12. BÖLÜM

1.1K 107 98
                                    

(Media: Asya)

HATIRLATMA

Telefonu kapayıp arabayı çalıştırdım ve Özgelerin evine doğru sürmeye başladım. 

"Hadi bakalım Asya Hanım. Kızlar nasıl canına okuyacak acaba?"

*

*

*

Özgelerin yaşadığı siteye ulaştığımda arabayı otoparka park edip ağır hareketlerle indim ve binaya doğru yürümeye başladım.

Keyfim yoktu. Konuşacak halim yoktu. Her anlamda yorgun hissediyordum. Yol boyunca aklımda sadece Ege'nin hali ve söyledikleri vardı. Düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyordum. Birine istemeyerek de olsa zarar verirsem gözüme uyku girmemesi bir kenara, hayatıma devam edemiyordum. Şimdi nasıl bu kadar vicdansız olabildim aklım almıyordu.

Geri dönüp bir şeyi var mı diye en azından bakabilirdim. Bir insan olarak bunu yapabilirdim. Ama yapmadım. Yapamadım. Umutlanır düşüncesine kapılıp yapamadım. Oysa adam zaten bunca yıl kendi halinde sevmemiş miydi beni? Aptaldım. Bunun başka bir açıklaması yoktu.

Sitenin otoparkında düşüncelerim eşliğinde Özgelerin kaldığı binanın önüne gelince titreyen elimle zorlanarak zile bastım. Nedenini bilmediğim bir şekilde yol boyunca ellerimin titremesini durduramamıştım ve hala devam ediyordu.

Kapının açılmasını beklerken dayanamayıp tekrar zile bastım. Megafondan gelen cızırtılı sesin ardından Özge'nin sesi kapladı gecenin sessizliğini.

"Kim o?"

"Gecenin bu saatinde kimi bekliyorsunuz Özge Hanım?"

Cevap vermemişti ama anlamış olacak ki otomatik kapının açılış sesini duydum. Kapıyı ittirip Özgelerin yaşadığı kata çıkmaya başladım.

"1,2,3,4,5..."

Son merdiven basamağına da ayağımı bastığım da başımı basamaklardan kaldırıp karşımda bulunan Özgelerin dairesinin kapısına çevirdim.

"28"

Endişeli gözlerle kapıda kollarını bağlamış duran Özge ve Nisa vardı. Yüzümün hali ne durumdaydı bilmiyorum ama zorla gülümsemeye ve iyi görünmeye çalıştım. Kötü olduğum zamanlarda o duyguyu dibine kadar yaşayıp iyi numarası yapmak istemiyordum. Olduğum gibi ne hissediyorsam onu yaşamak istiyordum. Ama istemekle hiçbir şeyin olmadığının da farkındayım. Ne kadar çok bunu istesem de uygulamaya hiçbir zaman geçirememiştim. Ben her zaman iyiydim. Kimsenin benim kötü olduğumu bilmesine gerek yoktu. Buna arkadaşlarım ve ailemde dahil.

Karşımda dikilen insanların gecesi benim yüzümden zehir olmuştu. En azından bir nebze de olsa içlerini rahatlatmak istediğim için gülümsedim içten bir şekilde. Bu durum ne kadar benim için zor olsa da onların yüzünde endişenin yerini alan rahatlama ifadesi her şeye bedeldi.

"Neredesin sen?"

Özge'nin ciddi çıkan sesi gerilmeme neden oldu. Ancak belli etmemeye çalıştım.

"Bu kadar çok mu özlendim ya. Kapılarda karşılanıyorum."

"Hı hı. Senden bir dakika ayrı kalamıyoruz."

Nisa'nın dalga geçmesine tebessüm ettim.

"Belli oluyor kuzum."

"İsterseniz çayı kahveyi buraya getireyim. Ne dersiniz? Baya sevdiniz ayakta dikilmeyi."

Umursamazca omuz silkip güldüm.

"Olur, baya geniş ve ferah bir mimariye sahip merdiven kısmınız. Ben takılabilirim burada."

KESİŞEN YOLLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin