37.Bölüm

1.3K 68 1
                                    

  Burak Bey'e gülüp yaklaştım.

"Dikkatim dağılıyor demiştiniz bende çıkardım."

Burak Bey söylenirken gülmeye devam ettim.

"İyi ki söylediniz. Kolyem çok parlak olduğu için göz alıyordu. Aynı şekilde küpelerimde. Ay birde kampa gidiyoruz ya saçımı toplamak en iyisi diye düşündüm."

Burak Bey sinirle bana bakıyordu. Bende istifimi bozmadan gülmeye devam ettim.

"Saçını toplayarak iyi yapmışsın. Boynun ve omuzların daha bir öne çıkmış."

Burak Bey kapıyı açıp hızlıca önden çıktığında eşyalarımı alıp kapıyı kilitleyerek arkasından çıktım.

Hiç beklemeden arabayı çalıştırınca durdurdum.

"Keremi aramalıyım. Hiç haber alamadım bugün."

Burak Bey arabayı tekrar durdurup beni süzüp sinir krizine girerken telefonumdan Keremi aradım.

Uzun uzun çaldıktan sonra Kerem telefonu açtı.

"Neredesin sen!? Hani evini taşıyacaktın!?"

"Kulağımı götürdün be! Resim galerisindeyim şu an. Patronum resim yapmamı istedi."

"Ee biz kampa gidiyoruz gelicek misin? Ayrıca evine ne oldu!?"

"Kiminle gidiyorsun?"

"Şirketle."

"Bir avuç gerizekalı topluluğuna karşılık resim yapmayı tercih ederim. Ayrıca evi yarın taşıyacağım. Rahatsız etme beni."

Kerem telefonu suratıma kapatınca sinir krizi geçirmeme ramak kalmıştı.

Burak Bey -Resmi olarak çıkma teklifi edene kadar Burak Bey diyeceğim- Hiç beklemeden arabayı sürdü.

"Burak Bey otobüs ayarlayacaktınız..."

Burak Bey gözünü yoldan ayırmadan cevap verdi.

"Sen odada en açık elbiseyi giyip Victoria Secret mankeni olurken ben ayarladım."

Burak Bey'in bu tarz lafları çok hoşuma gidiyordu. Onun laflarına gülerken kafamı olumsuz vaka dercesine sallıyordum.

Burak Bey'in evine gelip Burak Bey üstünü değiştirirken onun için bir çanta hazırlayıp tekrar evden çıkıp yiyecek ve kamp malzemeleri almaya gittik.

Geldiğimiz mağazada her şey vardı.

Kamp malzemelerinden anlamadığım için sadece Burak Bey'i izliyordum.

O alışveriş yaparken telefonumdan lise arkadaşlarımla mesajlaşıyordum.

"Benimleyken sadece bana odaklan."

Burak Bey elimden çektiği telefonu kökten kapatıp tekrar bana uzattı.

Gerçekten benden mi hoşlanıyor? Amacın ne senin!? Beynim ve kalbim kaldıramıyor.

"O telefonu lütfen açma."

Açıkçası ağır maço erkekler gibi alıp mesajlarımı okuyacak sanıyordum.

Eğer öyle yapsaydı inandına bütün gıcık olduğu şeyleri yapardım.

Burak Bey çadır seçerken tekrar arkasını dönüp bana baktı.

"Ya da telefonunu aç. Annen veya baban arayıp ulaşamazsa endişelenir. Ama sadece benimle ilgilen."

Ona gülerken yanına biraz daha yaklaştım.

SEKRETERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin