HERKESE MERHABA. Uzun zamandır planını yapıp ve asla gercekleştirmenin nasip olmadığı bir hikayeyle karşınıza çıkıyorum. Yeniyim. Hatalarım mutlaka vardır. Bu yüzden şimdiden kusura bakmayın. Önerilere , iyi ve kötü tüm yorumlara açığım. Yeter ki düşüncelerinizi belirtin. Hepinize İyi OKUMALAR efendimm:)))
İnsan, bazen bazı şeyleri hayalleri ve hedefleri için geride bırakabildiği ve çoğu şeyi göze alabildiği zaman, sonuç ne olursa olsun mutlu olabiliyormuş. Bunu okumak istediğim bölüm için babamı karşıma aldığımda ve ailemi geride bırakıp kariyerim için İtalya'ya geldiğim gün anlamıştım. Zor olmuş muydu? FAZLASIYLA. Zorlanacağımı zaten tahmin ediyordum ama bu kadarını ben de beklemiyordum. Ailemden uzun bir müddet maddi destek alamamıştım. Babam 1 yıl boyunca benimle konuşmamış hatta arada eve gediğim zamanlarda bile karşılamaya havaalanına gelmemişti. İnatçı bir insandı. Her zaman kendi ülkemde kalıp burada kendimi geliştirmem konusunda baskı yapmıştı. Ne kadar ülkemizde mimarlık alanına dair iyi üniversiteler olsa da, ben eğitimimi yüzyıllar boyunca çok çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapan uluslararası öğrenciler için mimari, sanat, tasarım ve modanın merkezi olarak dünyanın en ilgi çekici eğitim noktalarından biri olan İtalya'da yapmak istemiştim. Burs kazanmışken bu fırsatı kaçırmam imkansızdı. Babama inat, çevremdeki insanların düşüncelerine, tavırlarına, baskılarına inat yaptım hatta.
Böyle büyük bir güvenle yaptım diyorum ama pek kolay olmadı işte. Ne kadar bursum olsa da yabancı bir ülkede tek başımaydım ve ayakta durmak zorundaydım. Durdum da. Çoğu zorluğa inat birçok işte çalıştım ve başarıyla hepsinin altından kalktım. Çünkü ben bir KADINDIM. Kendime ve Allah'a inancım olduktan sonra yapamayacağım hiçbir şey yoktu. Kendime hep bu şekilde gaz verdim. Yoksa bir noktadan sonra pes ederdim. Babam da bunu biliyordu, o yüzden benden elini ayağını çekmişti. Ama şimdi o zor ve özlem dolu koskoca 5 seneyi geride bırakıyordum.
Gözümün önünden 5 yıl içerisinde tüm yaşadıklarım film şeridi gibi geçti. Ah be zaman. Havaalanına indiğimde bir yandan kocaman olan bavullarımı taşımaya çalışıyor bir yandan da ailemi bulmaya çalışıyordum.
" Off!! Alt tarafı sizi göreceğim ya. Neredesiniz?"
Söylene söylene kalabalık içerisinde annem ve babamı ararken bir an gözlerim kolunu kendinden ayırırcasına sallayan, gözünden yaşlarını akıtan annemin gözleriyle kesişti. En son görüşmemizin üzerinden 1 yılı aşkın bir süre geçmişti. Bir an hissettiğim özlem duygusunun iliklerime kadar işlemesiyle gözlerim doldu. İnsan ne olursa olsun kokusunu özlüyordu.
Bavullarımın ağırlığı ve çevremdeki insanların garip bakışlarını umursamadan savrula savrula koşmaya başladım.
"Anneeee! Babaaaa!"
Yanlarına ulaştığımda elimdeki valizleri bir kenara atıp ikisini de kollarımın arasına aldım. Huzur kelimesi benim için tam da şu yaşadığım anı özetliyordu. Hem kahkaha atıyor hem de ağlıyordum. İkizler burcu olduğumdan kaynaklı olan bu durumu ailem garip karşılamıyordu. O yüzden çevremdeki insanların "deli mi bu" bakışları benim için önem teşkil etmiyordu.
Ailemle kısa özlem gidermemizin ardından havaalanından çıktık. Yüzüme vuran rüzgarı iliklerime kadar hissettiğimde yüzümde oluşan tebessümü engelleyemedim. Hava çok güzeldi. Başımı gökyüzüne kaldırıp İstanbul'un eşsiz havasını ciğerlerime çektim. Ben geldim İSTANBUL. Ben geldim.
Yol boyunca ailemle kısa süreli de olsa hasret gidermeye çalıştık günler, saatler çuvala girmiş gibi. Yaklaşık yarım saat süren araç yolculuğumuz evin önüne gelince sonlandı. Sohbet falan iyi hoş da yorgunum be canım ailem. Yarım saat içerisinde İtalya'da geçirdiğim tüm sürecin analizini dahi yaptırmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KESİŞEN YOLLAR
ChickLitAldatılmanın verdiği hasarla sevilmeye dair olan inancını yitirmiş bir kız; yıllarca kavuşamamanın getirdiği yorgunluğa rağmen bir kez olsun sevmekten vazgeçmeyen bir adam. Hayat bu iki insanın yolunu nasıl kesiştirecek kim bilir... . . . Yolumuz...