45

138 10 53
                                    

Y.N: Bugün bölümü erken yayımlıyorum çünkü... Neden olmasın 🌼

Hazar'dan

İyi günler değerli okuyucular. Bugün size anlatacağım birkaç olay var, sizi bekletmeden onlara geçmek istiyorum.

İyi okumalar.

Bildiğiniz üzere Onur ve Deniz bizde kalıyor daha doğrusu bir geceliğine kalıp sonraki gün gidecekler-di ama gitmediler ! Onİz'in hikayesinden birini görmek için birkaç gün daha kaldılar.

O kadar zaman sonra görüşmüşken sadece iki günlüğüne gelmeleri bizi üzmüştü o yüzden kalmalarına çok sevindik Yalçın'la. Diğerleri henüz bilmiyor kalacaklarını, duyunca onlar da sevineceklerdir. 

Defterin yazılış amacında olduğu gibi sizi uğraştırmamak için kim olduğunu söyleyeceğim. Hani o zamanlar çaylı kek hastası biri vardı. Deniz'in en yakın arkadaşı... Hatırlayabildiniz mi ? Gerçi üzerinden çok geçti o yüzden hatırlayamamanız normal.

Burcu. Burcu gelecekti. Bana sorarsanız Deniz onu çok özlediği için Onur azıcık tehdit etmiş olabilir Burcu'yu.

Burcu tam olarak 'Hazar belli etmemeye çalışsanda bana üzüldüğün için o cümleleri yazdığını biliyorum. İnan ben böyle mutluyum hem alıştım da yalnız olmaya. Ayrıca sen bana üzüleceğine Minik ve Miniş'e üzül. Ne yapacaksın şimdi ?' derdi. Burcu eğer  beni duyuyorsan yalnız olmadığını bil, biz senin yanındayız her zaman. 

Şimdi gelelim Minik ve Miniş'e. Onlardan da çok eskiden bahsetmiştik. Yalçın'la benim minik balık evlatlarımız. Hatırladınız mı ? İşte kötü bir haberim var size. Minik ve Miniş artık yok.

Uzun zamandır balık  almamamın nedeni Yalçın'ın balıklarımız öldüğünde krize girmesiydi. Hatta bir keresinde iyice kötü olmuştu. O gün... Umarım o günü bir daha yaşamayız. 

Durun anlatayım size.  Geçen sene aralık ayında olmuştu bu olay. Evimize gelen misafirimiz bize iki tane japon balığı getirmişti hediye olarak. Buraya kadar her şey güzel değil mi ? Ama bir sorun vardı ve bunu balıklara bakar bakmaz anlamıştım.

İkisi aynı cins değildi. Biri ince uzun ve griyken diğeri kısa ve kalındı ayrıca kırmızıydı. İlk başlarda her şey normal gidiyordu en azından bir ay kadar. Yani aralığın ortasına kadar. 

Bir gün Burak bizdeydi ve balıkların birinin diğerine zarar verdiğini gördüğünü söyledi. Tüm gün balıkları gözlemledik ama biz bakarken hiçbir şey yapmıyorlardı. Sonraki gün işten geldiğimizde ben üzerimi değiştirmek için odaya çıkarken Yalçın balıklarımıza bakmak için salona geçmişti. Yatak odamıza varmamla Yalçın'ın çığlığını duymam bir oldu.

Ne ara Yalçın'ın yanına vardım bilemiyorum.  Odada bir o başa bir bu başa yürüyor ve kendi kendine konuşuyordu. Dediklerine kulak verince çok üzüldüm...

'Neden diğerini öldürdün kırmızı balık, neden ? Katil oldun artık. Ben sana nasıl bakabilirim artık. Kardeşini nasıl öldürürsün. Ben ikinizi de eşit seviyordum nasıl seni sevmeye devam edeceğim şimdi ?' diyordu sürekli. 

Hızla yanına gidip ona sarıldım hemde kaçmasına izin vermeden çünkü kollarım arasında çırpınıyordu hayatımın anlamı. Göz yaşlarını sildikten sonra oradan uzaklaştırmak istedim onu ama o diğer balığı fanustan almamız gerektiğini söylüyordu ve bunu yapmadan buradan çıkmazdı. Öyle ki benim yapmama bile izin vermeden ağlaya ağlaya çıkarttı gri balığı ve attı. 

Sonrasında onu kucaklayıp odamıza götürdüm. Yatağa uzanmasını sağladıktan sonra kafasını göğsüme yasladım ve sımsıkı sarıldım. On gün sonra da kırmızı balık bir gün boyunca hiç kıpırdamadı ve sonraki günde öldü. Kırmızı balığı alıp direk çöpe attı ve bir damla yaş gelmedi gözünden.

Belki ben yokken ağlamıştır diye düşünsem de Burak'la bir konuşmalarında kırmızı balık için hiç ağlamamasının normal olup olmadığını sorduğunu duydum. Buraksa 'Bizim neyimiz normal ki. Gri balıkta ikisinin yerine de ağlamışsındır sen, ondan gözünden yaş gelmemiştir.' dedi. 

Bu sefer bir şey olmadı hatta Yalçın Onurla sohbet ederken  yok ettik balıklarla ilgili her şeyi Denizle.  Yerlerinin boş olduğunu görünce duraksadı ve bana döndü. 'Öldüler değil mi ?' dedi. Bende 'Evet... Bizim gerçek minik bebeklerimiz olacak hatta sarılacağız onlara, üzülme tamam mı ?' dedim.

Dudaklarıma minik bir öpücük kondurup 'Zaten öleceklerini biliyorduk hayatım, balık bunlar hep ölüyorlar.' dedi ve Onurla Deniz'in karşısındaki koltuğa çekti beni.

Birkaç saat sonra kahvelerimizi içerken Yalçın 'Durun sizi bir gruba ekleyeceğim.' dedi ve telefonunu eline aldı. Tabi ki hangi gruba alacağını anladım. Peki siz ? Tamam tamam söylüyorum bekletmeden. '#myloveandmyfriends' grubuna alacak Onur ve Deniz'i.

Az kaldı abisini gruba eklemeyi unutuyordu, ben hatırlatınca onu da ekledi ve grubumuz altı kişiden dokuz kişiye çıktı. Durun size Yalçın gruba  Onur, Deniz ve Bulut'u ekledikten sonraki konuşmaları göstereyim.

#myloveandmyfriends

HaYal kişisi gruba KılıçMutlu, MutluKılıç, BuBu'dan Bulut kişilerini ekledi.

Yek: Gruba hoş geldiniz değerli okuyucular. Durun durun deftere yazmıyordum bu sefer. Hoş geldiniz dostlarım !

Çağ: Ama benim lafımı kullandın... Hoş geldiniz Bulut, Onur ve Deniz. 

Lut: Yaa hoş geldiniz gruba ! Bu arada grup adını değiştirsen mi Yalçın ? Abin de grupta artık ondan dedim.

KılıçMutlu: Hoş bulduk gençler ve genç kalanlar.

MutluKılıç: Hey sen de gençsin Onur. Sadece 28 yaşındasın Yalçın, Yekta ve Burak da 28 yaşında, Çağıl 26 yaşında, Bulutla ben 25 yaşındayız, Hazar 30 yaşında ve Bulut 32 yaşında. Sanırım size diyor genç kalanlar diye Bulut ve Hazar, haberiniz olsun. Vee hoş bulduk bebeklerim !

KılıçMutlu: Miniğim niye ortayı karıştırıyorsun ama... Neyse

MutluKılıç: Tabi ki bir öpücüğümle erimedi devam edelim.

Siz: Anlaşılan Burakla Bulut meşgul o yüzden mesajlara bakamadılar ,  sıkıntı yok. Hoş geldiniz Onur, Deniz ve Bulut ! Ve sakın fesat anlamayın; uyuyorlardır, yemek yapıyorlardır, Eren'i ziyarete gitmişlerdir,...

MutluKılıç: Ben fesat anlamamıştım ki. Kim fesat anladı söyleyin bakalım.

Yek: Ben

Çağ: Ben 

Lut: Ben azıcık fesat anladım sayılır mı ki ?

Yek: Evet pofuduk

Çağ: Evet civcivim

Lut: Ben !

HaYal: Ben

KılıçMutlu: Ben de.

Siz: Yalçın sende mi ?

HaYal: Evet hayatım ben de... Bu arada kelebeğim, aklıma güzel bir isim gelir gelmez grup adını değiştireceğim.

Lut: Tamamdır. Yeni adı merakla bekliyorum ! 

İşte grupta bunlar konuşuldu değerli okuyucular.

Bugünkü yazım bu kadar. Kendinize çok iyi bakın ve sevgiyle kalın değerli okuyucular.

Y.N:  Böyle de centilmendir biricik pergelimiz. Biliyorum biliyorum bir daha pergelinize aynı gözle bakamayacaksınız ama çok tatlılar o yüzden dayanamadım. O zaman dans!

 O zaman dans!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BİS ~ bxbxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin