Çalan kapı sesiyle gözlerimi açtım. Kafam Burak Bey'in göğsündeydi. Burak Bey'in kolları ise bana dolanmıştı.
Sanırım Burak Bey'e karşı hoşlantı duyuyordum. Burak Bey'i izlerken gözleri açılınca uyumuş numarası yapmaya başladım.
Benden ayrılıp beni koltuğa yatırdı. Gözlerim kapalıydı ama seslerden ne yaptığını tahmin edebiliyordum.
Kapıyı açınca Furkan Bey'in sesi geldi.
"Gitti. Çıkabilirsiniz."
"Ses yapma. Defol bu odadan."
"Ne yapıyorsunuz siz lan!?"
"Sana bağırma demedim mi!? O uyudu. Git hadi."
Sesler kesilip tekrar kapı kitleme sesi geldi. Burak Bey'in ayak sesleri yaklaştıkça kalbim çıkacak gibi atıyordu.
"Uyumuş numarası yaptığını biliyorum. Kalk!"
Çaktırmadan gözlerimi açıp etrafa baktım.
"Burak Bey... uyuya mı kaldım?"
Burak Bey bana gülerken karşımdaki tekli koltuğa oturdu.
"Oyuncu ol. Burada harcanırsın."
Daha fazla dayanamayıp gülmeye başladım.
"Kötü bir oyuncuyum."
Burak Bey gülerken bir anda ciddileşti.
"Gülerken gözlerin parlıyor. Ve çok güzel oluyorsun."
Bir anda gülmeyi bırakıp kolumdaki saate baktım.
"Öğle yemeği vakti epey geçmiş. Size hazırlayayım."
Telefonda hazırladığım listeye bakıp kalkarken Burak Beyde benimle birlikte kalkıp mutfağa geldi.
"Burak Bey, çok güzel besleniyorsunuz fakat canınız hiç mi pizza, hamburger tarzı şeyler çekmiyor."
Burak Bey tiksinerek yüzüme baktı.
"Adı üstünde sağlıksız yiyecekler. Neden o tür şeyleri yiyerek kendime eziyet edeyim?"
Burak Bey'e göz devirirken dolaptan brokoli, havuç ve kereviz çıkardım.
Sebzeleri yıkarken Burak Bey yardım etmeye başladı. Sıçratarak yıkadığı için mutfak önlüğünü alıp beline bağladım.
Havuç ve kerevizi soyduktan sonra brokoliyle birlikte su dolu tencereye koyup sadece haşlayıp tuz, karabiber ve zeytin yağı koydum. Burak Bey'e hazırladığım yemeği masasına koyarken Burak Bey fazladan haşladığım sebzeleri başka bir tabağa koyup eline çatal alarak masasına geldi.
Ona su doldurup masaya koyarken beni masaya oturtup yememi söyledi.
"Burak Bey, benim üçünede alerjim var yiyemem."
Kendi çatalıyla brokoliyi ağzıma sokmaya çalıştı.
"Hakkında her şeyi biliyorum. Yalan söylemeyi bırak."
Brokoliyi midem bulunarak yerken ayağa kalktım.
"Çatalınızı değiştireyim."
Elimi uzatıp çatalı alırken haşlanmış kerevize batırıp yedi.
"Ama çatal..."
Burak Bey beni dinlemeden yemek yemeye devam ederken önümdeki sebzelere baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEKRETER
Romance~Tüm hayatı değiştiren küçük tesadüfler...~ Patronunuz eski sekreteri tarafından dolandırılırsa ve bu eski sekreter manyak olursa sizin hayatınız tehlikeye girmiş sayılır mı? +18 yaş sınırı!! ~Yetişkin içerik~