37. Bölüm

229 18 6
                                    

Ikisirin ise yarayıp yaramadığını anlamak için sadece iki gün kalmıştı. Ama kötülük pusuda bekliyordu.

Dumbledore'un Ordusu umbrige denen kurbağaya yakalandığında hep birlikte cezaya kaldıkları yetmiyormuş gibi dumbledore okuldan ayrılmak zorunda kaldı bunun suçlusu kendileriydi

Gurubun adını dumbledore'un ordusu koymasalardı müdürün bası belaya girmezdi.

Beşinci sınıflar OWL sınavı olurken fred ve george günlerdir planladıkları gibi görkemli bir şekilde okuldan ayrıldılar.

Amaryllis çok sabrettiklerini düşündü. Sonra molly bunu öğrenince ne tepki verecek diye endişe etti. Kesinlikle mutlu olmayacaktı.

Çocuklar okuldan ayrıldıktan sonra amaryllis harry,ron ve hermione'nin acele ile müdür odasına doğru gittiklerini gördü. Bir sorun olduğunu anlayıp peşlerinden gitti ama geç kalmıştı çocuklar pembe kurbağaya yakalanmıştı.

Hermione karanlık ormanda saklanmış  bir silahtan bahsederken amaryllis kuzenine işkence etmekle tehdit eden yaratığa saldırmak üzereydi.

"Karanlık ormanda silah falan yok olsaydı bilirdim" diye düşündü bir an sonra anladı hermione onu bir şekilde kandırmıştı ve tuzağa çekiyordu.

Ama karanlık ormanda umbrige'i saf dışı bırakacak nasıl bir tuzak kurdular merak etti.

Onların arkasından karanlık ormana gitmek istiyordu ama içeride ron,neville,ginny ve luna olduğunu görünce slytherinlere bir avuç tezek bombası atmanın eğlenceli olacağını düşündü.

Aceleyle gryffindor binasına gidip kuzeninin eşyaları arasından tezek bombası aldı ve umbrige'in odasına geri döndü.

Slytherinlere fark ettirmeden ginny'nin dikkatini çekmeyi başardı. Çocuklar burunlarını kapattığında tezek bombasını içeri attı.

Iğrenç koku odayı doldurdu. Slytherinler ne olduğunu anlamaya çalışırken ron,ginny,luna ve neville odanın dışına çıkıp amaryllis'in yanına geldi.

"Tam zamanın da geldin bizde nasıl kurtulacağımızı düşünüyorduk"dedi ginny.

"Bende kustural pastillerden vardı onları yemelerini sağlamayı düşünüyordum ama tezek bombası da harika umbrige bundan hoşlanmayacak"dedi.

"Harry ve hermione umbrige ile karanlık ormanda neler olduğunu öğrenmemiz gerek" dedi amaryllis.

"Neden okuldan ayrılmaya çalışıyordunuz ron"diye sordu.

"Sirius... Harry onun kim olduğunu bilirsin sen tarafından yakalandığını ve bakanlıkta olduğunu soyledi"dedi ron karanlık ormana giden köprüdeyken.

Amaryllis bir an dondu. Sirius yakalanmış olamazdı aile evine izin verilmeyen kimse giremezdi. Dumbledore onu teslim etmezdi. Amaryllis düşüncelerine dalmışken ron ve Harry'nin sesi onu kendine getirdi.

Testraller ile londra'ya bakanlığa gitmekten bahsediyorlardı.

"Harry" dedi amaryllis " Sirius yakalanmamış olabilir voldemort sana oyun oynuyor olabilir eğer bu bir tuzaksa hepimiz oluruz."

"Bakanliktaydi onu gördüm ona creatus laneti yaptı gelmek istemiyorsan gelme"dedi harry öfkeyle.

Amaryllis kuzenini ikna edemeyeceğini fark etti. Onları yalnız gönderemezdi bu apaçık bir tuzaktı.

Amaryllis altı çocukla karanlık ormana girdi  luna ,harry ve neville sayesinde testrallere bindiler ve londra'ya doğru yola çıktılar.

Bakanlığın karanlık koridorlarında Harry'nin talimatı ile kapı arıyorlardı.
Kehanet odasına girdiklerinde neville Harry'nin adının yazdığı küreyi bulmuştu. Harry kehanet küresini aldığında ölüm yiyenler ortaya çıktı.

Bu amaryllis'in tam olarak korktuğu şeydi gerçek bir tuzak. Asasını yavaşça çıkardı ve kuzeninin önünde duran lucius malfoy' a bir lanet fırlattı.

Saldırı ölüm yiyenlerin dikkatini dağıtınca kaçmak için fırsat yakaladılar. Bir taraftan gelen ölüm yiyenlere büyü fırlatırken hiç kolay olmadı.

Sadece bir Taş kemerin olduğu odaya girdiklerinde amaryllis kapana kısılmış gibi hissetti ve haklıydı.

Luna taş kemerden sesler geldiğini söylediğinde. Amaryllis bunun ölümle ilgili olabileceğini düşündü sesler ölümü çağırıyordu ama kim için.

Ölüm yiyenler geldiğinde düşünmek için zaman yoktu. Büyüler havada uçuşurken yoldaşlık üyeleri odaya girdi.

Kısa bir sessizlik el ile tutulacak kadar koyulastı.

Ölüm ile yasam arasında savaş devam ederken amaryllis göz ucuyla Hermione'nin yaralandığını gördü.
Korkuyordu bu gün burada birinin ölmesinden ve hiç bir şey yapamamaktan korkuyordu.

Harry ve siriusun tam da taş kemerin önünde sohbet ettiklerini gördü dalga mı geçiyorlar diye düşündü ama bu düşünce onlara doğru giden kırmızı bir tarafından parçalandı.

Rüzgar elementi ile sirius ve harry'yi geriye savurmayı başardı ama kendi binasına ait olmayan bir elementi kullanmak onu yormuştu.

Savunmasının düştüğünün farkındaydı. Büyüyü kimin attığını görmek istedi.

Bellatrix lestrange en sevdiği oyuncak elinden alınmış gibi ona bakıyordu. Sonra yüzündeki öfkeyi gördü ikili arasındaki düello şüphesiz orada gerçekleşen düellolardan daha sertti.

Her iki tarafta pes etmek istemiyordu ama amaryllis element büyüsü yüzünden yorgundu.

Sirius'a gönderdiği gibi kırmızı bir lanet ona ilerlerken savunma yapamayacak kadar ağırlamıştı.

Büyü vücudunu parçalarken zihni bulanıklastı sonra gözleri kapandı.

O an için amaryllis hiç bir şey hissetmedi sesler duyuyordu ama anlayamadı. Ölümün böyle olup olmadığını merak etti.

Karanlık ve soğuk hissiz ama can yakıcı. Sevdiklerinin ne hissedeceğini düşündü.

Annesi nasıl tepki verecekti. Harry yalnız kalacaktı. Charlie onu bırakıp gittiği için kendisine kızacakmıydı.

Belli belirsiz feryatlarla tamamen karanlığa teslim oldu. Hiç bu kadar huzurlu hissetmedi onu nelerin beklediğini merak etti.

Sevdiklerini geride bıraktığı için bir hüzün dalgası puslu bir hava gibi gelip geçti sonra herşey gibi oda yok oldu.

Sessizlik ve belirsizlik hiç bu kadar mutlu hissettirmemisti oysa ne kadar güzeldi.

Herşey son buldu ve yeniden başlayacaktı her zaman.

 Amaryllis Dursley Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin