Bulut'tan
Selam millet, size anlatacağım şeyler var ama öncesinde sormak istiyorum Yalçın'ın yazısını sevdiniz mi ? Çok uzun yazdığını söyleyerek biraz üzüldü ama ben yazısını okuduktan sonra güzel bir yazı yazdığını söyleyerek onu teselli ettim.
Hadi size anlatacaklarıma geçelim.
Hazar'a veda ederek evimize çıkmıştık, Yalçın uyuyordu. Günümüz çok güzel geçmişti, çocukları çok seviyorduk. Dönüş yolunda Yalçın'ın ağlaması beni çok etkiledi. Eve girer girmez Yekta ve Çağıl yiyecek bir şeyler hazırlamaya giderken ben duş alacağımı söyleyerek odamıza gittim.
Eşyalarımı zar zor hazırlayarak kendimi küvete zor attım. Suyu doldurduktan sonra biraz aşağı kayarak kafamı yerleştirdim ve tavanı seyretmeye başladım. Etrafımdaki birinin üzülmesine dayanamıyordum sanki onlar üzülünce vücudumda bir tuşa basılıyordu ve ağlama krizine giriyordum.
Yaklaşık bir buçuk saattir tuttuğum göz yaşlarım akmaya başladı. Kollarımı kendime sararak gözlerimi kapattım ve göz yaşlarımın dinmesini bekledim.
Çağıl'ın kapıyı kilitlediğim için içeri giremediğinden dolayı korkuyla çıkan sesiyle gözlerimi açtım. 'Geliyorum bir dakika !' diyerek küvetteki suyu boşalttım ve bornozumu giyerek kapının kilidini açtım.
Karşımda bana endişeyle bakan Yekta ve Çağıl vardı. Şimdi onları üzdüğüm için üzülürsem bu işin içinden hiç çıkamazdım. Şu an tek istediğim pofuduk pijamamı giyinip günün kalanında uyumak.
Bakınız modelin üzerindeki pijamadan.
Bu güzelce uyuma fikrini istemeyerek de olsa kenara bıraktım, gidip Çağıl ve Yekta'ya sarıldım. Kısık sesle 'Üzgünüm.' dedim ve yatak odasına geçerek üzerimi değiştim. Banyonun önüne gelince oldukları yerde duran Çağıl ve Yekta'nın kollarına girerek mutfağa doğru hareketlendim.
Onlarla temas etmek bile mutlu hissetmemi sağlıyordu. Neşeli bir şekilde ' Ne yiyeceğiz ? ' dedim. İlk kendine gelen Yekta oldu ve ' Sen otur hemen yemeği tabaklara koyuyoruz ve oturuyoruz.' dedi.
Çağıl kendine gelince oturduğum sandalyenin arkasına gelerek boynuma sarıldı ve enseme birkaç öpücük kondurdu sonrasında masadaki eksikleri ayarlayıp Yekta'yla birlikte oturdular sandalyelerine.
Çağıl masadaki sessizliği bozarak 'Hazar ve Yalçın'ın yeni dostlarını gördünüz mü ? Çok güzel bir gün oldu. Aslında size bir şey soracaktım. Acaba haftada bir gün yerine iki gün gitsek olur mu ?' dedi. Yekta da ben de bu fikri çok severek 'Tabi ki gideriz !' dedik coşkuyla. Sonrasında hem sohbet ettik hem yemek yedik.
Yemekten sonra Yekta bizi salona yollayarak masayı toplayacağını söyledi, bizde salona geçtik. Çağıl başımı dizlerine koymamı sağlayarak saçlarımla oynamaya başladı.
Kısık sesle ' Bugün elinde iki hediye paketi gördüm bence bize süpriz yapacak.' dedi. Ben de 'Heyecanlandım şimdi, sence hediyeleri getirir mi hemen ?' diye sordum fısıltıyla. Gelen ayak sesleriyle daha fazla konuşmadık.
Yekta elinde iki paketle odaya girince merakım arttı ve Çağıl'ın kucağından kalktım. Yekta ikimizin ortasına çökerek hediyelerimizi kucaklarımıza bıraktı ve alınlarımıza birer öpücük kondurdu. 'Hadi açın bakalım hediyelerinizi.' dedi.
Heyecanla hediyemi açtım. Ama bu çok tatlıydı ! Nasıl bu tatlı şeyi evde bırakıp işe gidecektim ben şimdi ? Kocaman sarıldım hediyeme sonra da hediyeyle birlikte Yekta'ya sarılarak bir yandan teşekkür ettim bir yandan yüzüne öpücükler kondurdum.
Hediyemin güzelliğine bakın.
Hediyemle ilgilenirken Çağıl'ın hediyesine baktım. Hediyesini bırakıp Yekta'ya sarılmıştı. Onun hediyesi de çok tatlıydı.
İkimizde peluş oyuncaklara bayılıyorduk. Sanırım elli yaşına gelsem hala peluş oyuncakları severim.
Biraz daha oturup sohbet ettikten sonra odamıza giderek kendimizi yatağa bıraktık. Yekta ve Çağıl iki yandan bana sarılırken gözlerimi kapatarak uykuya esir oldum.
Size anlatacaklarım bugünlük bu kadar millet, kendinize iyi bakın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİS ~ bxbxb
General Fiction~ Tamamlandı ~ Yekta & Çağıl & Bulut Hazar & Yalçın ⚠ 3some içerir ⚠ Başlangıç - 05.05.2020 Bitiş - 07.12.2020