2.Bölüm

2.6K 111 56
                                    

  Kapıdan girince ortada bir bayanın oturduğunu, sağında ve solunda İki erkeğin oturduğunu gördüm. Bana ayrılan sandalyeye geçip oturdum.

Kadın beni baştan aşşağı süzerken sağdaki kilolu ve orta yaşlı adam bana baktı.

"Çok kolay bir soru soracağım. Kaç dil biliyorsun?"

Zamanında babamı dinleyip dil öğrenmeliydim.

Kusurlarımı kapatmak için gülümsedim.

"Şey... Sadece ana dilimi biliyorum."

Adam arkasına yaslandı.

"Başka sorumuz yok. Biz seni sonra aramayız çıkabilirsin."

Bu laflara alıştığım için hiç zoruna gitmemişti. Daha kırıcı ve kaba sözler duymuştum.

"Ama cvme bakmadınız."

Soldaki genç adam öne doğru gelip dirseklerini masaya koyup parmaklarını birbirine geçirdi.

"Peki patronun dil bilmiyorsa yabancı müşterileriyle nasıl iletişime geçecek?"

O kadar sinirlenmiştim ki eteğimi tutarak ellerimi sıktım.

"O kadar şirket sahibiyse gidip iki dil öğrensin. Bazılarımız zengin olmadığı için kursa verecek paramız olamayabiliyor. İyi günler!"

Çantamı ve cvmi elime alıp odadan çıktım. Bunu yapmamalıydım. Böyle gidersem işsiz kalacağım.

Asansörün düğmesine basıp gelmesini beklerken annemin beni aradığını gördüm. Hemde sekiz kere...

Telefonumu elime alıp annemi tam ararken asansör geldi. Asansöre binip düğmeye bastığımda iki kişinin buraya koştuğunu görünce elimle asansörü tuttum.

Adam karizmatik ve yakışıklıydı. Yanındaki kadın kesin sevgilisi. Ve kadın oldukça güzeldi.

Adam eliyle saçını düzeltirken kadın büyük çantasından çıkardığı suyu adama uzattı.

Adam şişeyi eline alıp şişeye baktı.

"Limonu nerede?"

Kadın kafasını eğerek ellerini birleştirdi.

"Şey Efendim... Bugün aniden buraya gelince limon koyacak vaktim olmadı."

Adam suyu geri kadına fırlatır gibi verdi.

"Sekreterin görevi patronuna bakıcılık yapmaktır."

Kadın elindeki su şişesini sıkarak adamdan özür diledi.

Narsist Adam!

Annemin tekrar aradığını görünce onlara bakmayı bırakıp telefonu açtım.

"Alo anne."

"Nasıl geçti iş görüşmen."

Bu sorudan sıkılmıştım artık.

"İyi geçseydi arardım zaten. Lütfen darlama beni. Üstümde yeterince baskı var!"

Sesim yükselince adam ve kadın arkasını dönüp bana baktı.

Utandığım için sesimi alçattım.

"Niye bu kadar sinirleniyorsun? Annen olarak merak ediyorum!? Paran yoksa göndereyim."

Paran yoksa! Paran yoksa! Paran yoksa! Bıktım bu kelimelerden!

"Sinirlendiriyorsun. Evet şu an maddi sıkıntı çekiyorum. Ama 27 yaşında olup sizden para istemek zoruma gidiyor. Bende kendi paramı kazanıp gönlümce harcamak istiyorum ama olmuyor! Sakın para göndermeyin!"

SEKRETERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin