⚠️ Eğer ki hikaye size uygun değilse, okumaya son verip çıkabilirsiniz. Şahsıma edilen küfürleri ve gereksiz duyarları görmek istemiyorum. Hikayede masum bir insan yok. Hatalarıyla birlikte doğru yolu bulma hikayesi okuyacaksınız. İlk sahneler mide bulandırıcı olabilir ama sonrasında bir kadının kendi için verdiği en doğru kararları da okuyacaksınız. İyi okumalar. ✨
"Ağırlığını taşıyamayan bir ince dal gibi, büküldüm.."
🌿
Hayatım boyunca sınandım, ailemle arkadaşlarımla, sevdiğim insanlarla. Sınanmak benim kaderimdi. Mutluluk kelimesini hayatımın belirli noktalarında yaşamıştım ama genel olarak mutsuzluk üzerine kuruluydu hayatım. Bunu kabullenmiştim... daha doğrusu kabullenmek zorunda bırakılmıştım. Bir süre sonra hayat kafama vura vura öğretmişti.
Dört kişilik bir ailede evin en küçüğüydüm. Aile kavramına aykırı bir ailemiz vardı. Küçük yaşta babamı kaybettiğimde gömülmüştü ailem o mezara.. yüzünü bile zor hatırladığım babamın bana yaşattığı mutluluğu hâlâ hatırlıyordum.
Annem babam öldükten sonra evlenmişti. Evlendiği adamın bir oğlu vardı adı Ali... yaşadığım evi zindan eden kişi.. benden dört yaş büyüktü. Her bulduğu fırsatta beni taciz ederdi. Babası gibi alkolüktü. Babası gibi para için yapamayacağı şey yoktu. Yaşadığımız dört duvarda üvey babamın şiddetlerinden, Ali'nin tacizleriyle yaşamaya çalışıyordum. Buna yaşamak denirse.
Eğitim hakkımı bile kendi isteklerine göre ellerimden almışlardı. Lise üçten terktim. Son iki senedir de bir mağazada çalışıyordum. Çalışmama karışmıyorlardı çünkü kazandığım parayı seviyorlardı. Üvey babamdan ve abimden kurtarabildiğim kadar paramı biriktirmeye çalışıyordum. Biriktirip bu evden annemide alıp defolup gitmek istiyordum.
Annem... hiçbir zaman arkamda durmayan, hep ezilen kadın. Dayak yemesine rağmen o adamın gözünün içine bakar, bir dediğini iki etmezdi. Her dayak yediğinde 'kocamdır döver' derdi. Bu düşüncesi beni sinirlendirir sonrasında kavga ederdik. Üvey babam beni okuldan aldığında bile "babanın bir bildiği vardır." Diyen kişiydi. Arkamda dursaydı, güçlü olsaydı bunları yaşamazdık. Her şeye rağmen onu da alıp gitmek istiyordum.
Omuzumdaki yükler birer birer çoğalıyordu. Dayak yemekten vücudumdaki yara izlerini sayamıyordum. Yirmi yaşında ölmek isteyecek kadar soğutmuşlardı beni hayattan.
Güvenebileceğim tek dostum bile yoktu. Kime güvensem sırtımda bir bıçak yerini alıyordu. Bende akışına bırakıp, kabullenmiştim. Her zaman ezik Asel olarak anılmıştım.
"Haydi kızım giy, baban çok kızar." Annemin uzattığı kırmızı elbiseye sinirle baktım. "O benim babam değil!" Dedim tehditkar bir şekilde. Dediklerimi duymamış gibi yaparak yatağın üzerine elindeki elbiseyi bıraktı. "Sana çok yakışacak." Beni aldırmaması dahada sinirimi bozuyordu. "Çık!" Dedim elimle kapıyı gösterirken. Dediğimi ikiletmeden yaptı. Tabikide çıkacaktı başlarına talih kuşu konmuştu. Eskimiş kapıyı hızla çarptım ve elbiseye yaklaştım.
Dün akşam üvey babam eve gelmiş, elindeki poşeti yüzüme fırlatarak "yarın için insana benze." Demişti. Meraklı bakışlarla ona baktığımda "istemeye geliyorlar." Demişti. Ardından ona bağırmamla bana saldırması bir olmuştu. İlk defa Ali'de benim gibi karşı çıkmıştı, bu evden gitmemi istemiyordu. Sonrasında çok zengin olduklarını öğrenince kabullenmişti.
Yatağın üzerindeki elbiseyi alıp üzerime geçirdim. Saçlarıma hafif maşa yaptım, biraz da makyaj. Odamın kapısı hızla açıldığında gelen kişiye baktım Aliydi. Islık çalıp yanıma yaklaştı. Bir adım geriledim. "Çok güzel olmuşsun, elbiseyi bizzat kendim seçtim." Baştan aşağı tekrar süzdü ve dudağı kıvrıldı. "Biriyle evlenmen beni çıldırtıyor ama kendimce bir şeyler düşünüyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTULUŞ (+18)
ChickLitElleriyle boğazımı tutup sıktı. Gözündeki o karanlığı görmüştüm. Nefes alamazken altında çırpınıyordum. "Ben senin sahibinim" dedikleri ruhumu acıtıyordu. "Ben ne istersem onu yapacaksın!" +18 sahneler vardır. (Cinsellik , şiddet, küfür) Not; Şahsı...