26

217 18 48
                                    

Çağıl'dan

İyi günler dostlarım. Az önce piknikten döndük Bulut ve Yekta bitki çayı yapıyor bende sizin için yazayım dedim. 

Artık size piknikte yaptıklarımızı anlatayım. İyi okumalar.

Yekta ve Burak mangalda etleri pişirirken Yalçın getirdikleri sakallı poğaçaları ile kabak salatasını çıkardı ve masaya koydu, Bulut bardakları, çatalları,  tabakları, peçeteleri ayarlarken ben de meyve suyu şişelerini, salatayı, salata sosunu, ve cevizli kurabiyeleri çıkartıp salataya sosunu döktükten sonra hepsini yerleştirdim.

Yekta ve Burak gelince masanın bir tarafına Bulut, Yekta ve ben oturduk diğer tarafına Hazar, Yalçın ve Burak oturdu. Etleri tabaklara paylaştırdıktan sonra meyve suyunu da koyduk ve yemeye başladık. Geleli çok olmasa da epey acıkmışız. 

Yemek yeme faslı bittikten sonra masayı topladık. Piknik sepetini, örtüleri, minderleri Bulut ile arabanın bagajına götürdükten sonra masaya geri döndük.

Yalçın ve Hazar her an gülecekmiş gibi görünüyordu. Burak gülümseyerek  bize bir şey söyleyecekti ki telefonu çaldı. Arayan her kimse o kişinin aradığını görmek Burak'ı üzdü.  Açmakla açmamak arasında kaldığı belli oluyordu. Onu eziyetten kurtarmak adına yanına gittim ve 'Mert' diye birinin aradığını gördüm.

' Boşver Mert'i.' diyerek telefonunun sesini kapattım ve alması için uzattım. Mahçup mahçup bakan Burak 'Teşekkür ederim.' dedi. 'Lafı olmaz.' diyerek omzuna pat patladım.  Hazar kendini daha fazla tutamayıp  gülmeye başlayınca Yalçın ' Çağıl, Bulut kaçın !' diyerek gülmeye başladı. Bulut elimden tutarak koşmaya başladı. Niye koştuğumuzu bile anlayamamıştım...

Bulut beni bir ağacın arkasına saklayarak kendi yandaki ağacın arkasına geçti ve 'Şişşş !' dedi. Ağacın arkasında sessizce beklerken Yekta'nın sesini duydum.

'Hadi gelin buraya sallanalım biraz sonra gideceğiz zaten.' dedikten sonra ekledi 'Ben yakalarsam gıdıklamamdan kurtulamazsınız benden söylemesi.' . 

Yekta'nın oyun zamanı gelmişti sanırım. Aklıma pastanede bizi kovalamaları gelince kıkırdadım. Bulut gülümseyerek 'Sessiz ol.' dedi ama eminim ki Yekta onu da duymuştu.

Yekta önümüzde mi diye bakmak için hafifçe eğilirken yanlış hamle olduğunu anladım.Nefesi ensemdeydi.  Yekta kolunu belime sardı ve üst bedenlerimizi birbirine yapıştırdı. Ona kafamı çevirdiğimde dudaklarıma öpücük kondurmaya başladı gözlerimi kapatıp ona ayak uydurdum.

Bir anda boynumu ısırmasıyla kontrolümü yitirerek inledim ve gözlerim şaşkınlıkla açıldı. 'Vampir Yekta'yı nasıl buldun ?' dedi. Kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyorken elimi yanağına yerleştirdim ve ' Vişne suyu içmek seni vampir yapmaz biliyorsun değil mi ?' diyerek burnuna minik bir öpücük kondurdum. 

Yekta elimden tuttu ve Bulut'un sallandığı ağaca sessizce yaklaştık. Yekta 'Bulut, teslim ol.' diye seslenince Bulut ellerini kaldırarak 'Yakalandım.' dedi ve dudaklarını büzdü. Yekta'ya dönüp 'Pofuduğumuzu  bu seferlik öpücük cezasıyla kurtarabiliriz diye düşünüyorum. Ne dersin ?' dedim. Yekta 'Bulut'a soralım. Cezanı kabul ediyor musun pofuduk ?' dedi. Bulut birkaç dakika kafasını kaldırmadan bekledikten sonra hızla ikimize sarıldı ve yüzümüzü öpücüğe boğdu. 

'Tamam tamam hadi gidelim çok beklettik.'  diyerek Bulut'un sırtını okşadım. Hep birlikte masanın yanına gidecektik ki Hazar'ın Yalçın'ı salıncakta salladığını ve Burak'ın masada oturup telefonuyla ilgilendiğini fark ettik. Burak'ın yanına giderek oturduk. Burak'la sohbet ederken Hazar ve Yalçın geldi ve Hazar saatin beşi geçtiğini istersek dönebileceğimizi söyledi. 

Hazırlanarak piknik alanından ayrıldık. Arabalara yaklaşınca Burak Yalçınlara evlerinin yerini sordu, evlerinin Burak'a yakın olduğu anlaşıldı ve Burak 'Size ben daha yakınmışım, isterseniz sizi bırakayım.' dedi.

Hazar 'YekÇağLut'un arabasıyla geldik dönüşte ben kullanacağım, çok sağ ol.' dedi. Burak'a veda ederek bizim arabaya gittik Hazar ve Yalçın öne geçti bizde Bulut'u ortamıza alarak oturduk. 

Pastanenin önüne gelince Yalçın ve Hazar'ı eve davet ettik ama yorulduklarını söyleyerek teşekkür ettiler. Hazar'ın arabasına binmeden sıkıca sarıldım Yalçın ve Hazar'a. Yekta ve Bulut'ta sarıldıktan sonra evlerine doğru yola çıktılar. Bagajdakileri Bulut'la paylaşarak eve çıktık Yekta da arabayı garaja park ederek eve geldi. 

Piknik sepetindekileri çıkararak yıkanacakları yıkadık, örtüyü makineye attık, minderleri yerleştirdik. Üzerimizi değiştirdikten sonra salona geçtik. Müzik açmış dinleniyorduk ki üçümüzün telefonuna da bildirimler gelmeye başladı.

Telefonumu açınca bildirimlerin WhatsApp'tan geldiğini görünce WhatsApp'a tıkladım. Yeni bir gruba eklenmişim. Gruba tıklayınca '' Yalçın ' #myloveandmyfriends ' adlı grup oluşturarak ' Hazar, Yekta, Bulut, Burak kişilerini ve sizi ekledi. '' bildirimini okudum. Hazar ve Yalçın'dan 'Selam.' diye iki mesaj gelmişti gruba.   Ben 'Selam dostlar.' yazıp yollayana kadar Bulut'tan 'Selam millet !' mesajı geldi ardından bende mesajımı yolladım. 

Telefonumu kenara koyup ayağa kalktım ve 'Ben yazmaya gidiyorum.' diyerek öpücük attım Yekta ve Bulut'a. Yekta 'Bizde bitki çayı hazırlayalım, hadi sende yaz gel birlikte içeriz.' diyerek Bulut'u kaldırdı ve mutfağa gittiler. 

Bu seferki yazım bu kadardı, şimdi Bulut ve Yekta'nın yanına gitmeliyim.

Kendinize çok iyi bakın dostlarım.  

BİS ~ bxbxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin