24.Bölüm

1.4K 66 0
                                    

  Burak Bey takımını giyip merdivenlerden indi.

Çok uyumluyduk. Koltuktan kalkıp koşarak yanına gittim.

"Burak Bey bir fotoğraf çekelim lütfeeeen!"

Burak Bey alnımdan ittirip kapıdan çıktı.

"Burak Bey! Lütfen!"

"Yiyecek siparişlerini alacağız. Oyalanma!"

"Burak Bey! Hadi lütfen!"

Burak Bey arabaya binip sürmemi bekledi.

Somurtarak arabaya binip sürdüm.

Şirketin önündeki pastaneden siparişleri alırken Burak Bey şirketten hediyesini almak için şirkete gitti.

Siparişleri alıp arabaya ve bagaja dizerken Burak Bey gelip yardım etti.

"Geç kaldık! Çabuk olalım!"

Yiyecekleri pastanedeki yaşlı adamla birlikte dizip teşekkür ederek arabaya bindik.

Burak Bey arabayı sürerken kucağımdaki pastaları tutuyordum.

O kadar çok çeşit vardı ki arabanın içi mini bir pastaneye dönmüştü.

Parti yerine gelip hızla pastaları masalara yerleştirirken davetliler gelmeye başlamıştı.

Pastaları dizdikten sonra etrafa baktığımda neredeyse herkes gelmişti. Furkan Bey ve Burak Bey masalara gidip konuşurken Veronica ve annesi Nesli Hanım salona girdiler.

Kameramı çıkarıp büyülenerek fotoğraflarını çekiyordum.

Veronica Hanım beyaz tül bir elbise giyip canlı çiçeklerden yapılan mor ve beyaz ağırlıklı bir taç takmıştı. Nesli Hanım da aynı elbise ve tacı takmıştı.

Anne-Kız gibi değillerdi. Abla-kardeş gibilerdi.

Alp Beyle fotoğraflarını çekiyorduk.

Burak Bey yürüyerek Veronica Hanım'ın yanına gidip kolunu uzattı.

Veronica Hanım Burak Bey'in koluna girip yavaşça yürümeye başladı.

Veronica Hanım'ın gözünün içinden ne kadar mutlu olduğunu kolayca anlayabiliyordum.

Tuttuğumuz garsonlar dört katlı büyüleyici pastayı getirdi.

Veronica Hanım Burak Bey'i zorlayıp birlikte pastayı kestiler.

Sürekli fotoğraf çekerken Furkan Bey yanıma gelip fotoğraf çekmeme yardım etti.

Garsonlar pastayı dağıtırken bazı konukların fotoğraflarını çekiyordum.

Daha sonra Veronica Hanım ve annesinin fotoğrafını çekmeye devam ettim.

************************************
  Yorulduğum için kenarda otururken Burak Bey ve Alp Bey yanıma geldi.

"Çok uyumlu giyinmişsiniz. Geçin fotoğrafınızı çekeyim."

Alp Bey'in ısrarı üzerine Burak Bey'le bir sürü fotoğraf çektik.

Telefonum çalınca fotoğraf çekmeyi bıraktık.

Kerem arıyordu. En son kavga etmiştik. Kolay kolay aramazdı.

"Alo ne oldu?"

"Kibar ol az. Kapıya gel."

"Evde değilim."

"Biliyorum. Sen ön kapıya çık."

"Buraya mı geldin? Alo... alo..."

Telefonu yüzüme kapatmıştı. Burak Beyden izin alarak ön kapıya çıktım.

SEKRETERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin