41

127 14 42
                                    

Y.N: Süpriz bir bölümle karşınızdayım, keyifli okumalar. Şarkı eşliğinde dinlemek isterseniz daha keyifli bir okuma olabilir, sizin tercihinize bırakıyorum. Kendinize çok iyi bakın, iyi günler.

Hazar'dan

İyi günler değerli okuyucular. Bildiğiniz üzere hafta sonu bizde kalmaları için Yusuf, Tarık ve Eren'i bize getirmiştik. Dedikleri gibi sayılı gün çabuk geçermiş.

Pazar günü akşam sekiz gibi büyük zorluklarla onları bırakmaya gittik. Yalçın bana sarılarak ağlarken bende ağlamamak için kendimi zor tuttum. Her seferinde daha da zor oluyordu miniklerden ayrılmak. Onların yanı bizim yanımızdı, bu konuyu Yalçınla en kısa sürede konuşmalıydım.

Pazartesi akşam ise Bulut'un yaşadığı kötü olayı biliyorsunuz zaten. Eminim ki hep dinlenmesini istemişlerdir ve o da canı sıkıldığı için yazmak istemiştir yoksa sizi üzecek şeyler yazmamak için elinden geleni yaptığını hepimiz biliyoruz.

Hadi sonrasında olanları size anlatayım.

İyi okumalar.

Doktor, Bulut'un hastaneden çıkmasına izin verince hastaneden çıktık. Hepsi çok yorulmuştu o yüzden evlerine davet tekliflerini reddedip Yalçınla evimize geldik. Hayatımın anlamı ne güçlüydü öyle. Adama bir yumruk atmış adam olduğu yere düşüp bayılmış. Her şeye rağmen Yalçın da farklı bir şey olduğunu hissediyordum. Adamı bayılttığı için miydi yoksa bilmediğim bir şey mi vardı ?

Yalçın koltuğa otururken bende kas gevşetici ve ağrı kesici krem alarak yanına oturdum. Ellerini kucağıma çektikten sonra kremi açıp ellerine güzelce yaydım.

Canının acıdığını söylemese de biliyordum acıdığını. Çaktırmamaya çalışsa da daha hastaneye gittiğim gibi bana sarıldığında ellerini sırtıma yerleştirdikten sonra acıyla ellerini çekmişti sonrasında ise acısını yok sayarak elimi tutmuş, Bulut'a sarılmıştı. Ama bir şeyi atlamıştı canı her yandığında acıdan yüzünü buruşturuyordu ve gözümü çoğunlukla ondan almadığım için bir tanesine denk gelmesem diğerine denk gelirdim.

Ellerini kremlemem bitince kafasını boynuma yasladı. Nefesini hissetmek çok güzeldi. Kolumu beline sarıp iyice yaklaştırdım Yalçın'ı kendime. Alnına bir öpücük kondurduktan sonra gözlerinin içine baktım. 'Hayatımın anlamı hadi kafana taktığın şeyi söyle çözüm bulmaya çalışalım ama üzgün olma ya da aklın başka yerde olmasın biliyorsun çok bencilim ben, benim yanımda bile beni düşünmeni isterim.' dedim.

İlk kısmı doğruydu bunu sizde biliyorsunuz sonrasını ise gülümsesin diye söylemiştim o da biliyordu öyle bir şey demeyeceğimi. Bu kısım nasıl aklına geldi derseniz bir kere Onur abim Deniz'e söylerken duymuştum. Size bir sır vereyim mi ? Bence Onur abim gerçek anlamda söylemişti ama aramızda kalsın.

Öyle ya da böyle başarmıştım, gülümsemişti hayatımın anlamı. Bana gözlerinin içi gülerek bakarken 'Seni Onur abine söyleyeceğim görürsün sen, kaynak belirtmeden onun lafını kullandın.' dedi. 'Olsun söyle Onur abime.' dedim. 'Bunu da söyleyeceğim. Kaç kere sana abi deme bana dedi sen hala abi diyorsun hayatım.' dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu.

Kucağıma oturduğunda biraz şaşırdım ama sorun değildi sonuçta kafamı boynuna saklayıp sonsuza dek orada kalabilirdim. Sonrasında Bulut'a hediye baktık birlikte. Beş dakikaya bulmuştuk çünkü Yalçın aklındaki hediyeyi biliyordu sadece çeşitlerine bakıp karar vermiştik. En iyi yanı da bir gün sonra size ulaşıyor olmasıydı.

'Bunu beğendin değil mi Hazar ?' diye sorunca 'Çok beğendim tam Bulut'a göre. Hem çok mutlu olacak hediyesini verince. İstersen iş yerinin adresini yazalım, ben seni almaya geldiğimde hediyeyle birlikte Bulut'un yanına çıkarız.' dedim. 'Oluuur.' dedi dudaklarını bana uzatarak. Dudaklarına minik bir öpücük kondurduktan sonra Bulut'un hediyesine baktım. Kendi gibi çok şekerdi. Durun size de göstereyim.

BİS ~ bxbxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin