Hazar'dan
Selam değerli okuyucular. Size en son yazdığımdan bu zamana çok daha iyiyim. Tabi ki nedeni bu sıralar hep Yalçın'la olmamız. YekÇağLut izin verdi hayatımın anlamına hem dinlenmesi hemde benimle vakit geçirmesi için.
Hadi size anlatacaklarıma geçeyim artık.
İyi okumalar.
Yurttan dönerken Burak kendi evine geçmek istese de Bulut ona izin vermeyerek bize gelmesini istedi. Burak Yalçın'a ve bana bakınca 'Tabi ki bizde kalabilirsin.' dedi Yalçın. Bulut'ta ' 2-3 gün kalırız sonra bana geçeriz zaten.' dedi.
Burak bunu duyunca yanakları kızardı ve Bulut'un omzuna bir tane geçirecekti ki Bulut bir elini direksiyondan alarak Burak'ın elini havada yakaladı ve öpücük kondurup Burak'ın elini kendi bacağına yerleştirdi.
Size bir şey söyleyeyim mi ? Bu ikisi olmuş.
Evet boğazımı temizleyip devam edeyim.
Eve geldiğimizde çoktan 8 olmuştu. Bulutla birlikte Burak ve Yalçın'ı içeri yollayıp sofrayı hazırladık. Buzdolabını açınca üzerinde ' Gönlüm el vermedi Buğday Salatamızın tadına bakmamanıza. Afiyet olsun HaYal ve Bulut ve muhtemelen Burak :) - Yekta ' yazan kağıtla birlikte kapalı kabı da alarak masaya yerleştirdim. Kağıdı sonra buzdolabına mıknatısla tutturdum. Düşünceliydi Yekta her zamanki gibi.
Yemek faslından sonra çay demleyip dolaptaki kadayıflı paşa sarmalardan tabaklara koyduk Yalçınla. Adının 'Kadayıflı Paşa Sarma' olduğuna bakmayın sadece kadayıfı kavuruyorsunuz gerekli şeyleri de ekleyerek borcama yayıyorsunuz sonra üzerine muhallebi hazırlayıp onu da yayıyorsunuz. 4-5 saat dolapta beklettikten sonra istediğiniz şekilde dilimleri kesip bir ucundan kaldırarak dilimleri sarıyorsunuz. Basit ama lezzetli bir tarif.
Çay faslı bitince Bulut bize 'İyi geceler.' diyerek Burak'ı da yerinden kaldırıp odadan çıkmak için hareketlendi ve Burak bize 'İyi geceler.' dedi kapıdan çıkmadan hemen önce. Yalçınla biraz daha oturduk, çay içtik, ben ona tatlı yedirdim. Tabak ve bardakları içeriye götürdükten sonra yıkayıp Yalçın'ın yanına döndüm.
Hayatımın anlamı yorgunluktan uyuyakalmıştı koltukta. Bende Yalçın'ı kucağıma alıp yavaş hareketlerle odamıza geçtim, uyanmasını istemezdim. Yalçın eve geldikten sonra pijamalarını giyinmişti o yüzden battaniyeyi kenara aldıktan sonra Yalçın'ın kafasını yastığına yerleştirdim ve üzerimi değişmek için dolabın önüne geçtim.
Üzerimi çıkartıp pijama takımımı giyerken Yalçın'ın 'Hazar nerdesin, niye yanımda değilsin yatakta ?' dediğini duyunca hızla üzerimi değiştirip yatakta çoktan benim tarafıma kadar ilerlemiş olan Yalçın'ın yanına uzandım.
Yalçın yataktaki varlığımı fark etmişcesine- ki beni hissettiğini biliyordum- kafasını omzuma yerleştirdi, bir kolunu belime atarak sıkıca sarıldı bana. Bende elimle belini destekledikten sonra kafamı saçına yaslayarak gözlerimi kapattım. Yanımdaydı hatta bana temas ediyordu artık endişelenmeme gerek yoktu gene de temkinli olmalıydım.
Sabah Burak ve Bulut'un konuşmasıyla uyandım.
Bulut: Hayır bu kıyafetle neden dışarı çıkıyorsun ki ? Bana söylesen ben ekmek, simit her ne alınacaksa alırdım sende evde kahvaltıyı hazırlardın.
Burak: Ama Bubu... Uyuyordun hem sana hemde HaYal'e süpriz kahvaltı hazırlayacaktım. Ayrıca adamı mutfaktan görüp seslenince birkaç kişi daha adamı gördü ve yanına gitti yoksa kapıya gelecekti bende pijamayla çıkmamış olacaktım.
Durun bir dakika bu 'Bubu' da neydi ? Daha önce hiç duymamıştım. Napabilirim ki hayatımın anlamının abisini bu şekilde görmemiştim o yüzden hareketlerini takibe aldım. Kendim için değil Yalçın onun denk gelemediği zamanlardaki olayları dinleyip ona anlatmamı istemişti. Tabi ki hayır diyemedim.
Hadi devam edelim konuşmayı dinlemeye.
Bulut: Hayır sana neden kısa pijama altı veriyorlar ? Kim verdi bu pijamayı sana ? Yalçın mı yoksa Hazar mı ? Hadi söyle güzelim.
Burak: Yani aslında sahibine uzun olduğunu söylemeliyim. Yanlış tahmin ettin Bubu. Bulut hepimize pijama altı getirmiş o verdi.
Bulut: Tamam ona bir şey demiyorum. Ama sende biliyorsun ki bu şekilde dışarı çıkmanı istemiyorum. O yüzden yanıma gel.
Burak: Biliyorum ama gelmesem seni arzularken kahvaltı edemem ki.
Bulut: Bizim evde olsak.. Her neyse hadi uyandıralım bizimkileri. Sen ekmekleri falan ayarla ben çağırayım istersen ?
Burak: Olur Bubu.
Bulut'un bize yaklaşan adım seslerini duyunca Yalçın'ı yanağından öptüm. Ben öper öpmez gözlerini açtı. 'Günaydın hayatımın anlamı.' dedim. 'Günaydın.' diyerek bana yaklaşmaya başladı. Hedefinde dudaklarımın olduğunu anlamak zor değildi ama abisi geliyordu. Yalçın utanırdı o yüzden 'Abin odamıza bizi uyandırmaya geliyor.' dedim.
Yalçın hiç beklemediğim bir şey yaparak 'Günaydın abi. Odaya gelmene gerek yok beş dakikaya aşağı iniyoruz.' dedi. Bulut'un ayak sesleri duraksadı ardından Bulut 'Tamam canımın içi. Burak çok güzel şeyler hazırlamış soğutmadan gelin.' dedi ve tekrar yürümeye başladı. Tabi bu sefer ters yöne.
Yalçın kucağıma oturduktan sonra yüzüme yaklaşmaya başladı. Kafamı biraz kaldırarak ona yardımcı oldum ve dudaklarımız buluştu. Sanki suydum ve o da günlerdir susuz kalmıştı.
Dudaklarımı sömürerek sanki kana kana su içiyordu. Geçen bir ya da iki dakikanın ardından dudaklarımızı ayırdı ve yanağıma öpücük kondurup yataktan çıktı.
Yalçından sonra bende yataktan çıktım ve üzerimi değiştirmek için dolaba yani Yalçın'ın yanına geçtim. İkimizde kısa sürede hazırlanıp el ele aşağı indik. Mutfağa girince 'Günaydın Burak ve Bulut.' dedikten sonra oturaklara yerleştik.
Bugünlük size anlatacaklarım bu kadardı. Kendinize iyi bakın dostlarım.
Y.N: Mutluluk Zamanı !
( Mutluluk bulaşıcıdır.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİS ~ bxbxb
General Fiction~ Tamamlandı ~ Yekta & Çağıl & Bulut Hazar & Yalçın ⚠ 3some içerir ⚠ Başlangıç - 05.05.2020 Bitiş - 07.12.2020