İçerden uzak gelen sesle fevri bir biçimde elindeki sembollerin fotoğrafını çektiğinde bu sesin Mostafa'ya ait olduğunu anladı, hızla adamın odasından çıkarken onunla karşılaştı. Adam, genç kadına gözleriyle psikolojik baskı uygularken; Alya, geri adım atmayarak göz kontağı kurmayı sürdürmüştü.
"Ne işin var senin burada?"
"Odanı karıştırmaya geldim."
"Ah! Senin şu açık sözlülüğün... Bir şey bulabildin mi?" dedi, adam, kadının suratını dikkatle incelerken.
"Evet: fotoğrafım. Masanın üzerinde ne işi var?"
Mostafa'nın Alya'nın şifreyi bulmuş olmasından şüphelenmemesi amacıyla, Alya böyle bir yol izlemişti. Böylelikle, Mostafa'nın da yaptığı şekilde, her şeyi açık bir biçimde yapıp dikkat çekmeyecekti.
"Çerçeveye de koyabilirim, sen yeter ki iste."
Kollarını birleştirip gözlerini kısarak karşılık verdi. "Çok iyi bir oyuncusun, en az üç kupa kaldırmışsındır."
"Her ajan, biraz oyuncudur Bal'ım," deyip Alya'nın çenesini tutarak daha da dikleştirdi. Bu, zariflikten çok, zorba bir hareket gibi görünüyordu.
Alya, Mostafa'nın ona dokunan elini sert bir hareketle ittiğinde, "Bana neden fiziksel şiddet uygulamadığını biliyorum," dedi. "Çünkü henüz senin kafesine girmedim. Az önceki hareketin, en büyük kanıt. Sakın kızını babasız bırakacak hareketlerde bulunma."
🪶
Ertesi gün tekrar merkezdeki odasına oturmuş, toplantı vaktinin gelmesini bekliyordu. Beklediği vakitte, şifreyi çözmeye kafa yorarken her bir sembolün birer rakamı temsil edebileceğini düşündü.
"& @ / ! ♡ € ■■ ¤ \ | ^^ £"
"801173801173" diye geçirdi zihninden.
Şifrenin bu olabilmesine karşın içine hemen kontrol etme isteği doğdu, gizlice Mostafa'nın odasına göz gezdirdi. Adamın gelmediğini gördüğünden doğal tavırlar içinde odaya girip şifreyi denemeye koyuldu. Cam kapının görüş hizasında olmayan, oda duvarının sol köşesinde olan kasaya yanaştı ve derin bir solukla aklındaki sayıları yazıverdi. Kodun bu olmaması karşısında bu sefer, rakamları tek bir şekilde yazmayı denedi.
"801173"
Bu da olmadığından öfkeyle derin bir iç çekip saçlarını kaba hareketle arkaya attı. Mostafa'nın sesiyle önceden olduğu gibi masa altına saklandı. Adam, odasına girdiğinde sandalyesine oturmuş, ses çıkarmıyor; bir tek ses, adamın önündeki dosyalardan çıkıyordu. Toplantı için yaklaşık beş dakika sonra odadan çıkmıştı. Kadın, adamın arkasından küstahça bakmasının ardından derin bir nefesle kıyafetlerini düzeltip önceden yaptığı gibi insanları gözeterek toplantı odasına doğru yürümeye başladı.
"Demi Watson adlı kadını hepiniz biliyorsunuz. Uzun bir süredir yeri tespit edilmeye çalışılıyordu. Dimitri'nin başlattığı bu görevi, Dimitri bitirecek. Alya ile birlikte."
Alya, Dimitri, Sussan ve onlara görev sırasında yardımcı olacak diğer iki ajan, toplantı masasında yerlerini almışken; Mostafa, bulunduğu genişçe odanın içinde düz istikamette dolaşıyor ve kendine has duruşunun eşliğinde dominant bir tavırla konuşuyordu. Az önceki laflarının ardından gözlerini birkaç saniyeliğine Alya'ya değdirerek devam etti: "Kırk altı yaşında, bomba ve uyuşturucu imalatçısı. Bombaları Kanada'da yapıp Amerika başta olmak üzere diğer ülkelere yerleştiriyor. Aynı zamanda da çeşitli otlar getirtip yine diğer ülkelere satışa sunuyor. Şimdi ise, büyük bombasını Amerika'nın en kalabalık yerine koyup bu iş için ortağı olan Sam Light ile ortadan kaybolmayı planlıyor. Bu nedenle tek bir iş var: Yapılacak uyuşturucu için ona yardım etmeyi teklif edip bomba konusundaki hünerinizi ona göstereceksiniz. Bu kadar basit."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUMA KONUŞMAK İSTİYOR
General FictionDuma: Sessizlik meleği "Seni bu duygusallığın bitirecek." Uzun saçlarının bir tutamını parmağında gezdirip ona eğildi ve nefesinin dudaklarına çarpmasına neden oldu. "Ve sen Alya, bitmeye yakın bir mum gibisin." "Halihazırda bitmiştim ama sen yakmay...