TABULARIN KIRILMA NOKTASI (17)

191 65 80
                                    

Hristiyan ve Müslüman mezarlığının ayrıldığı bu ortamda onlardan başka biri yoktu. Mezarlığın genelinde çimler boy gösteriyordu. Siyah saçlı, bu defa kaçmaya niyeti olmayacak kadar sabit duruyordu. Alya, kendisini birkaç saniye içinde toparladıktan sonra emin adımlarla kadına doğru yürümeye başladı. İsmini bilmediği kadının gözlerine bakarken ona psikolojik bir baskı uyguladığının farkındaydı. Bir süre, o kadının konuşmasını bekledi fakat istediğini alamayınca inat edercesine kendisi de susmuştu.

Yirmili yaşlarının başında görünüyordu. Beyaz teninin keskinliği, fantastik filmlerdekilere benziyor, burnu Alya'nınkini andırıyordu. Gözleri, ufak ve siyahtı. Kaşlarının biçimi düzdü ve ifadesini masumlaştıran da bu kaşlar gibiydi. Pudrayla kapattığı yüzünün altında ise belli yerlerde bulunan mor izler vardı. Siyah saçlı kadın, masumane bir ifadeyle konuşmaya başladı: "Kim olduğumu merak etmiyor musun?"

Toprak, kabarık saçlı kadının hareketlerine dikkat kesilirken; Alya, ciddiyetini koruyordu. "Önce kim olduğunu söylersen, kendini daha fazla mı acındırırsın?"

Siyah saçlı kadın, masum suratını değiştirmedi. "Ben, Nergis. Babalarımız bir, biliyor musun?" Karşısındaki kolları bağlı kadının tepki vermemesi üzerine devam etti: "Seninle defalarca görüşmek istedim ama babam, annem ve Mostafa buna izin vermediler. Mostafa'nın tutuklandığını duyunca hemen senin yanına geldim. Bunlar, burada konuşulacak konular değiller. İsterseniz, bir yerde oturup konuşalım."

"İsmini kim koydu?"

"Babam."

Alya, kahkaha içinde kollarını anlık olarak iki yana açıp konuştu: "Harikulade hazırlanmışsınız. Fakat bilmediğiniz bir şey var: Sevgili babacığım, çiçeklerden ve isimlerinden pek de haz etmezdi," deyip durdu ve onu baştan aşağı inceleyip devam etti. "Ayrıca, araştırdığımda senin varlığına dair bir şey bulamadım."

Nergis, bir şey diyemediğinden ailesinden azar yiyen çocuk gibi bakışlarını yere dikmişti.

"Ablasını bulmuş birine göre fazla duygusuz; yalancı konumundaki birine göre ise, fazla sakinsin." Bu ses, Toprak'a ait idi.

Alya, bu söze karşı bıyık altından gülünce gözleri daha keskin halde Nergis'e yeniden dönmüştü.

"Ablama bağırmamı mı istersin?"

"Benden ne istiyorsun?" dedi Alya kinayeyle kaşlarını kaldırarak.

"Sen nereye gidersen, oraya gelmek istiyorum. Annem, beni erken yaşta evlendirdi. Kocamdan şiddet görünce, güçlükle gelebildim buraya. Ben, orada, annemin yanında güvende hissetmiyorum. Her an kocamı görecekmişim gibi hissettiriyor. Ben, ablamla kalmak istiyorum. Yeğenini de seversin hem?" deyip arabadaki oğlunu Alya'ya uzattı.

"Uzak tut onu benden!" diyerek geri çekildi Alya ansızın.

Bu tutumu, Toprak'ın ilgisini çekmişti. Mezarlığa geldiklerinde attığı çığlıkla birlikte daha öncesinde de bir çocuğa karşı bu tür bir tavır sergilediğini anımsadı. Gözlerini kısıp dudaklarını ıslattığında kadının bu davranışını düşünürken; kadın, işaret parmağını Nergis'e doğrultup bu tür numaralara alışmışçsasına sakinlikle devam etti: "Sakın peşimize takılmayı düşünme. Mostafa'nın oyuncaklarıyla uğraşamam." Babasının mezarına sakince baktı ve Toprak ile birlikte taksiye doğru yürüdü. Nergis, gözündeki bir damla yaşla oracıkta kalakalmıştı.

🪶

"Salkım Apartmanı"

İki kişi, elele, ilk giriş. Bej renkli apartmanın önündeki ilk heyecanlarıyla birbirlerine baktılar. Ellerini daha da sıkıp içeriye girdiler.

DUMA KONUŞMAK İSTİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin