SEKRETER

57.Bölüm

  Gözlerim ve ağzım kocaman açılmıştı.

"Anlaşıldı. Ben masamdayım Burak Bey."

Yüzüme bakmadan kafa salladı.

Odadan çıkıp Ayşe ve Aycan'nın yanına gittim.

"Yemek iptal."

Ayşe ve Aycan şok olmuş şekilde yüzüme bakıyordu.

"Niye iptal!?"

Ayşe bağırınca çimdikleyip susturdum.

"Beni patronun olarak görüyorsan gelme dedi. Beni ben olarak görüyorsan gel dedi. Bende patronumsunuz deyince yemeği iptal etti."

Ayşe ve Aycan sekronize olmuş şekilde ikisi birden kafama vurdu.

"Ya aptal! Adam sana patronun olmak istemiyorum sevgilin olmak istiyorum demiş resmen!"

"Evet Ayşe haklı! Adam seninle patron-sekreter ilişkisi kurmak istemiyor."

Elimle alnıma vurup kendi kendime kızarken Kerem aradı.

"Ne var!?"

"Şirketin önüne geldim."

"Yemek falan iptal! Geri git!"

"Ne!? Niye!?"

"Sonra anlatırım."

Telefonu yüzüne kapatıp alnımı masanın üstüne koyarak kendime kızıyordum.

Ayşe ve Aycan teselli etmek yerine kızıyordu.

Ayaz yanımıza gelip ne oldu diye sorarken sandalyede dönüyordum.

"Elinin körü oldu! Resmen adamı reddettim!"

"Hangi adam ne oluyor!?"

Ayaz'ı kolundan çekip kendime yaklaştırdım.

"Anlatacağım ama eğer birinden duyarsan o etlerini lime lime eder köpeklere atarım."

Ayaz benden uzaklaştı.

"Tamam be!"

"Ayşe sen anlat. Ben anlatırsam kendimi boğarım."

"Bak şimdi Burak Bey Miray'a yemek teklifinde bulundu. Ama öyle patron-sekreter ilişkisi çerçevesinde değil. Salak Miray'a Burak Bey şey demiş patronun olduğum için gelme ben olduğum için gel. Mirayda siz benim patronumsunuz demiş. Adamda o zaman gitmeyelim demiş. Şimdi Miray dert yanıyor."

Ayaz bana bakıp alnına vurdu.

"Ya ne salaksın sen!"

Gözlerimi kocaman açıp Ayaz'a baktım.

"Karşında büyüğün var küçük!"

Ayaz sesini kesip kenarda dururken Kerem'in buraya geldiğini gördüm.

Takım elbise giymiş. Ve elinde çiçek vardı.

"Oha kim bu!? Çok yakışıklı!"

Ayşe Kerem'e laflarıyla koşarken Burak Bey odadan çıkıp Kerem ve bana baktı.

Ayağa kalkıp asil bir kraliyet prensesi gibi yürürken şirketteki herkes bana ve Kerem'e bakıyordu.

Kerem elindeki çiçeği bana verince gülümseyip sarıldım.

"Ne yapıyorsun be!? Bırak beni!"

"Bu anı bozarsan kafanı kaldırıma sürterim."