29

188 15 55
                                    

Bulut'tan

Selam millet, bugün biraz ağrım olmakla birlikte size olanları anlatmayı düşündüm yatakta uzanırken. Eğer sizi beklettiysem özür dilerim ağrımın biraz hafiflemesi için uyurken saatin nasıl geçtiğini anlamadım.

Hadi size anlatacaklarıma geçeyim.

Sabah yüzüme öpücükler kondurulmasıyla uyandım. Gözlerimi açınca gülümseyerek bana bakan Çağıl'ı gördüm. Kollarımı boynuna sararak dudaklarını öpmeye başladım ama içimde bir boşluk vardı sanki... Öpüşmemizi bitirince 'Yekta nerede ?' diye sordum. Çağıl bir şey söylemek istemediği her zaman yaptığı gibi kafasını başka yöne çevirdi.

Şüphelenmeye başlıyordum o yüzden başka bir yoldan sormaya karar verdim. 'Kimseye bir şey olmadı değil mi ?' dedim. Hızla kafasını bana çevirip gözlerini gözlerime kenetledi. 'Sen de benim gibi her şeyi hissetmek zorundasın değil mi minik civcivim ? Ne olurdu sanki hissetmeseydin ?' dedi üzgün bir ses tonuyla.

Hızla yatakta doğrularak ' Ne olduğunu artık söyler misin ? Kafamda bir sürü kötü senaryo dolaşıyor şu an.' diyerek dudaklarımı büzdüm. 'Seni gidi civciv hemen dudaklarını büzdün. Tamam aslında bende tam olarak ne olduğunu bilmiyorum ama Hazar bu saatte geliyorsa bir şey olmuştur kesin hem de bugün Yalçın'ın gelmemesini söylemişken.' dedi ve bana sarıldı.

'Anladım. Peki Yekta nerede ?' diye sorunca 'Pastaneye indi, saate bakayım bir. Hazar gelmiştir çoktan. Hadi pastaneye inip öğrenelim ne olduğunu.' dedi.

'Tamam.' dedikten sonra tam yataktan çıkacaktım ki karnıma ağrı saplandı ve kontrolümü yitirerek yatağa düştüm. İyice küçülüp kollarımı karnıma sardım.

Çağıl saçlarımı okşayarak 'Bir şey mi dokundu acaba ? Neden oldu acaba ?' diye söyleniyordu. Ağzımı açmaya halim olmasa da daha fazla endişelenmesini istemediğimden 'Tamam geçer şimdi sakin ol. ' dememle midem bulanmaya başladı. Sanki ağzımı açsam midem yatağa boşalacaktı.

Zorla tam tersi yöne döndüm ve ayaklarımı yataktan kaldırdım. Midem ağzımdaydı şu an, şaka falan değil cidden ağzımdaydı. Son gücümü kullanıp hızla odamızın karşısındaki banyoya gittim ve kapıyı kilitleyerek klozete çöktüm. Artık midemdekiler klozetteydi.

Biraz güç topladıktan sonra kapının önündeki Çağıl'a 'İyiyim sen yatağa otur geliyorum iki dakikaya.' dedim. Ağzımı iyice çalkaladıktan sonra dişlerimi fırçaladım. Aynadaki benle göz göze gelince elimi karnıma koydum ve aynadaki görüntüme baktım.

Kafamda beliren düşünce beni gülümsetti. Bu düşünce 'Acaba hamile miyim ? ' sorusuydu ki üçlü bir ilişkideyseniz sormanız gereken bir soru daha vardı: ' Kimden hamileyim ? '.

Birkaç saniye bu fikir beni mutlu etse de iç sesim ' Sen çok pofuduksun ama... Malesef erkekler hamile kalamıyor bunu biliyorsun değil mi ? Aslında şu an çalışmalarla hamile kalabiliyorlar ama sen şu an böyle bir durumda değilsin. Üzüleceğini biliyorum ama üzülmemeye çalış hem yazar annenizin güzel fikirleri vardır kesin.' dedi.

İç sesim ne çok konuştu öyle. Belki de iç sesim değildi ama önemli olan bu değil. Hamile olmadığımı biliyordum zaten. Sadece bir anlığına öyle ummak istedim. Yüzüme son kez su çarptım sonra da yüzümü kurulayıp kapının kilidini açtım.

Kapıyı açmamla merakla yüzüme bakan Çağıl, Hazar ve Yekta'yı gördüm. Bir an boş bulunup geriye hareketlenirken bir dayanak olması için elimi banyo dolabına attım. Ayağım kaymaya başlayınca banyo dolabına tuttum. Dolap diye üzerindeki kutuyu tutmuşum meğer.

Düşerken kendimi korumak adına kollarımı kafama doladım, gözlerimi kapattım ve düşmeyi bekledim. Ayaklarım yerden kesilince gözlerimi daha sıkı kapattım ama durun düşmemiştim. Gözlerimi açınca kendimi Yekta'nın kucağında buldum.

Yekta'nın boynuna kafamı gömdüm ve minik bir öpücük kondurdum. Beni yatağa bırakırken 'Seni çok merak ettim.' dedim. Çağıl minik bezelyelerimi kucağıma verirken Yekta üzerimi örttü bu sırada Hazar 'Asıl biz seni çok merak ettik. Ne oldu sana ?' dedi. 'Boşverin beni Yalçın nerede ?' dedim.

Üçü birbirinin suratına bakarken 'Hadi söyleyin artık. Zaten canım yanıyor.' dedim. Hazar yatağın yanına oturdu ve saçımı okşarken ' Şimdi sen burada bezelyelerinle oturup bizi bekleyeceksin tamam mı ? ' dedi. Ne ara mutfağa gidip geldiğini anlamadığım Çağıl elindeki sıcak su torbasını karnıma yerleştirdi.

Çağıl'a teşekkür ettikten sonra Hazar'a dönüp 'Ama siz nereye gideceksiniz ki ben sizi bekleyeceğim ?' dedim. Hazar ağzının içinde bir şeyler söylerken Yekta ' Tam olarak açıklamazsak izin vermez bilmiyor musunuz ? 'diyerek bana döndü ' Yalçın ortada yok not bırakmış, onu aramaya gideceğiz.' dedi.

Yekta'nın dediği zihnimde tekrarlanırken birden yataktan doğrulmak istedim ama canımın acısıyla küçük bir inleme kaçtı ağzımdan ve gözümden yaş geldi. Kafamı tekrar yastığa koydum ve
' Yalçın'a ne oldu acaba ? Hemen gidip bulun onu nolur.' dedim.

Çağıl 'Ama sen ?' dedi. 'Yataktan kalkamıyorum zaten siz gidin, idare ederim ben.' dedim. Yanlarında gidemeyeceğime göre en iyi yöntem evde daha doğrusu yatakta kalmamdı. Aslında gitmeyi çok istiyordum ama sadece ayak bağı olurdum bu yüzden buna mecburum.

Hazar salona geçti bu sırada Çağıl ve Yekta üzerini değiştirdi. Sonra Hazar, Yekta ve Çağıl alnıma öpücük kondurdu tam odadan çıkacakken Çağıl dönüp 'Bir şeye ihtiyacın olursa ya da ağrın artarsa bizi ara hemen geliriz tamam mı ?' dedi. 'Tamam. Kendinize dikkat edin ve çabucak Yalçın'ı bulup gelin.' dedikten sonra havadan öpücük yolladım.

Kapının kapanma sesiyle evde tek kaldığımı anladım ve şimdilik aklıma gelen tek şeyi yapmak için yatağa iyice yayıldım gözlerimi yumup beklerken uyku çoktan beni esir almıştı.

Gözlerimi zorla aralayınca saatin daha yeni on iki olduğunu fark ettim yatağın karşısındaki saate bakınca. Muhtemelen saat beşe gelirken uyuyakalmıştım ve yedi saat geçmişti. Zorla doğruldum ve sırtımı yatak başlığına yasladım.

Yatağın yanındaki dolaptan telefonu alıp bakınca Yekta ve Çağıl'dan iki saat arayla 'Uyanınca mesaj at pofuduğumuz, merak ediyoruz seni.' diye mesaj gelmişti. 'İyiyim şimdi uyandım, aklınız bende kalmasın. Sizi seviyorum.' yazıp toplu mesajla ikisine de aynı anda yolladım.

Etrafa bakarak ne yapabilirim acaba diye düşünürken ayağa kalkmayı denedim ama karnıma tekrar ağrı girince dudaklarımı büzüp oturdum. Anlaşılan tüm gün yataktaydım. Telefonumun sesiyle telefonu elime alırken defterimizi gördüm.

Telefonu açıp kulağıma dayayınca önce Çağıl konuştu 'Civcivim nasılsın daha iyi hissediyor musun ?' dedi. Kıkırdadıktan sonra 'Daha iyiyim.' dedim. Yekta 'Yataktan çıkabiliyor musun ?' dedi. 'Hayır az önce denedim ama olmadı. Siz gelene kadar yataktayım sanırım.' dedim.

Arkadan sesler gelmeye başlayınca 'Hadi sizi tutmayayım çabucak bulup gelin Yalçın'ı. Sizi seviyorum.' dedim. İkisi de 'Seni seviyoruz.' dedi ve telefonu kapattık.

Telefonu yerine bırakırken defteri aldım, şu an yapabileceğim en iyi şeyin sizin için yazmak olabileceğini düşündüm ve yazmaya başladım.

İşte size anlatacaklarım bu kadardı. Ağrım hafif hafif devam ederken yazımı sonlandırıp biraz daha uyuyacağım. Mide ağrım ancak böyle geçiyor çünkü.

Kendinize çok iyi bakın ve sağlıcakla kalın.

Ekstra

Ekstra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BİS ~ bxbxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin