SEKRETER

5.Bölüm

  Odaya giren kişi hemen kadının yanındaki boş sandalyeye oturdu.

Cahit denen adam dün bana ayakkabı alan çocuğa kızıyordu. Evet, evet dün bana ayakkabı alan o çocuktu.

"Bugün sekreter alacağımızı unutmuşum. Benim hatam."

Cahit denen adam sinirlenip sesini yükseltmeye başladı.

"Sen arayıp Bunu yapmamızı istedin! Şimdi unuttum diyorsun!"

Bana ayakkabı alan çocukta âynı şekilde tepki verdi.

"Sekreterim olmadığı için yetişemiyorum!"

Kadın araya girip onları susturdu. Ve bana döndü.

"Evet patronun bu adam. Senden sadece iki şey isteyeceğiz. Ama bu iki istegimize karşılık olarak hakettiğin maaşı vereceğiz."

Gözlerimi açıp can kulağıyla dinledim. Strese girdiğim için eteğimi yeniden sıkmaya başladım.

"Hafta sonlarıda çalışacaksın ve seni istediği zaman gece ya da sabah hiç fark etmeksizin arayacak. Ve ne olursa olsun patronunun programını aksatmayacaksın."

Hafta sonları mi istediği zaman arayacak mı? Çok fazla şey istiyorlar.

Dün gördüğüm çocuk lafa atladı.

"Maaşını sen belirleyeceksin."

Ben mi!? Dört bin desem çok mu fazla olur? Üç bin desem az mı olur? Üç bin beş yüz mü desem? Şimdi Kerem ve ben çok yemek yiyoruz, kıyafetlere çok para veren biriyim, faturalar desen zaten çok fazla, En önemlisi Selim'e para gönderiyorum. Ne yapacağım ben?

"Matematikten anlamıyor bu. Altı bin yeter mi?"

Gözlerimi açıp dün ayakkabı alan adama baktım.

"Altı bin mi!?"

Adam arkasına yaslanıp baştan aşşağı beni süzdü.

"Yedi bin çok fazla ama neyse. Yedi bin anlaştık mı?"

Yedi bin kelimesini duyunca öksürmeye başladım. Ben öksürmeye başlayınca kadın elindeki suyu bana getirip içermeyen başladı.

Suyu içtikten sonra teklifi hiç düşünmeden kabul ettim.

En fazla hafta sonum olmayacak ve gecem gündüzüm belli olmayacak. Böyle değince gözüm çok korkmuştu. Ama Selim'e para göndermek için çalışacaktım.

Cahit denen adam konuşmaya başladı.

"Bugün işe başlayacaksın. Sana patronunun bir haftalık programını masama bıraktık. Patronun sana masanı gösterecek."

Kadın ve adamlar odadan çıktılar. Dünkü adam oturup beni izliyordu.

"Görüşme yapabilir miyim?"

"Işlerini halledip bu odaya geri gel."

Zorla gülüp hemen odadan çıkıp annemi aradım.

"Anne işe girdim. Ve maaşı yedi bin lira!"

"Kızım ciddi misin?"

"Ayrıntıları sonra anlatırım. Babama söyle öptüm seni."

Telefonu kapatıp hemen Keremi aradım.

"Paranı hazırla yemek ısmarlıyorsun."

"Cidden mi!"

Kerem o kadar bağırmıştı ki kulağım sağır olacaktı.

"Kapatıyorum şimdi baybay."