu ?' dedim. Yalçın kısık sesiyle 'Evimizi de seni de çok özledim.' dedi. 'Ben de... Hadi gidelim.' dedikten sonra Yalçın'ı kucakladım ve arabaya doğru yürümeye başladım.

Arabaya varınca anahtarı Yekta'ya verdim ve arka koltuğa kucağımdaki Yalçın'la oturdum. Yalçın uyuklamaya başlamıştı çoktan. 'Bizde kalın bir daha dönmek için uğraşmayın.' dedim ve ellerimi Yalçın'ın saçlarında dolaştırmaya başladım.

Eve gelince Yalçın'ı yatağımıza yatırdım ardından YekÇağLut ve Burak'a yatak ayarladıktan sonra kendi evlerindeki kadar rahat olmalarını söyleyerek odadan çıkacaktım ki Bulut yanıma geldi. 'Biliyorum bu gece uyuman çok zor olacak o yüzden defteri getirdim. Benim sizi beklerken yazdığım gibi sen de yazmaya çalışırsan biraz yorulursun ve sonrasında Yalçın'a sıkıca sarılarak uyursun.' dedi.

Endişeyle yüzüme bakıp fikrini beğenip beğenmediğimi anlamaya çalışıyordu. 'Teşekkür ederim güzel düşünmüşsün.' diyerek defteri aldım ve Bulut'un saçını karıştırdım. 'Hadi iyi geceler hepinize.' diyerek odadan çıktım.

Odaya gelince Yalçın'ı uyandırmamaya çalışarak pijamalarını giydirdim çünkü rahat edemezdi ki kot pantolon ve gömlekle. Ceketimi çıkardıktan sonra alt pijamamı giyerek Yalçın'ın yanına uzandım. Saçlarını biraz okşadıktan sonra uyanır diye endişelendiğimden ellerimi saçlarından çektim.

Sonrasında ise defteri alarak yazmaya başladım ve Bulut'un dediği gibi biraz yorulmuştum tam Yalçın'ın yanına kıvrılmaya hazır kıvama gelmiştim.

Yalçın'a tam olarak ne olduğunu bilmediğim için endişeli olsam da Yalçın yanımda olduğu için çok daha iyiydim.

Bugünlük yazımı burada bitiriyorum çünkü hak verirsiniz ki artık Yalçın'a sımsıkı sarılarak uzanmak ve uyuyabilirsem uyumak istiyorum.

Kendinize iyi bakın ve benim yaptığım gibi hala şansınız varken sevdiğinize sımsıkı sarılın.

Ekstra ~

Ekstra ~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BİS ~ bxbxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin