"Tamam"dedi molly weasley "bırakında kız biraz dinlensin bir haftadır kendinde değildi. Hadi herkes dışarı"dedi ve çocukları odadan çıkarmaya başladı.
Amaryllis şaşkınlıkla yanında oturan charlie'ye baktı.
"Bir hafta uyudum mu ben en fazla bir kaç saat gibi hissettim" dedi.
Charlie başını kaldırıp ona baktı. Amaryllis yanına geldiğinden beri ilk kez onu dikkatle inceledi. Gözlerinin altı morarmıştı ve çok bitkin görünüyordu günlerdir rahat bir uyku uyumadığı belliydi.
"Bir kaç saat mi gerçekten mi... Öldüğünü düşündüğüm zamanlar bile oldu... asla uyanamayabilecegini soylediler büyünün ne olduğunu bulamadılar ve sen bir kac saat uyumus gibi hissettim diyorsun"dedi.
"Üzgünüm ama gerçekten Bir kaç saat gibiydi"dedi amaryllis başını yere eğerek.
"Tamam ama beni bir daha böyle korkutma"dedi aşkla bakan gözleriyle yanağını okşayarak.
"Söz veremem yakında mı bilmiyorum ama bir savaş olacak ve bu beni korkutuyor"dedi amaryllis.
Savaşın onlara neler yapabileceğini az çok tahmin ediyorlardı ama tahminlerinden çok daha kötü olacağını biliyordu.
Bir an sessizlikten sonra amaryllis...
"İksir ne oldu dumbledore bir şey söyledi mi" diye sordu.
"Dumbledore onu gömdürdüğü mezarlıktan çıkarttırdı. Çok fazla gömülü kalırsa bozulacağını düşünüyordu ama daha sonra ne yaptığını bilmiyorum son toplantıya gitmedim" dedi charlie.
"Neden gitmedin ki ne olduğunu merak ediyorum"dedi surat asarak.
"Bilmem" dedi charlie "belkide kız arkadaşım aptal kuzeni yüzünden ölümle burun buruna geldiği ve ona ne olacağını bilmediğim için olabilir mi" dedi küstah bir tavırla.
Amaryllis kıkırdadı "seni korkuttugum için üzgünüm koca adam"dedi.
"Ejderhalar kadar sert olduğunu sanmıştım" dedi amaryllis cüretkâr bir sesle.
Charlie ona yaklaştı aralarında bir nefeslik mesafe vardı.
"Sadece yatakta" dedi charlie arsız bir gülümsemeyle.
"Şu anda yataktayız" dedi amaryllis aynı arsızlıkla ve charlie'yi kendine çekip onu bir öpücüğü hapsetti.
Iki gün sonra şifacılar amaryllis'in hastahaneden çıkmasına izin verdiler.
Aynı gün yoldaşlık toplantısı vardı. Bu yüzden amaryllis doğruca Grimmund place'e gitti.
Kapıda onu vaftiz annesi june karşıladı.
"Tatlım seni ziyarete gelemediğim için üzgünüm birileri gerek olmadığını söyledi" dedi onu kollarıyla sararken bir taraftanda charlieye dik dik bakıyordu.
"Ben iyiyim june merak etme sadece merak ettiğim bazı şeyler var herkes burada mı" diye sordu amaryllis vaftiz annesine.
"Seherbazlar ve Albus Dumbledore henüz gelmediler onlar geldiğinde tamamlanacak" dedi eve girerken.
Içeri girdiklerinde sirius ona sarıldı sanki bırakırsa kaybolacakmış gibi sıktı.
Remus kızı bırakta biraz nefes alsın dedi eğlenen bir sesle.
"Ona bir şey olsaydı lily bana musallat olurdu aylak bilmiyor musun" dedi sirius.
Hüzünlü bir gülümseme insanların yüzlerinden gölge gibi geçti.
Gerçekten teyzesi onun için endişe eder miydi. Amaryllis'in cadı olduğunu biliyordu. Ama onu sever mıydı.
Amaryllis'i düşüncelerinden uzaklastiran şey. Vaftiz annesinin...
"Lily'i bilmem ama benden büyük bir ceza alırdın"sirius demesi ve ona bir öpücük vermesi oldu.
"Siz ikiniz"dedi amaryllis ağzı kulaklarindaydi. Tıpkı ikizlere şaka yapmalarında yardım ederken olduğu gibi.
"Biz ikimiz" dedi sirius amaryllis ile aynı ifadeye sahipti.
"Arkamdan yumurtamı kırıyor sunuz ne kadar ayıp yaşınız kaç sizin" dedi amaryllis.
"Biz daha genciz" dedi sirius kızgın olmaya çalışarak.
"Saçların beyazlamaya başlamış" dedi amaryllis dalga geçerek.
"Ne"diye bağırdı sirius "kimse bunu bana söylemedi" dedi aynanın karşısına geçerken.
Herkes kocaman bir kahkaha attı sirius bile onunla dalga geçtiğini anladığında kendi tepkisine güldü.
Seherbazlar ve Albus Dumbledore geldiğinde yoldaşlık toplantısı başladı.
Amaryllis "profesör ben bilinçsizken iksir ne oldu" diye sordu tereddütle.
"Onu mezarlıktan cikartirmadan once yedinci kattaki çalışma odanda iksir ile ilgili notlarını gözden geçirdim ve iksir mezarlıktan çıkartıldıktan sonra kullanılmaya hazır olacağını anladım" dedi.
"Nesneler iksirde bekletilip tılsım tamamlandığında iksir gök kuşağı rengini alıyor tılsımı deneme fırsatımız oldu gerçekten ise yarıyor başardınız bayan dursley" dedi dumbledore.
Amaryllis ölümle olan konuşmadan sonra iksirin ise yaramayacağını düşünmüştü.
Bir ses "savaşın sonunda kolyeyi yok etmezsen iksirin hayata döndürdüğü herkes olması gerektiği gibi ölüler alemine dönecek" dedi.
Amaryllis irkildi sanki ölüm karşısında oba anlaşmayı hatırlatıyordu ölümü görebilecekmiş gibi etrafına baktı.
"Bir sorun mu var" bayan dursley dedi dumbledore.
"Ben sadece tılsımı nasıl açtığınızı merak ettim. Yani sadece nasıl kullanılacağını tam olarak bulamamıştım" dedi amaryllis.
"Evet küçük sorunları ben hallettim merak etme. En başından planladığımız gibi kullanıcının kanıyla ve "tribuo is a casu secundo"yani (ona ikinci bir sans ver) dediginizde tılsım açılıyor ve ruh bedene geri dönüyor ama bunun üç gün içinde yapılması gerek aksi takdirde ise yaramıyor" dedi dumbledore.
"Bu süreyi uzatmanın bir yolu var mı" dedi sirius.
"Malesef sirius zaten ölümün sınırlarını zorluyoruz. Daha fazla zorlamak bir şey kazandırmaz ama kaybettirebilir" dedi dumbledore.
Amaryllis dumbledore ile aynı fikirdeydi. Ölümle olan o konuşmadan sonra onu kızdıracak bir şey yapmak istemiyordu.
Şimdilik her şey yolundaydı ve daha fazla risk almanın bedeli ağır olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amaryllis Dursley
Fanfictionpetunianin bir kızı olduğunu düşünün dudley ve harryden iki yaş büyük.Hogwarts öğrencisi bir gryffindor. Bu onun hikâyesi... hogwartsa nasıl mi gitti hadi öğrenelim. 21.yy