30

177 14 60
                                    

Çağıl'dan 

İyi günler dostlarım, bir saat kadar önce döndük Yalçın'ı aramaktan. Öğrendiklerimizi  sizinle paylaşacağım.

İyi okumalar.

Sabah evden çıktıktan sonra Hazar'ın arabasına bindik. Yekta ön koltuktan arkaya dönerek Yalçın'ın bıraktığı notları bana verdi. Notların biri evlerine bırakılmıştı diğeri de pastanenin kapısından içeri atılmıştı. Bu bilgileri verdikten sonra  'Keşke piknikte Burak'ı kimin aradığını bilseydik.' dedi Yekta. 

Boğazımı temizleyip 'Burak'ı arayan kişi Mert'ti. Tabi Yekta bizi kovalarken başka biri aramadıysa.' dedim. İkisinden de 'Aaa hatırladım.' nidaları yükseldi.  Hazar yolun bir saatten fazla sürdüğünü istersem uyuyabileceğimi söyleyince kafamı arkaya yasladım ve gözlerimi kapattım.  

Yekta'nın kokusunun burnuma ulaşmasıyla gözlerimi açtım.  Yanağıma öpücük kondurarak 'Hadi hayatım geldik Burak'ın evine.' dedi.  Yekta'ya tutunarak arabadan çıktım ve evin içine geçtik.  Burak 'Hadi gelin, bir şeyler atıştırın ilk önce.' dedi.

Burak Hazar'ın yanına oturdu bizde Yekta'yla yan yana oturduk.  Ben sadece ara ara çayımı içiyordum ki  Yekta tabağıma domates, salatalık, zeytin ve peynir koyduktan sonra yarım simiti elime verdi ve 'Bunlar bitecek.' dedi. Dudaklarımı büzsem de bu durumda onu zorlayamazdım. Sessizce 'Tamam.' dedim ve tabağımdakileri yemeye başladım. 

Kahvaltıdan sonra Burak masayı kaldırırken yardım ettim sonra da herkese kahve yaparak içeriye geçtik. Burak Yekta'ya kahvesini verirken bende Hazar'ın kahvesini verdim. Odadaki dört tane tekli koltuğa yerleşmiştik.

Burak 'Hadi anlatın bakalım, bu saatte sizi buraya ne getirdi ?' dedi.  Yekta da ben de durumu Hazar'ın açıklaması gerektiğini düşündüğümüz için sessizdik. 

Hazar olayları anlattıkça Burak geriliyordu. En son olarak ikinci notu okuduğunda Burak sessiz kaldı. 'Seni arayan kişi Mert'ti değil mi ?' dedim. 'E-evet oydu.' dedi. Niye sesi titremişti ki...  Derin bir nefes alarak 'Yani şimdi benden Mert'i öğrenmek istiyorsunuz öyle mi ? ' dedi. Yekta ' Bak Hazar da bizde saatlerdir merak içerisindeyiz. Yalçın ortada yok kafayı yiyeceğiz şimdi. Anlat ne biliyorsan.' dedi. 

'Tamam ama bekleyin kutuyu getirirsem daha iyi anlayacaksınız her şeyi.' diyerek odadan çıktı. Birkaç dakika sonra ayakkabı kutusu kadar siyah bir kutuyla geldi. Kutuyu açarak içinden bir dosya çıkardı ve diğer köşeye geçerek bizi çağırdı. Minderlere oturduktan sonra önümüzdeki sehpaya dosyayı yerleştirdi. ' Sakin kalmaya çalışın ve son sayfaya kadar bekleyin. ' dedikten sonra ilk sayfayı açtı. 

İlk sayfada üç fotoğraf vardı. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BİS ~ bxbxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin