Yekta & Bulut
Selam millet, bugün size bir anımızı anlatacağız Yekta ile birlikte. Güzel bir şekilde anlatabileceğimizi umuyorum, hem Yekta bir önceki yazıdan dolayı tecrübeli sayılır değil mi ?
Üçümüzün sizlere bir sorusu var : Patrik Age 1,5 filmini izlediniz mi ? Biz Türkçe dublaj veya altyazılı olarak bulamadığımız için İngilizcesini izledik. Hem Ayla filminde Ali Atay'ın Murat Yıldırım'a dediği gibi 'Duyguları da tercüme etme be anam.' Hangi dilde olursa olsun önemli olan duygulardır ve filmdeki bütün duyguların izleyiciye geçtiğini düşünüyoruz.
Gördüğünüz gibi Patrik 1,5 yaşında değil. 1,5 yaşında bir bebek evlat edindiklerini düşünen bir ailenin 15 yaşında bir erkek evlatları oluyor bunun nedeni ise virgülün yanlış yere koyulması. Ayrıca bir sorun daha var bu çocuk homofobik. Süreç içerisinde birbirleriyle olan ilişkilerini, Patrick'in bu iki adamın hayatını nasıl değiştirdiğini, birbirlerine alışmalarını izliyoruz bu filmde. Bizi gülümseten bir film olur kendileri, hele de filmin sonu.
Hadi anımızla devam edelim.
Çağıl'ın Doğum günü ( 2 yıl önce - 15 Mart )
Çağıl'ın yanından ikimiz aynı anda ayrılamayacağımız için sabah bir işim olduğunu söyleyerek evden çıktım, Bulut Çağıl'la birlikte evde kalacaktı. Bugün tatil günümüzdü bu nedenle pastane kapalıydı. Pastaneye gidip Bulut'un dünden hazırladığı pandispanyayı aldım.
Hızla sade kremayı hazırlayıp buzluğa attım. Çağıl en çok meyveli pastayı sever bu nedenle 10 tane çilek, biraz böğürtlen ve 2 muz çıkardım buzdolabından. Önce çilekleri ikiye böldüm sonra böğürtlenlerin çöplerini ayırdım ve muzu soyup dilimledim.
Pandispanyayı ortadan kesip üstteki parçayı yana koydum. Alttaki parçanın üzerine buzluktan çıkarttığım sade kremayı yaydım bir kısmını da ayırdım. Kremanın üzerine muz dilimlerini dizdikten sonra üst parçayı kapattım. Üzerine kalan kremayı yaydıktan sonra çilek ve böğürtlenle süsledim.
Pastanın yanlarına ise önce kedidili bisküvilerini süte batırıp çıkardıktan sonra mikrodalgada erittim sütlü çikolatadan arkasına sürüp kenarlarını süsledim. Artan çikolatayı ise yağlı kağıda yayıp daire oluşturduktan sonra iki yanından yukarı kaldırıp destek vererek buzluğa koydum.
Pastanın ortasına yerleştireceğim çikolatadan yaptığım parçayı. Pasta iyice soğusun diye buzdolabına kaldırdım ve yarım saat bekleyip çikolata parçasını da pastaya yerleştirdikten sonra Bulut'a mesaj atarak içeriden olan kapının oraya gelmesini bazı malzemeleri yukarı almamız gerektiğini yazdım.
Mesaj gelene kadar neler yaptığımı anlatayım size.
Yekta evden çıktıktan sonra Çağıl'la kendime kahve yaptım. Ben kahvemi içerken camdan dışarı bakıyordum Çağıl ise kitabını okuyordu. Kahvesini masaya koymuş olmalı çünkü sesi geldi.
Yanıma geldiğini hissettim, elini omzuma koyarak ' Yekta'yı merak ederken kendini harap etme lütfen, eminim sapasağlam bir şekilde geri dönecektir.' diyerek sırtımı okşadı bir süre beni sakinleştirme umuduyla. Anladığım kadarıyla Yekta'ya bir şey olacak diye endişelendiğimi düşündü. Bir kısmı doğru aslında yani endişeli olduğum kısmı.
Bir sonraki doğum günü planında evde oturan kişi olmamaya kararlıyım. Yanımdaki kişiye çaktıracağım diye endişeden kendimi kaybediyorum resmen. Çağıl'ın şu an bana içten içe üzüldüğünü biliyordum bu nedenle Çağıl'a sımsıkı sarılarak iyi olduğumu hissettirmeye çalıştım.
Çağıl beni koltuğa yönlendirdi ve tekrardan sarıldık. O da biliyordu ki en iyi rahatlama şeklim sarılmaktı. 15-20 dakika sarıldıktan sonra daha iyi hissettiğimi söyleyerek yüzümü yıkamak için banyoya geçeceğimi söyledim.
Banyoda elimi yüzümü yıkadıktan sonra cebimdeki telefonum titreşti. Yekta'nın mesajını okuduktan sonra 1 dakikaya açıyorum kapıyı yazıp yolladım. Arka cebimdeki anahtarı alarak iç kapıya gidip kapıyı açtım. Yekta'nın elindeki börekleri alarak hızla mutfağa götürüp geri geldim.
Şimdi sıra son kısımda. Ben mutfağa giderek meyve suyunu, bardakları , tabakları ve çatalları ayarladıktan sonra Çağıl'ın yanına salona geri döndüm.
Sevimli sevimli kitabını okuyordu. Kitabını okurken tüm odağı kitapta olur etrafında top patlasa duymazdı. Kitabını kenara koymasını sağlamam gerekiyordu yoksa kapıya bakmaya asla gitmezdi.
Çağıl'ın yanına gidip ona sırnaşmaya başladım sonra ' Saçlarımı biraz okşar mısın ? ' dedim. Bu davranışıma dayanamayıp kitabını koltuğun arka kısmına koyduktan sonra kucağını pat patladı bende kafamı kucağına yerleştirdim, saçımı okşamaya başladı.
Birkaç dakika geçtikten sonra kapı çaldı. Çağıl kafamın altına yastık koyup kapıyı açmaya gitti. O kapıya varmak üzereyken bende arkasından gittim. Çağıl kapıyı açar açmaz doğum günü şarkısını söyledik, Yekta içeri girdi salondaki masaya pastayı koydu.
Devamını Yekta'dan dinleyelim.
Pastayı masaya koyduktan sonra şaşkınca bir bize bir pastaya bakan Çağıl'ı pastasının yanına çektim ve diğer yanımıza da Bulut'u çekerek Çağıl'a mumları üflemesini söyledim.
Çağıl önce Bulut'a sonra bana baktıktan sonra gözlerini kapatıp dilek diledikten sonra mumları bir nefeste üfledi. Sonrasında toplu sarılmamızı yaptık. Pastadan ve börekten yiyip meyve suyundan içtikten sonra koltukta oturuyorduk ki kapı çaldı. Bulut'la birbirimize bakıp gülümsedik, Çağıl'ın hediyesi gelmişti.
Çağıl hediyesini alıp salona geldi ve heyecanla masanın yarısı kadar olan kutuyu açtı. Kutudan bugüne kadar çekildiğimiz fotoğraflardan yapılmış kolajın basılı olduğu tablo çıktı. Çağıl her gördüğü fotoğrafı hatırlayarak o gün olanları özetliyordu. Anlaşılan hediyeyi sevmişti.
Birlikte geçirdiğimiz ilk doğum günü için iyi bir iş çıkartmıştık. Çağıl bütün resimleri incelemeyi bitirmiş olacak ki hızla arkasına dönüp bir kez daha sımsıkı sarıldı ve öpücükler kondurdu ikimizin yüzüne de.
İşte anımız bu kadar, umarım hoşunuza giden bir yazı olmuştur.
Kendinize çokça iyi bakın ve YekÇağLut ile kalın !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİS ~ bxbxb
General Fiction~ Tamamlandı ~ Yekta & Çağıl & Bulut Hazar & Yalçın ⚠ 3some içerir ⚠ Başlangıç - 05.05.2020 Bitiş - 07.12.2020