Amaryllis karanlık bir yerdeydi ama nerede olduğunu bilmiyordu. Karanlık o kadar yogunduki sanki hayat bulmuştu. Onu sarıp sarmalayacak ve yok olacaktı.
Ne yapması gerektiğini nereye gitmesi gerektiğini bilmiyordu.
Sessizlik sağır ediyordu.Sonunda dayanamadı ve "kimse yok mu" dedi umutla.
Ama kimse onu duymadı sanki bu karanlık ses geçirmiyordu asla kimse onu duyamazdı.
Amaryllis bir süre sonra bir kahkaha duydu. Acımasız soğuk ve insanın içini donduran bir kahkaha.
"Kim var orada"dedi "neredesin"diye sordu. Ama cevap alamadı.
Karanlıkta bir ışık parladı. Amaryllis ışığa koştu ama ne kadar yaklaşmaya çalışırsa ışık ondan o kadar kaçtı.
"Neler oluyor"diye bağırdı bir cevap alma umuduyla ama seninin yankısından başka bir şey duymadı.
Amaryllis yerde cenin pozisyonunu aldı ne olduğunu anlamıyordu yada nerede olduğunu.
Hayatında ilk kez gerçekten korktu. Oysa neden korktuğunu bile bilmiyordu.
"Korkuyor musun insan oğlu"dedi bir şey nefes kadar yakınındaydı.
Arkasını döndü ve baktı ama hiç bir şey göremedi.
"Ölüm nedir biliyor musun insan oğlu "aynı ses ama şimdi daha sakin daha anlayışlı geliyordu kulağa.
Amaryllis cevap vermedi sustu ve düşündü gerçekten ölüm neydi.
"Bilmiyor musun oysa her şeyi bildiğini düşünüyordun"diye alay etti şekilsiz ses.
"Ne istiyorsun benden"dedi.
"Benim senden isteyeceğim bir şey yok sen benden istiyorsun"dedi.
"Yüzünü bile görmediğim birinden yada bir şeyden ne isteyebilirim ki"diye sordu şaşkın bir sesle.
"Gerçekten bilmiyor musun oysa elde etmek için çok uğraştın senin olmasına çok az kaldi"dedi.
Neyi elde etmesine çok az kalmıştı. Hem buraya nasıl gelmişti en son ne olmuştu.
Gözlerini kapattı anıların zihnini işkal etmesine izin verdi.
Bakanlık,ölüm yiyenler,harry,yoldaşlık, bellatrix kendisine çarpan büyü ve iksir.
Amaryllis aniden gözlerini açtı.
"Sen"dedi çekingen bir sesle.
"Ben"dedi eğlenen bir ses.
"Sen ölüm müsün"diye sordu tereddütle.
"Evet sonunda ne olduğumu anladın"dedi ölüm.
Ölüm böyle miydi. Karanlık şekilsiz belirsiz acımasız soğuk ve yalnız.
"Hayır" dedi ölüm "herkes için değil sadece senin için böyleyim" dedi ölüm.
"Neden"diye sordu amaryllis.
"Çünkü bana meydan okudun beni kontrol etmek istedin. Tıpkı o lokman hekim gibi ben kontrol edilemediğim için varım. Kontrol altında olursan peşinden kostugun ama elde edemediğin o ışık gibi sahte ve güzel olurum." Dedi.
"Ama insanlar ölecek "dedi amaryllis.
"Olması gereken bu" dedi ölüm.
"Aileleri arkadaşları sonsuz bir kederde boğulacak" dedi amaryllis artık ağlıyordu.
"Gerçek olan her şey gibi" dedi ölüm.
"En azından ikinci bir şansları olmalı hayatlarına nasıl devam edeceklerini ve yaşadıklarını unutmamak icin"dedi amaryllis.
"Ikinci şanslar insan oğlunun kendini kaldırmasından başka bir şey degil"dedi ölüm.
"Iksiri yok edemem herkes umutla onu bekliyor"dedi amaryllis yenilgiyle.
Ölüm sustu sanki bir şey için bekliyor gibiydi. Sonra tekrar konuşmaya başladı.
"Bir kez"dedi ölüm "sadece bir kez beni kontrol etmene izin vereceğim"dedi.
"Ama"dedi amaryllis karşılığında bir şey istediğini biliyordu.
"Kolyeyi yok edeceksin"dedi ölüm.
"Sen"dedi amaryllis ve kör edici bir ışık gözlerini kapatmasına neden oldu.
Işık gözlerini yakarken ölüm "istediğim seyi unutma"dedi.
Işık yok olduğunda ve amaryllis gözlerini açtığında beyaz bir odadaydı.
Bunun yine ölüm ile ilgili bir şey olduğunu zannetti ama kapının dışında bir adam bağırıyordu.
Ayağa kalkıp neler olduğunu görmek istedi ama inanılmaz bir ağrı vücudundan geçti nefesini kesti çığlık bile atamadı.Amaryllis oturdugu yerden dinlemeye karar verdi. Hâlâ canı yanıyordu.
"Seni uyardı ama onu dinlemedin çünkü her şeyi biliyorsun değil mi"dedi adam.
Öfkeden sesi çatlamıştı.
"Onu benimle gelmeye zorlamadım" dedi bir cocuk.
"Evet kuzeninin umrunda olmadığını söylemenin güzel bir yolu"dedi adam.
"Onu umursamadığı mı da söylemedim"dedi çocuk.
Tartışma daha da büyüyor gibiydi.
Bir kadın "harry daha çocuk charlie bu kadar üzerine gitme"dedi.
"Onu savunmayı bırak anne arkadaşlarını ve kuzenini bir tuzağa sürüklerken de çocuktu ama bu onun umrunda olmadı değil mi sadece herkesi kurtarmaya calisan kahraman olma meraklisi biri."
Çocuk cevap verdi ama bağırmıyordu bu yüzden amaryllis ne dediğini duyamadı.
Amaryllis boğazının ağrıdığını hissetti yatağın yanında su vardı. Bir bardak su içmek isterken bardak kaydı ve gürültü ile parçalandı.
Kapıda bir an sessizlik oldu.
Sonra bir kız "ses nereden geldi"dedi.
"Sanırım iceriden"dedi başka bir kız.
Kapı aniden açıldı içeri giren Charlie idi.
"Amaryllis"dedi koşup ona sarsılmadan önce.
Amaryllise oyle sarılmıştı ki vücudu artık daha çok ağrıyordu.
"Kızı bırak artık nefes alsın lestrange öldüremedi ama sen öldüreceksin"dedi huysuz bir ses.
Amaryllis başını kaldırıp baktığında onun deli göz moody olduğunu gördü ve hafifçe tebessüm etti.
Charlie geri çekilip "iyi misin beni çok korkuttun"dedi endişeliydi.
"Daha iyiyim"dedi amaryllis.
Insanların gerisinde duran harry kuzeninin yanına geldi.
"Özür dilerim seni dinlemeliydim"dedi üzgün bir sesle.
"Sorun değil artık zihnini savunmanın neden önemli olduğunu biliyorsun. Bana neler oldu"diye sordu.
Ölüm dairesinde olan her şeyi anlatmaya başladılar ama amaryllis'in aklında başka bir şey vardı.
Iksir hazır mıydı ve ise yarayacak mıydı bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amaryllis Dursley
Fanfictionpetunianin bir kızı olduğunu düşünün dudley ve harryden iki yaş büyük.Hogwarts öğrencisi bir gryffindor. Bu onun hikâyesi... hogwartsa nasıl mi gitti hadi öğrenelim. 21.yy