6.Bölüm

2K 101 49
                                    

  "Alo Selim. Orada gece değil mi?"

"Miray paraya çok fazla ihtiyacım var. Gönder artık şunu."

Ağzımla elimi kapatıp oldukça kısık konuştum.

"Tamam gönderiyorum."

"Acele et."

Selim telefonu yüzüme kapatmıştı. Selim'i çok seviyordum. Ama o yurt dışına gittikten dört ay sonra beni sadece para için aramaya başladı.

Telefonumdan banka hesabımda olan üç bin lirayı tek bir kuruş almadan ona gönderdim. Kerem bu kadar para gönderdiğimi öğrenirse beni öldür. Zaten Selim'i hiç sevmiyor.

Hastaneye gelince arabadan iner inmez sipariş ettiğim meyve sepeti gelince koşarak getiren kuryenin yanına gittim.

Cüzdanımdan para çıkarıp parasını ödedikten sonra meyve sepetini aldım.

Burak Bey yanıma gelince çıkarttığı iki yüz lirayı bana uzatıp hastaneye girdi.

Meyve sepetinin parasını fazladan vermişti.

Geç kalmadan arkasından gidip asansöre bindim.

Vip kişilerin kaldığı odaların katına gidiyorduk. Burak Bey saatine sürekli bakıyordu. Asansör açılınca hemen inip odanın yanına geldik.

"On dakika sonra önemli bir toplantınız var diyeceksin."

Toplantısı mı vardı?

"Programda öyle yazmıyor."

"Sadece öyle de."

Kafa sallayıp gözlerinin içine baktım.

Burak Bey oflayıp kapıyı çaldı. Odaya girer girmez somurtan yüzü bir anda değişmişti. Güller açmış gibi gülmeye başladı.

"Salih amcam benden daha sağlıklı gözüküyorsun."

Yataktaki adam gülerek dik oturdu. Burak Bey eğilip elini öpünce Salih amca ya da Salih Bey her neyse Burak Bey'in sırtını sıvazladı.

Onlar konuşurken Kerem'e mesaj attım.

"Artık zenginim. Yedi bin liram var."

Hiç beklemeden mesaj gelmişti.

"Yedi bin lira mı!? O zaman sen bana yemek ısmarla."

"Laf ağızdan bir kere çıkar Kerem Bey."

"Benim ağzımdan iki kere çıkıyor."

Keremin iğrenç esprisine yüzümü ekşitip cevap yazdım.

"Bu yaşlı amca esprilerini kenara bırak. Yoksa arkadaşlığımız biter."

"Ben olmadan bir hiçsin."

Keremle konuşmaya dalmışken Burak Bey sürekli öksürüyordu.

Kafamı telefondan kaldırıp Burak Bey'e bakınca kaş göz hareketi yapıyordu.

"Su almamı ister misiniz?"

"Gerek yok."

Dişlerini sıkarak konuşuyordu. Daha sonra bileğindeki saati gösterince ne kastettiğini anladım.

"Ay Burak Bey toplantınız var. Acil gitmemiz gerek!"

Burak Bey ayağa kalkıp Salih amca Bey'in elini tekrar öptü.

"Kusura bakma Salih amca yoğun iş hayatı."

Salih amca Bey elini Burak Bey'in elinin üstüne koydu.

SEKRETERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin