HERKESE MERHABA. keyifle eğlenerek yazdığım bir bölüm oldu. Umarım sizler de keyifle ve eğlenerek okursunuz. Yorum atmayı ve beğenmeyi lütfen unutmayın. İYİ OKUMALAR :)))))
****
"Saygıdeğer misafirler. Bugün burada icra edilecek olan düğün törenine hepiniz hoş geldiniz. Çiftimizi salona almadan önce damat beyin ricası üzerine ilk dans şarkılarını söylemek üzere damat beyin yakın arkadaşı Ege Beyi sahneye davet ediyorum."
Salon görevlisinin konuşmasından düğünün başlayacağını anlayıp Göksu ile konuşmamızı sonlandırdık. Yapılan anonsu biz de alkışlarımızla devam ettirirken gördüğüm kişi nedeniyle ellerim yavaşlamaya başladı.
Daha neler!
"Krala bak be. Kimin arkadaşı."
"Yakışır kardeşime!"
NE!
****
Salonun ortasında seri adımlarla sahneye yürüyen genç adama şaşkınlıkla gözlerimi diktim. 1 hafta önce kendisine rezil olduğum müzik öğretmeninden başkası değildi. Genel olarak rezil olduğum zamanlarda bir daha beni nerede görecekler diye düşünerek kendimi rahatlatırdım. Okulda yaşanan rezil olma olayından sonra da bugüne kadar ne kadar çok aklıma gelmiş olsa da rezilliğimi amaaan bir daha nerede görecek beni diyerek umursamamıştım. Keşke umursamış olsaydım! Dünya ne kadar büyük görünümlü olsa da aslında küçüktü. Herkes bir yerde mutlaka birbirine rast gelebiliyordu. Bu iyi veya kötü.
Ellerini birbirine hızla çarparak sahneye çıkmış olan genç adamı alkışlayan bir yandan salon içerisindeki yüksek gürültüye rağmen övgü dolu sözler bağıran, arada ıslık öttüren Ceyhun ve Batu'ya çevirdim bakışlarımı. İkisi de yüzlerindeki kocaman gülümsemeyle sahnedeki adama bakıyorlardı. Şaşkın olan bakışlarım Batu, Ceyhun ve sahnedeki genç adam arasında gidip gelirken kolumda hissettiğim baskıyla başımı önce koluma sonra da kolun sahibi Nisa'ya çevirdim.
"Niye öyle bakıyorsun kuzum? Bir sorun mu var?"
Nisa'nın endişeli çıkan sesine karşılık daha düz bir tonda karşılık verdim.
"Hayır, sadece biraz şaşkınım. Sahnedeki adam, sizin beni yalnız bırakıp rezil olmama vesile olduğunuz adam. Sanırım Batu ve Ceyhun da tanıyor. Anlamaya çalışıyorum."
Kurduğum cümle üzerine Nisa gözlerini sahneye çevirdi. Çevirme hızı ne kadar normalse bana dönme hızı da bir o kadar anormaldi. Yüz ifadesindeki şaşkınlık gözle görülebilir bir şekilde değişirken yüzü anlamlandıramadığım bir ifadeye büründü.
"Nasıl yani? Sen şimdi bu çocuğa mı rezil oldun?"
Cevap vermek yerine başımı sadece evet anlamında sallamakla yetindim.
"Kızım neden daha önce söylemedin bu kadar yakışıklı bir çocuğa rezil olduğunu? Psikolojik destek verirdim ben sana. Ücret de almazdım üstelik."
"Ne saçmalıyorsun ya. Ne yakışıklısı. Ben rezil olmuşum adamın tipine mi bakacağım bir de? Sor bakayım başımı utancımdan yerden kaldırabildim mi ben? Merak etme ayrıca psikolojim gayet yerinde. Neden destek alayım senden?"
"Neden acaba? Böyle yakışıklı bir çocuğa karşı rezil olduğun için olabilir mi? Ah Asya!"
"Neresi yakışıklı ya."
Omuz silkerek yüzümü sahneye çevirdim. Bir yandan önündeki ayaklı mikrofon tutacağını ayarlıyor bir yandan da yanında ona doğru eğilmiş olan görevliye bir şeyler anlatıyordu. Herkes kendi halinde salonda takılmaya başlarken ben daha önce rezil olup da yüzüne bakamadığım adamı inceliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KESİŞEN YOLLAR
ChickLitAldatılmanın verdiği hasarla sevilmeye dair olan inancını yitirmiş bir kız; yıllarca kavuşamamanın getirdiği yorgunluğa rağmen bir kez olsun sevmekten vazgeçmeyen bir adam. Hayat bu iki insanın yolunu nasıl kesiştirecek kim bilir... . . . Yolumuz...