Gözlerimi açıp derin bir nefes alıp başımın ucunda duran telefonu elime alıp saate baktım.
06.00'dı. Yeni bir gün, aynı rutin. O kadar bıkmıştım ki yataktan ifadesiz yüzle kalkıp ayaklarımı yere sürterek banyoya yürüdüm.
Suyu açıp kendime gelmem için yüzüme su çarptım. Kurulamadığım yüzümle aynaya baktım.
Biri beni görse intihara kalkıştığımı fakat başaramadığımı düşünür. Göz altlarım morarmış ve şişmişti.
Yüzümü kuruladıktan sonra dişlerimi fırçalayıp tekrar aynaya baktım.
Gülümseyip kendimi motive eden sözcükler söyledim.
Küçük bir evim olduğu için hemen odama varmıştım. Giysi dolabımın önüne geçip ne giysem diye kıyafetlere bakıp elimi sürüyordum.
Bugün üç iş görüşmem var. İlk görüşmem beni reddederse 28. Kez rededilmiş olurum. Başarısız biriyim bunu kabul ediyorum. Ama 28 kez rededilmek insanı değersizmiş gibi hissettiriyor.
Moralim olduğundan daha fazla bozulmaya başlayınca derin nefes alıp tekrar giysilerime baktım.
Telefonumdan hava durumuna bakıp elbise giyeceğime kanaat getirdim.
Resmi ama bir o kadar hoş bir izlenim bırakan pastel renklerdeki elbiselerime baktım. Pastel maviyi direk eledim. Çünkü onu dört kez giydim. Pastel pembe bir iş görüşmesi için fazla iddialıydı. Pastel mor elbisemi elime alıp üstüme tutarak boydan aynama baktım. Uygundu.
Pijamalarımı çıkarıp elbiseyi giydim. Şeffaf bantlı ayakkabılar bu elbiseye çok uygundu ama aşırı rahatsız bir ayakkabı. O kadar para verdim ve çok zarif duruyorlar. Mecbur giyeceğiz. Dolaptan şeffaf çantamı çıkarıp yatağımın üstüne koydum. Ve makyaj masasına oturdum.
Makyaj konusunda o kadar iyi değilim. Fakat güzel etki bırakabiliyorum. Çünkü doğru renkleri seçebiliyorum.
Makyajımı yaparken telefonum çalınca elimdeki makyaj süngerini bırakıp telefonuma baktım.
Annem arıyordu. Işten ayrıldığımı ve iki aydır iş aradığımı bildiği için sürekli arayıp para göndermek istediğini soruyordu. Ve 27 yaşında olan bir yetişkin için üzücü ve gurur kırıcı bir durum.
Telefonu açmamak için dirensemde annemde bir o kadar açmam için direniyordu.
Boğazımı temizleyip telefonu açtım.
"Alo anne."
"Uyandın mı kızım?"
Anneler ve garip soruları...
"Yok anne benim klonum konuşuyor."
"Serseri seni! Neyse bugün seni şımartacağım. Güzel ve başarılı kızım, bugün senin günün olacak. Emeklerinin karşılığında işe gireceksin. Gerçi Ahmeti kabul etseydin çalışmana gerek kalmazdı."
Ahmet dediği kişi benim eşim, annemin ise damadı. Tabi o öyle hayal edip duruyor.
"Anne Ahmet çok değişik biri. Hem onun konusunu açma dedim sana. Kapatıyorum ben."
"Tamam, tamam bir şey demedim. Moralini bozma bugün senin günün. O işi alacaksın."
Annem beni güldürmeyi başaran nadir insanlardan. Ve bunu yine başarmıştı.
"Anne babama söylemedin değil mi? Bak söylersen kulahları değiştiririz."
"Kızım iki aydır ağzımdan kaçırırım diye senin hakkında bile konuşmuyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEKRETER
Romance~Tüm hayatı değiştiren küçük tesadüfler...~ Patronunuz eski sekreteri tarafından dolandırılırsa ve bu eski sekreter manyak olursa sizin hayatınız tehlikeye girmiş sayılır mı? +18 yaş sınırı!! ~Yetişkin içerik~