39.Bölüm

1.3K 67 12
                                    

  Ara sıra arkamı dönüp Burak Bey'e bakıyordum.

Mangalın başında Furkanla kavga edip gülüyorlardı.

Onu izlemek çok hoşuma gidiyordu. Kameramı elime alıp Burak Bey ve Furkan Bey'in fotoğrafını çekiyordum.

"Kız patronlarını çekeceğine bizi de çeksene!"

Ayşe'nin sitemiyle Ayşeye dönüp baktım.

"Şu an avel gibisiniz. Kalkın arka planı güzel bir yerlere gidelim. Orada çekeriz."

Ayşe, Aycan ve ben ayağa kalkıp giderken Burak Bey yanımıza geldi.

Kafasını kaşıyarak bize baktı.

"Şey... Nereye gidiyorsunuz?"

Ayşe, Burak Bey'e bakıp gülümsedi.

"Fotoğraf çekmeye gidiyoruz Burak Bey. Bir şey mi oldu?"

Burak Bey gözlerimin içine baktı.

"Yoo... Yok bir şey olmadı. Çok uzaklaşmayın. Orman sonuçta."

"Dikkat ederiz Burak Bey."

Hepimiz birbirimize bakarken yine o çocuk geldi.

"Merak etmeyin Burak Bey. Ben onların yanında olacağım."

Burak Bey çocuğa bakıp dişlerini sıktı.

"Kızlar şuna da sahip çıkın."

Ayşe ve Aycan Burak Bey'in dediği şeye gülerken çocuk bozulmuştu.

Ayşe kolumdan tutup çekiştirirken Burak Bey'e baktığımda oda bana bakıyordu. Daha sonra bakışlarını çocuğa çevirdi.

Burak Bey'in bütün dikkati o çocuktaydı.

Arkamızı dönüp giderken sohbet ediyorduk.

Çiçeklerin olduğu güzel bir yere gelince bol bol fotoğraflarını çektim.

Ben Ayşe ve Aycan'ın fotoğrafını çekerken çocuk konuşmaya başladı.

"Hala tanışamadık. Ben Faruk."

Hiç oralı olamadan kafamı salladım.

"Bende Miray."

Tavırlı konuşmama rağmen hala susmuyordu.

"En sevdiğin hobi ne?"

Elimdeki fotoğraf makinesini gözüne sokarcasına gösterip zorla gülümsedim.

"Fotoğraf çekmek! Ama ben fotoğraf çekerken etrafımda birilerinin konuşması beni deli ediyor."

Sonunda susmayı akıl edip yanımda öylece dikildi.

Aycan ve Ayşe'nin fotoğraflarını çekmeye devam edip poz önerileri verdim.

"Yeter bir sürü çektim! Gidelim artık!"

Aycan ve Ayşe yanıma gelip fotoğraflara bakmayı istediler. Kamerayı kullanmayı bilmedikleri için kamp alanına giderken onlara fotoğrafları gösteriyordum.

"Ben bunları düzenleyip size atarım."

Ayşe ve Aycan kafalarını omzuma koyup teşekkür ederken Faruk yanımızda öylece yürüyordu.

Kamp alanına gelince fotoğraf makinemi Ayşe'ye emanet ettim.

"Bak buna gözün gibi bak. Bir şey olursa şu gölete atarım seni."

SEKRETERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin