ANSIZ (28)

140 40 104
                                    

Mahsun Kırmızıgül- Dinle

Alya, yerdeki tabancaya bakacağı sırada yerinde olmadığını fark etti. Toprak'ın eline bakmıştı ancak herhangi bir şey görememişti, yalnızca bir eli arkasındaydı. Silahı saklamış olmalıydı. Alya'ya bakmıyor, odağını bütün ciddiyetiyle karşındaki adamda toplamıştı. Aynı zamanda adam da Toprak'tan gözlerini almıyor, Alya'yı göz ucuyla arada kontrol ediyordu. Karnındaki ağrıdan olsa gerek, tek bir kelime bile etmiyordu.

Toprak'ın suratından bir şey anlaşılmıyor, o silahı yıllardır tutuyorcasına tepkisiz görünüyordu. Ardından gözleri kısıldı ve dudakları histerik biçimde belirsizce hareketlendi. Karşısındaki adam bunu fark edemedi fakat Alya anlamıştı. Umulmadık anda gözlerini Alya'ya çevirdiğinde; adam da bakışlarını kendini koruma içgüdüsüyle Alya'ya çevirmişti. İşte tam da bu zamanda Toprak, adama üst üste üç kurşun attı.

Adım atmaya başladığı an, yığılan adamın Alya'ya silah tutan eline bastı ve Alya'nın yanına geldi. Genç kadın, bu birkaç saniye içinde olanların hayretiyle ölen adam ve Toprak arasında gözleriyle mekik dokuyordu. Toprak'ın onu kendisine çekmesiyle kolları arasına girip adama doğru yürüdüler. Toprak'ın himayesinden ayrılarak adamın yanına çömelip nabzını kontrol etti. Dudakları şaşkınlıkla aralandığında gözleri irileşmişti.

"Ölmüş!" dedi ayağa kalkarak. "Sen öldürdün. Benim yüzümden," dediğinde gözlerini kaçırıyordu. Toprak, bir şey söylememişti. "İlk kez cinayet işledin sen, katil oldun!"

Umarsızca omuz silkti genç adam. Dudaklarını hiçbir şey yaşanmamış gibi büzdüğünde ensesini kaşımıştı. "Sen de işliyordun."

"Ben alışkınım Toprak!"

"Ben de alışırım?"

"Ben sana adapte olacaktım ben adam, sen bana değil!" dediğinde adamın omuzları ittirdi.

"Alya!" diye keskin bir tınıda söze girdiğinde kadının yanaklarını sardı. "O adam seni öldürecekti. Gözümün önünde. Sana kıyacaktı. Sana bir şey olsaydı onu işkenceyle öldürürdüm. Bir ya da bin cinayet. Senin içinse gözümde kayda değer hiçbir şey taşımıyor."

"Ben birini her öldürdüğümde sigara içerim," dedi Alya dolu gözlerle. "Sigaradan nefret ederim, bu yüzden kendime ceza veririm. Bir daha böyle bir şey yapma. Ölsem bile. Çünkü sana bir şey olursa kendimi affetmem."

Yukarıya baktığında kimseyi göremedi. Seslerin az da olsa duyulmaması imkansızdı. Semiha, Leman ve Havin'i oyalıyor olmalıydı. Ölen adamın cebinde olduğunu tahmin ettiği sigara ve çakmağı alıp yaktı. Ağacın dibine çömelip dumanı tüm derinliğiyle ciğerlerine hapsetti. Uzun zamandır içmediğinden yüzünü ekşitti. Bir duman daha çekince yanına oturan Toprak'a baktı. Adam gayet düz bakıyorken; kadın ona nazaran ciddiyetini koruyordu.

"Cezam da yeni bitmişti," dedi Toprak içerlenirken. Alya, gülmemek için Toprak'a bakmayı tercih etmedi. "Sigara da zararlı. O zaman benim sana ceza vermem lazım?" Alya, ona bakmasa dahi bu sözüne kıkırdamıştı.

Başını adamın göğsüne yaslayınca; Toprak'ın yüzü yavaşça eski ciddi halini almıştı. "Teşekkür ederim sevgilim," dedi Alya. Başını kaldırdı ve sigarayı atıp Toprak'a baktı. "Sen benim en büyük şansımsın Toprak. Kendini bana feda ediyorsun, ama benliğinden çıkmanı istemem. Hiç-"

"Şş..." dediğinde kaşlarını kaldırıp kadının yanağını okşadı. "Sen sıradan bir hayatta ölümle burun buruna gelmiş biri de olsaydın yine senin için aynı şeyi yapardım. Toprak sen yoksan sadece toprak." Ayağı kalkıp kadının elini tuttu doğrulmasına yardım etti. Adama göz gezdirdi ve Alya'ya sorgular biçimde baktı. "Bu ne olacak?"

DUMA KONUŞMAK İSTİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin